''Porsiyon boyutlarındaki büyüme, beyinlerimizi denetleme isteği, giderek daha düzenli bir şekilde fruktoz-glikoz şurubunun yardımını istememiz, hayvan yetiştiriciliğinin kütlesel hale gelmesi, meyve ve sebzelerin kirlenmesi ve zehirli koruyuculardan yararlanmamız arasında ortak bir nokta var. Hepsi de beslenmenin sanayileştirilmesinin gizli tutulan yüzünü gösteriyor. Bir
yerlerdeki kulislerde kar sunakları üzerine yatırılan sağlığımız kurban ediliyor.''
Hepimiz cep telefonu radyasyonunun bazı donanımları bozabileceğini biliyoruz, bu yüzden uçakta “uçak modunu“ kullanmak zorundayız,
ancak elektriksel dürtüye duyarlı bir organ olan beyinlerimizi olumsuz yönde etkileyebileceğini gözardı ediyor gibi görünüyoruz.
Dil, beyinlerimiz büyüdüğü için ortaya çıktı ve yararlı bir döngüyle, dil beyinlerimizi daha da büyüttü; çünkü kelimeler olmadan düşünemeyeceğimiz şeyler vardır. Kelimeler her şeyden önce fikirlerin sembolleridir; bu fikirleri konuşma teknolojisi olmadan tasavvur edilemeyecek şekillerde birleştirebilir ve değiştirebiliriz.
Ateş sayesinde yiyeceklerden aldığımız bu kalorileri ile beynimiz büyüyerek benzeri görülmemiş bir karmaşıklığa erişti; kısa sürede gelişerek goril ve şempanzelerin üç katı nörona sahip oldu. Gelgelelim böyle bir beyin bir İtalyan süper otomobiline benzer. Göz açıp kapayıncaya kadar sıfırdan yüz km'ye çıkabilir, ama kuşkusuz bunu yaparken benzin yakar. Aslında
sırf bu gelişmiş beyinlerimizi desteklemek için tükettiğimiz tüm kalorilerin yüzde 20'sini kullanırız ki bu inanılmaz derecede yüksek bir orandır.