Sabahattin Ali
Sabahattin Ali

Anlıyamam kederimi,
Bir ateş yakar derimi,
İçim dar bulur yerimi,
Gönlüm dağlarda bunalır.

Sabahattin Ali
Sabahattin Ali

Beni en güzel günümde
Sebepsiz bir keder alır.

Anlıyamam kederimi,
Bir ateş yakar derimi,
İçim dar bulur yerimi,
Gönlüm dağlarda bunalır.

Nazan Bekiroğlu
Nazan Bekiroğlu

Bu dağların gördüğünü mü kimseler görmedi? O ağır yük bu dağların mı omuzlarına bindi? Bu dağlar da mı tanık tutulduklarına tahammül etti?
Bu dağlarda mı mahşerde konuşacak sıradağlardandır, o vakte kadar insanlar yalan yanlış konuşacak mıdır?

İsmet Özel
İsmet Özel

Ağlamadan
dillerim dolaşmadan
yumruğum çözülmeden gecenin karşısında
şafaktan utanmayıp utandırmadan aşkı
üzerime yüreğimden başka muska takmadan
konuşmak istiyorum.

Şehre neden
esmer ve dölek yüzümle döndüm dağlardan
kar vakti tarlaları kımıldatan soluğum
niyedir sarmalasın vites dişlilerini
defneler,

nakışlar yok
alnımda neden.

Ağlamadan
etimin iğneli beşiklerde bıraktığı izlere aldırmadan
o mavi korularda ve dibektaşlarında
bırakıp sözlerimin kalıntılarını
açıkça konuşmak istiyorum.
Besbelli ki leşler koruyor şehrin bedenlerini
göğsünün kafesinde yalnızca pasak
biliyorsun
korkutulmuş bir kızın

yüreğinden fışkıran beyaz güvercinleri
sabahın köründe kalkan tirenlerdeki nefret
hergün aynı kalafat yerine çekilmenin nefreti
bunları
bütün bunları biliyorsun
dağlardan dönüyorsun o sağır yamaçlardan
çevik bacaklarını getiriyorsun, ne çiçek ne de ninni
boz şayaktan poturun dağlarda ne güzeldi
şehre varınca artık meşinler

giymelisin
daha esmer
daha kankusturucu
sen o baygın sevgilerin adamı değilsin.

sana yaşamak düşer çarkların gövdesinde
bin demir kapıyla hesaplaşmaktan omzun çürümelidir
bin çeşit güneşle ovulmalıdır gaddar ellerin
yürü yangınların üstüne, kendi alevini de getir
çarpıntısız dakikası olur mu devrimcinin
ki

ölüm
her yerde uyanıktır
alestadır korkunun yardakçıları
tez kızaran güllerden kendini sakın
sevgiler ürkütsün seni, aşk ayrı-
Aşktır diye geri geldin o çekiç seslerine
bıraktın vazgeçilmez ırmakları
gönlüne kar yağdırıyorsa çocuk sesleri yetsin
dikkat et hiçbir şey ıslatmasın namluları.

Zülfü Livaneli
Zülfü Livaneli

" Ay yıldızlı bayrağa sarılı tabutla memlekete gitmek, bu dağlarda ölüm beklemekten yeğdir.."

Ahmet Becioğlu
Ahmet Becioğlu

Kıyıda rüzgâr dağlarda pınardı.
O yüreklerimizde çınardı.
Onunla yörede başladı öykü.

Süleyman Coşkun
Süleyman Coşkun

Koğuşta eğitim saatleri ise öğleden sonraları ve akşamlarıydı. Herkes ranzalarına oturur bir kişi de elindeki kitapla ortaya çikar yüksek sesle okurdu. Bu eğitimler sırasında Kürtlerin esasında Türk olduklarını, dağ insanı olduklarindan dağlarda yaşadıklarını, bu arada sertleşmiş karlar üzerinde yürürlerken «kırt kirt» diye sesler çıkardıklarını, bu

seslerin yarattığı çağrışım nedeniyle giderek bunlara kürt kürt denmeye başlandığıni hep Mamak eğitimleri sirasında öğrendik. Bu dahiyane buluş Genel Kurmay Başkanlığı'nın adını şimdi çoktan unuttuğum bir kitabında aynen böyle yazıyordu. Buna benzer daha pek çok buluş vardı ama hatırlayamıyorum. Ama sanırım o kitaplar dünya kara mizah edebiyatında hatırı

sayılır bir yere sahip olurlar. Hele bir yayınlanmaya görsünler.Olan Aziz Nesin'e olur...

Kadirhan Türkoğlu
Kadirhan Türkoğlu

Ben... Kuşlarla, Rüzgârla Yağmurla ben... Yanımda toprak testi de su, Şu lamba nasıl da için için Akşamın şiiri bu sözde ilkbahar sihri bozuk Öyle her şey mutlu değil Şimdi dağlarda yayılan ıtırın Ve bir de O güzelim kadının saçları tane tane Yalan yok salkım salkım hem de. Oralarda bir yerde Uzanmış kanepeye O şimdi ikindi'den kalma

güzel Bileklerinde kehribar taşlar

Mark Niclas
Mark Niclas

Dünyanız sarsılıp sallanmaya, dağlarda ve vadilerde fırtınalar esmeye başladığında, sel suları toprakları kapladığında bilin ki dünya ana yaratılışının başlangıcından beri biriktirdiği tüm gereksiz tortulardan kurtulmaktadır. Böylece o da var olan her şeyle Birliğe geri dönerken saf ve temiz olacaktır. Siz ışık çocukları da onunla birlikte gereksiz

yüklerinizden kurtuluyorsunuz. Dünyanız karmaşa ve çalkantı içinde olsa da korkmayın, çünkü meydana gelenlerin hepsi Tanrısal bir düzen içinde cereyan etmektedir.

Arkhe Dergisi
Arkhe Dergisi

"Cennetin, denizlerin ve yeraltının safran renkli örtülü tanrıçası,
Kabirlerde ölümün ruhlarıyla büyük gizemlerin sahibi,
Perses'in kızı, geyiklerin arasında coşan, yaban hayatın ve el değmemiş doğanın aşkı olan,
Geceden gelen, köpeklerin koruyucusu, fethedilmez ve yenilmez kraliçe,
Korkutucu bir ses ile kükreyen, ilgi uyandıran çehreye sahip

olan,
Boğaların baş tanrıçası, dünyaların gizemli anahtarlarının sahibesi,
Gençliği büyütüp besleyen, dağlarda gezen peri, hükümdar tanrıça."