başarmak ile ilgili sözler

Batan güneşin ardından geç kalmışlığın hüznü kaplar yüreğimizi, dilek dileyemeden bir gün daha kaymıştır gökyüzünden. Ölmeden önce yapılması gerekenler listemiz kalın ciltli kitapların arasında kaybolmuştur, başarmak için çıkılması gereken merdiven için geç kalmışızdır artık, adım atsak da zirveye ulaşamayacağızdır çünkü inanmak için fazla

büyümüşüzdür ve yaşamak için artık vaktimiz yoktur. Temiz havayı ciğerlerimize doldururken bunu daha önce neden hissederek yapmadığımızın pişmanlığını duyarız ve bir zamanlar pastamızın üzerindeki mumları üflerken gösterdiğimiz gayretin yerini zamanla geç kalmışlık hissi alır. Artık aynaya baktığımızda mutlu sonla biten masalların yerine, zamanı geri almak

isteyen pişmanlıklarımızı görürüz.

Çoğumuz, yaşıtlarımız bizden daha ilerdeymiş biz onların birçok alanda gerisinde kalmışız gibi hissederiz. Millet uzaya çıkmıştır; biz olduğumuz yerde dönüyoruzdur. Sizden genç olanlar çok iyi yerlere gelmişlerdir ve ihtişamlı özgeçmişlere, inanılmaz kariyerlere sahip olmuşlardır. Aklımız almaz; bunlar ne ara

buralara geldi diye içimiz içimizi yer ve farklı bir boyutta yaşayıp yaşamadıklarını sorgularız.

Dünyanın hızlı dönmesi insanoğlunun geride kaldığını göstermediği gibi birilerinin bizden önde olması, hayallerimize bizden birkaç basamak ileride olması bizim geciktiğimiz anlamına gelmez. Çoğu zaman bizlerde geç kalmışlık hissine sebebiyet veren

insanoğlu, hayallerimizi ertelememize ve onları unutup bir köşeye atmamıza neden olmamalı. Evet gökteki güneş bir gün daha bize elveda ediyor. Evet boşa geçirdiğimiz bir gün daha ellerimizden kayıp gidiyor ve gecikmişlik hissi bir gün daha tüm bedenimize siniveriyor. Peki köşeye çekilip vahlanmak, ağlamak ya da geçmişi geri getirmeyi umut etmek bize ne kazandıracak?

Geçmişi geri getirebilsek yapabilecek miyiz ertelediğimiz tüm şeyleri, vahlanmak, ağlamak teselli edecek mi bizleri? Vazgeçmek için ürettiğimiz bahanelerin arkasına gizlenmemeliyiz.

Tolstoy ona hediye edilen bisikleti kar beyazı sakalıyla 67 yaşında sürmeyi öğrendi. 67 yaşında bisikleti öğrenmesinden esinlenerek “Tolstoy’un bisikleti” denilen bir kavram

oluşmuş, “hiçbir şey için geç değil” anlamına gelen. Bir şeyler için geç kaldığını düşündüğünde Tolstoy’un bisikletini aklına getir.

Kaç yaşında, nerede ve ne durumda olursan ol içinde ulaşmak için çırpınan düşlerin varsa inan ve tutun onlara. Hiçbir şey için geç kalmadın, vazgeçmek için bahanen olmasın. Geç kalmışlık hissinin seni

esir almasına izin verme. Geriye dönüp baktığında ertelenmiş bir geçmişten ziyade, başlanmış bir geçmişi yeğle. Eğer Ay gökte ki yerini alıp parlamak istiyorsa Güneşin batışını beklemelidir. Ve sen, sahnede yerini alamadığın için sahneyi terk ediyorsan ışığını kendi ellerinle öldürdün demektir. Başarıya ulaşmanı senden başka kimse engelleyemez ve

başarının önündeki tek engelin yine kendin olduğunu unutma! Harekete geçmek için en doğru zaman tam da içinde bulunduğun şu andır. Adım atmak için geç kalmadın aksine tam zamanındasın.

Yazar: Gizem Erdoğan

Strateji, askeri gücün siyasi amaçları başarmak için kulla­nıldığı yöntem olmasından dolayı, genel olarak savaş sanatı olarak adlandırılmaktadır. Savaşı Anlamak: 21. Yüzyıl için Strateji karmaşık savaşa girme faaliyetinin, kapsamlı ve açık bir analizi­ni yapmaktadır. Yalın bir dille yazılmış olan kitap, okuyuculara Atinalı General Thukydides ve Çinli

savaşçı filozof Sun Tzu'nun' strateji hakkında ilk kez yaklaşık 2500 yıl önce yazdıklarından bu yana var olan stratejik düşüncedeki en önemli kavramların içeriğini bütün olarak vermektedir. Ayrıca, kitap, siyasi, hukuki ve teknolojik değişikliğin stratejik seçenek ile askeri strateji üze­ rindeki etkisini de incelemektedir. Savaşı Anlamak, zorlama ve baskı gibi

stratejik seçeneklerin doğası ve önemi ile ağırlık merkezini belirleme ve saldırı, arazi­yi ele geçirme ve elde tutma, ateş gücü ve manevra ile yıkıcı darbe gibi stratejik ilkeleri açıklamaktadır. Kitap, 21. yüzyılda komutanların karşı karşıya oldukları kısıtlamalar ve fırsatları tartışmakta ve askeri strateji formülasyonunun muhtemelen üst düzey güvenlik

görevlileri için en önemli tek sorumluluk olma­ ya devam edeceğini ortaya koymaktadır. Kitap, konu yaklaşımı yöntemini uygulayarak ve MÖ 5OO'den günümüze kadar tarihi örnekleri kullanarak, rekabetin her aşamasındaki stratejiyi tartışmaktadır. Asimetrik savaş ça­ğında askeri başarı için elzem olan orijinal görüşler sunmakta, buna karşın geniş bir okuyucu kitlesi

için okunabilir olarak kal­maktadır.

Çeviri:Bir gen, bir protein yapmak için DNA'da bir dizi talimattır. İnsan genomunda yaklaşık 22.000 gen vardır. Her ne kadar proteinler tüm nöronların işleyişindeki temel çark ve kaldıraçlar olsa da, hiçbir hücrenin 22.000 genin hepsine ihtiyacı yoktur. Böylece diğer hücrelerle birlikte nöronlar sadece kendi ihtiyaçları için gerekli olan genleri açarlar. Gereksinimler

değiştikçe, farklı genler açılır veya kapatılır. Bu değişen aktif gen modeli, sinapsların işleyişinde özellikle dikkate değerdir. Bu önemlidir, çünkü sinir devrelerindeki bağlantıları değiştirmek deneyimlerden bilgi edinmemize izin verir. Potansiyel olarak tehdit edici bir duyusal uyaran tespit eden bir nöral devre düşünün. Tehdit devam ederse, uyanıklığı

sürdürmek ve geliştirmek için güçlendirilmiş devre bağlantıları gerekecektir. Bunu başarmak için, nöronların keskin uçlarından - sinapslardan - merkezi çekirdeğine sinyaller gönderilir ve orada DNA gerekli genleri açması için emredilmiştir. Taze yapılmış sinaps takviye proteinleri daha sonra bunları sipariş eden sinapslara geri gönderilir. Bu nedenle, genler beyin

işlevini kesinlikle etkilerken, çevrelerinden etkilenebilecekleri gerçeği, beynimizin genetik makinesi değişen koşullara adapte olarak yanıt verirken davranışımızı katı bir genetik determinizmden kurtarır.