“ Zaten işkence nedir?
İrademiz ve kafamız bizi küçültecek bir iş yapmadıkça, işkence sade bir fizyoloji meselesidir. Etlerimiz, sinirlerimiz dayanabildikleri kadar dayanırlar. Sonra, tabiat ne emrederse o olur. Ama ruhumuzu kamçılattırmamak elimizdedir. Halbuki ben ruhumun üzerine bir tokat yedim ve kabahatliyim! “
"Fakat kafam her şeyi büyüten bir adese gibi...Oraya giren her şey, yünlü bir kumaş üzerine damlayan yağ lekesi gibi belli olmadan genişliyor, büyüyor..."
"Kumaş üzerine damlayan yağ lekesi gibi belli olmadan genişliyor, büyüyor..."
Zaten işkence nedir? İrademiz ve kafamız bizi küçültecek bir iş yapmadıkça, işkence sadece bir fizyoloji meselesidir. Etlerimiz, sinirlerimiz, dayanabildikleri kadar dayanırlar. Sonra, tabiat ne emrederse, o olur. Ama ruhumuzu kamçılattırmamak elimizdedir. Halbuki ben ruhumun üzerine bir tokat yedim ve bunda kabahatliyim!
"Yılbaşının da sence hiçbir hususiyeti yokmudur?" diye sordum
"Hayır" dedi, "senenin diğer günlerden ne farkı var sanki? Tabiat onu herhanigi bir şekilde ayırmış mı? ömrümüzden bir sene geçtiğini göstermesi bile o kadar mühim değil, çünki ömrümüzü senelere ayırmak da insanların uydurması... İnsan ömrü doğumdan ölüme uzanan tek bir yoldan
ibaretdir ve bunun üzerine yapilan her türlü taksimat sunidir..."
- 'Yılbaşının da sende hiçbir hususiyeti yok mudur ?' diye sordum.
--'Hayır' dedi, 'senenin diğer günlerinde ne farkı var sanki ? Tabiat onu herhangi bir şekilde ayırmış mı ? Ömrümüzden bir sene geçtiğini göstermesi bile o kadar mühim değil; çünkü ömrümüzü senelere ayırmak da insanların uydurması... İnsan ömrü doğumdan ölüme kadar uzanan tek bir yoldan
ibarettir ve bunun üzerine yapılan her türlü taksimat sunidir ...
❞
Çölün merhametli kalbinde su her şey anlamına gelir de, yemin, on biri Yûsuf'un rüyasına giren yıldızın üzerine edilir. Ve Yûsuf, Züleyha'nın düşüne de gerçeğine de çölden gelir.
❞
Yaşanmakta olan bütün acılar gibi yaşanmış ve yaşanacak olan bütün acıların da kalbinin üzerine çöreklendiğini zannetmekten yorgunsun.