-Roma imparatorluğu döneminin sonundan ve özellikle 4.yüzyıldan başlayarak Akdeniz'in doğu bölgelerinin önem kazanması,Constantinus döneminde Konstantinopolisin yaratılmasıyla somutlaşır.Bununla birlikte,Bizans, 6. yüzyılda, Justinianus'la birlikte önemli anıtlar bırakan görkemli bir imparatorluk olmuştur.
Başlangıçta mezarların üzerine önemli anıtlar yapılmazdı, ancak onuncu yüzyılda bu moda yaygın bir hâl aldı. 966'da Muizz üd-Devle (945-967) Peygamber'in ailesinden, kabilesinden bulunanların mezarlarının üzerine anıtlar yaptırdı.
Kureyşliler ve diğerleri bunu taklit ettiler.
Sonra önemli kişiler, zenginler muhteşem türbeler yaptırdılar. X.
yüzyılda prenslerin mezarlarının üzerine yüksek, silindir biçiminde, tepesi şeker külâhı gibi olup on kilometre uzaktan görülebilen kuleler yapıldı ve gene XII. yüzyılda kubbeli, içlerinde lüks kur'anlar, halılar, kandiller vb. ile dolu salonları bulunan büyük anıtlar yapıldı. Bütün bu anıtlar bakımlarına ayrılmış yıllık vakıf gelirlere sahiptiler. Sultanların
ve Memlük emirlerin yattığı Mısır ve Hindistan'da bugün hâlâ böyle türbeler mevcuttur.
Pek çok imparator kendilerini gerçekte olduğundan daha iyi gösterecek anıtlar yaptırırken, Asoka dilediği özürleri yaklaşık on beş metrelik, düzinelerce kumtaşı sütuna yazdırdı.