Fuat Sezgin
Fuat Sezgin

Bugün Avrupa'daki bilimler, İslam bilimlerinin bir başka coğrafyada, değişik şartlar içerisindeki devamından ibarettir, diye tanımlıyorum.

Fuat Sezgin
Fuat Sezgin

Bugün Avrupa'daki bilimler, İslam bilimlerinin bir başka coğrafyada, değişik tarihi şartlar içerisindeki devamından ibarettir.

Fuat Sezgin
Fuat Sezgin

Bugün Avrupa'daki bilimler, İslâm bilimlerinin bir başka coğrafyada, değişik tarihi şartlar içerisindeki devamından ibarettir, diye tanımlıyorum. Ama bugünkü Avrupa'da, Batı'da gelişeni yabancı bulmuyorum. Bizim akrabalarımızın geliştirdiği safha olarak kabul ediyorum. Oradaki bilgiyi yabancı bulmadığım için bende bir aşağılık duygusu da yok onlara karşı. Bir

Müslüman iyi şartlar içersinde çok iyi çalışabilirse, çok büyük neticelere varabileceği inancı var bende. Onun için milletimden, Türk milletinden, Müslümanlardan böylesi bir davranışa sahip olmalarını isterim. Artık Türkler korkak ve taklitçi bir millet olmaktan kurtulmalıdır, Türkler yaratıcı olmalıdır!

Fuat Sezgin
Fuat Sezgin

Bugün Avrupa'daki bilimler, İslam bilimlerinin bir başka coğrafyada, değişik tarihi şartlar içerisindeki devamından ibarettir, diye tanımlıyorum. Ama bugünkü Avrupa'da, batıda gelişeni yabancı bulmuyorum. Bizim akrabalarımızın geliştirdiği safha olarak kabul ediyorum.
Oradaki bilgiyi yabancı bulmadığım için ben de bir aşağılık duygusu da yok onlara karşı.

Fuat Sezgin
Fuat Sezgin

"Bugün Avrupa'daki bilimler, İslam bilimlerinin bir başka coğrafyada, değişik şartlar içerisindeki devamından ibarettir, diye tanımlıyorum"

Fuat Sezgin
Fuat Sezgin

Miladi 850 yılından itibaren, 16. yüzyılın sonuna kadar Müslümanlar ilimde mütemadiyen yeni şeyler keşfettiler. Yeni ilimler kurdular, eski ilimleri geliştirdiler ve ilerde kurulacak bazı bilimlerin temellerini attılar. Ondan sonra ilimler tarihinde önderliklerini yavaş yavaş kaybettiler. Bugün Avrupa'daki bilimler, İslâm bilimlerinin bir başka coğrafyada, değişik tarihi

şartlar içerisindeki devamından ibarettir, diye tanımlıyorum. Ama bugünkü Avrupa'da, Batı'da gelişeni yabancı bulmuyorum. Bizim akrabalarımızın geliştirdiği safha olarak kabul ediyorum. Oradaki bilgiyi yabancı bulmadığım için bende bir aşağılık duygusu da yok onlara karşı. Aksi takdirde ben bu 13 cildi yazamazdım.

İrfan Işık
İrfan Işık

Arami ismi Siriyan (Süryani), Assuriyan, Keldani gibi Fırat ve Dicle nehirlerinin ağzından Karadeniz'e, Kızılırmak'a ve Filistine kadar yayılan bir ırkı kapsamaktadır.
Aşağı Mezopotamyanın ilk yerleşik halkı saf Arami idi. Bunlar Assurlular ile yakın hısım idiler. Yine bunlar Assurlulardan sadece politik bakımdan ayrılmışlardır. Bundan çıkardığımız kesin sonuç

Keldanilerin Arami oluşlarıdır. Ama bazı araştırmacılara göre Keldaniler de diğer Arami halklar gibi Hami (Kuzey Afrika dil ailesi, eski Mısır dili, Berberice gibi) olmalıdırlar. Tarihçi Heeren esas tartışmasını dilin farzedilen karakterlerinden hareket ettirir. Bu halkın konuşmasının farzedilen şekli Keldanice, halkın orjinal dilidir. Yine bu tarihçiye göre Keldanice bir

Arami dilidir. Süryanice de bu dil ailesi içindedir. Ancak
Keldanicenin Süryaniceden çok az farkı vardır. Yine bu tarihçiye göre Keldaniler saf bir halk değil, çok karmaşık bir halktır. Bunlar Babil'de değişik tarihlerde görünen Kürtler ve kuzeydeki Ermenilerden tamamen farklı bir ırktılar. Ermeni ve Kürtler kuzeyden gelip uzun bir tarihsel devreden sonra yukarı

Mezopotamya'da hakim bir ırk olmuşlardır. Keldaniler'de aşağı Mezopotamya'nın yeni işgalcileri ve oradaki hakim halk olmuşlardır.
Babil'in Assurlular tarafından sömürgeleştirildiği dönemdeki zayıflık durumlarından birden bire yükselerek kralları Nabukadnazzar 1. (M.Ö. 1128-1106) önderliğinde fethedici duruma gel-
mişlerdir

Han Jiantag
Han Jiantag

Herhangi bir dille bir araya gelmiş alfabe karakterleri, yeni türlerde karakterler oluşturma olsaılığı barındırırlar. Böylece, birçok değişik türde alfabetik karakter ortaya çıkmış ve Avrupa, milletler ve diller açısından bölünmüştür. Avrupa, çeşitli alfabeler kullanan milletlere bölününce, daha sonra oluşacak devlet temelli siyasal örüntülerin temeli

atılmıştır. Günümüz Avrupa ülkelerinde kullanılan neredeyse tüm alfabelerin Yunan ve Latin alfabesinden türediği ve Fenike alfabesindeki karakterlerin onların atası olduğu söylenebilir.

Ali Göçer
Ali Göçer

"İç savaşımızı ancak kimliğimize, misyonumuza, uygarlığımıza ve değerlerimize uygun bir seçim yaparak kazanabiliriz. Ufkumuzu dış dünyaya ayarlamamız, büyük devlet bilincine ulaşmamız ancak ondan sonra mümkün olur. Yoksa Ersin Gürdoğan'ın dediği gibi iç zenginliğini yitirenler önünde ya da sonunda eşyaya tutsak olmaktan kurtulamaz. Allah yolunda savaşmayanlar,

farkında olsunlar ya da olmasınlar bir gün kendilerini yok edecek güçlerin egemenlikleri için savaşır. Onların değişik alanlarda kazandıkları başarı, şeytanın egemenliğini pekiştirmekten öte işe yaramaz. (Kayıtlar 4, Günler Ararken)"

Selim Aydın
Selim Aydın

İnsanoğlunun müstesnâ bir yaratık olduğunu, kâinat içinde mühim bir yer işgal ettiğini ve yaratılışı itibariyle bir kısım yüksek vazifelere, dolayısıyla da değişik makam ve derecelere namzet bulunduğunu sezmemek, idrak etmemek mümkün mü?