Yasanın insanların asıl ikametgahları için girdiği borçların hafifletilmesine izin vermezken ikinci ev ya da gezi teknesi gibi daha lüks yatırımlar için girilen borçların azaltılmasına izin vermesi de ayrı bir garabettir.
19. yüzyılın ortalarında hüküm süren Osmanlı padişahları zamanında oluşmaya başlayan dış borçlar giderek katlanmış ve 1874’e gelindiğinde, devlet gelirlerinin %44’ü bu borçların ödenmesine harcanır hale gelmişti.
Kemalizm işçi katliamı
Kemalistlerin yabancı sermayeye verdikleri ödünler gösteriyor (örneğin, Avrupa kapitalistlerine eski borçların altınla ödenmesinin kabulü gibi).Mücadele daha keskin bir hal almaya başlayınca, Kemalistler kendi sınıfından olan kardeşleriniyani yabancı kapitalistleri işçilere karşı desteklemekten geri kalmazlar! Örneğin,
Adana-Nusaybindemiryolundaki olaylar bunu apaçık göstermektedir. Bir Fransız kumpanyasına ait olan bu hattaçıkan grevde, polis, silahsız grevcileri tam anlamıyla kurşuna dizdi.
…..Ancak, ‘borç alan buyruk alır’ özdeyişi gereği, ‘borçluluğun’ verdiği ‘ezikliği’ de daima içinde hissetmiştir. Mustafa Kemal Atatürk, bu gerçeği mücadelesinin başından beri görmüş, her konuşmasında, ülkenin bağımsızlığı bakımından, iktisadi kalkınmanın ve özellikle yabancı ülkelere bağımlı olmamanın önemini vurgulamış, savaşımını,
içinde bulunduğu yoksul koşullara rağmen, ‘kendi yağı ile kavrulma’ ilkesi çerçevesinde başarmaya özen göstermiş, ancak onurlu bir ülkenin kurucusuna ve onurlu bir milletin evladına yakışır bir yaklaşımla Osmanlı ecdadımızdan kalan borçların Cumhuriyet döneminde ödenmesini de uygun görmüştür.
20. yüzyılın başında ticaretin var olduğu tipik
bir liman kentindeki bir konsolosluğun göre" leri ya da verdiği
hizmetlerin başlıcaları şunlardı:
198
Gemicilikle ilgili hizmetler:
• Liman harçlarının toplanması
• Liman, gümrük, zaptiye yetkilileriyle ilişkilerde sağ-
lanan yardımlar
• Karantina hizmetleri
• Varsa
bahriye hastahanesiyle ilgili hizmetler
• Noterelik ve tercüme hizmetleri
Britanya uyruklanyla ilgili hizmetler:
• Pasaport, vize vb. hizmetler
• Noterlik ve tercüme hizmetleri
• Evlenme, boşanma, ölüm ve doğum kayıtlan
• Osmanlı mahkemelerindeki davalarla ilgili görevler
• lngiliz mezarlıklarıyla ilgili hizmetler
•
Kişilerle Osmanlı makamları arasındaki anlaşmazlık-
larda aracılık
Ticari faaliyetlerle ilgili hizmetler:
• Noterlik, tercüme ve kayıt hizmetleri
• Tacirlerle Osmanlı makamları arasındaki anlaşmaz-
lıklarda aracılık
• Özel alacak ve borçların tasfiyesine yardım
• Ticari istihbarat
• Tüccar ve işadamlarına tavsiyelerde
bulunmak
• Osmanlı mahkemelerinde lngiliz tacirleri ilgilendiren
davalarla ilgili görevler
Diğer hizmetler:
• istihbarat ve bilgi toplama faaliyetleri
• Osmanlı halkları arasındaki hareketleri ve ilişkileri
izleme faaliyetleri
• lstanbul'daki büyükelçilik ve başkonsolosluğu her
konuda bilgilendirme faaliyetleri
• Osmanlı
makamları nezdinde uygun gördükleri mü-
dahaleleri yapmaya yönelik faaliyetler
Aç ailelere yapılan yardım... azaltıldı, IMF’yle yaptığı bir anlaşmanın parçası olarak yürürlüğe konan kemer sıkma politikalarının bir yansımasıydı bu. Lula, seçim kampanyası sırasında, ayda 70 dolar ödeneceğini söylüyordu ama Sıfır Açlık programı -en azından başlarken- ayda 15 dolarlık bir ödemeyle sınırlı tutulacak.
İşte buna kesinti denir!
Gayet açık olan soru şu: Borçların ödenmesi neden yoksulların “kemer sıkması”nı gerektiriyor da zenginlerin biraz daha az müsrif, lüks bir yaşam sürmesini gerektirmiyor?
"Sultan Abdülaziz dönemi başlarında (1862) borçların bütçe içindeki payı %18.8 iken 1869-70'te bu oran %33'e ve Abdülaziz'in hal' edilmesinde %43.9'a kadar çıkmıştır."
Gerçekte uluslararası borçların çoğu geçersizdir.Örneğin, ırk ayrımcılığının yapıldığı, beyazların idaresi altındaki Güney Afrika meşru bir halk hükümeti değildi, ama ırk ayrımcılığı sona erdiğinde, Nelson Mandela'nın önderliğindeki yeni hükümet 18 milyar dolardan daha fazla borçla karşı karşıya kaldı. IMF borcun ödenmemesi halinde Güney Afrika'nın
ekonomik izolasyonla karşı karşıya kalacağı konusunda uyarıda bulundu.