Tezer Özlü
Tezer Özlü

Bugün kırkıncı yaşımda, tıpkı dört yaşmdayken olduğu gibi bir çocuk ve büyükler eşliğindeyim.
Yalnız çok, ama çok yorgu­num.
(19.1.1983)

Zülfü Livaneli
Zülfü Livaneli

ramazan ayında çocukların oruç tutma israrı karşısında, peki üç gün tut, bir başlangıçta, bir ortasında, bir de sonunda, üç gün eder, bir sıfır koydun mu işte sana otuz gün oruç diye avutulduğu bir şefkat dünyası. Israrımıza rağmen iftarı bekleyemez, gizlice su içer, mutfaktan aşırdığımız bir şeyleri yerdik; büyükler de bunu bilmelerine rağmen hiç

yüzümüze vurmazdı, hatta iftar sofrasında bize de Allah kabul etsin evladım derlerdi.

Burakcan Çamlıca
Burakcan Çamlıca

Bir yandan büyümek istemeyip Bir yandan da ileriki yılların hayalini kuruyorlardı. Hayat gerçekten çok garipti.
Küçükler için de, büyükler için de, ve kediler için de.

Hatice Maraşlı
Hatice Maraşlı

"Şimdi bile, dedi çocuk, şimdi bile bilmeyiz; ırk ne, renk ne, cinsiyet ne?... Keşke büyükler de bilmese..."

Şehriban Temiz
Şehriban Temiz

Anam da büyükler ölmesin de kız ölüversin dermiş.

Christopher Wills
Christopher Wills

Mercan resiflerindeki büyük balıkların üstlerindeki asalakları küçük balıklara temizletmek üzere gittikleri temizleme istasyonları vardır. Temizleme istasyonlarının dışında, küçük balıklar büyükler için doğal av konumundadırlar ancak bu güvenlik bölgelerinde bunların ağızlarına girer ve solungaçları etrafında çapulculuk ederler. Büyük balıkların, çoğu

kez, temizleme istasyonlarında sıraya girdiği ve yıkama sırasındaki arabalar gibi sabırla bekledikleri gözlenir.

Muhammet Candemir
Muhammet Candemir

Mektup yazmışım sana
Yaşım küçük, yakınmışım
Büyükler garip laflar ediyor
Kalbini temizle diyorlar
Buna kimin gücü yeter
Kimse yapmıyor
Ama herkes söylüyor
Neden büyükler
Yapmadıkları her şeyi istiyor

Semir Bolat
Semir Bolat

" Çocuklar sevgiyi büyütür, büyükler gururu. Gurur, anlaşılmayan sebeplerin ulaşayaman feryadıdır. Zamansızdır, duyulmaz. Yitirdiğin sevdiklerini asla geri getirmez"

Ayfer Güney
Ayfer Güney

Neden büyükler yenilgiye uğrayınca ağlar, feryat ederler? Neden başlarından geçenleri bizim gibi gelip geçici bir oyun olarak görmez, düşünmezler?