Nazan Bekiroğlu
Nazan Bekiroğlu

..Ben bir kadınım, dedi Havva, ama bu benim sıfatım. Adımı henüz bilmiyorum.
Sonra döndü Âdem'e, aklına bir şey gelmişti.
Sesi, bengisular gibiydi.
Bana, dedi, bir isim ver, varlığım olsun.
Durdu, aklından yeni bir şey geçti. Bana, dedi, sen isim ver, varlığım olsun.
Bana öyle bir isim ver ki senin adının yanında dursun.
Seni anan beni de

ansın. Seni hatırlayan beni de hatırlamadan olmasın.
Bir "ile" koy aramıza bizi birbirimize bağlasın..

Nazan Bekiroğlu
Nazan Bekiroğlu

Ben bir kadınım, dedi Havva, ama bu benim sıfatım. Adımı henüz bilmiyorum.
Sonra döndü Âdem'e, aklına bir şey gelmişti.
Sesi, bengisular gibiydi.
Bana, dedi, bir isim ver, varlığım olsun.
Durdu, aklından yeni bir şey geçti. Bana, dedi, sen isim ver, varlığım olsun.
Bana öyle bir isim ver ki senin adının yanında dursun.
Seni anan beni de

ansın. Seni hatırlayan beni de hatırlamadan olmasın.
Bir "ile" koy aramıza bizi birbirimize bağlasın.

Nazan Bekiroğlu
Nazan Bekiroğlu

"Bana, dedi, sen isim ver, varlığım senin olsun.. Bana öyle bir isim ver ki senin adının yanında dursun. Seni anan beni de ansın. Seni hatırlayan beni hatırlamadan olmasın.."

Nazan Bekiroğlu
Nazan Bekiroğlu

Bana, dedi, sen isim ver, varlığım senin olsun.. Bana öyle bir isim ver ki senin adının yanında dursun. Seni anan beni de ansın. Seni hatırlayan beni hatırlamadan olmasın..

Nazan Bekiroğlu
Nazan Bekiroğlu

Ben kadınım, dedi Havva, ama bu benim sıfatım. Adımı henüz bilmiyorum. Sonra döndü Âdem’e, aklına bir şey gelmişti. Sesi, bengisular gibiydi. Bana, dedi, bir isim ver, varlığım olsun. Durdu, aklından yeni bir şey geçti. Bana, dedi, sen isim ver, varlığım senin olsun. Bana öyle bir isim ver ki senin adının yanında dursun. Seni anan beni de ansın. Seni hatırlayan beni

hatırlamadan olmasın. Bir “ile” koy aramıza bizi birbirimize bağlasın.

Furuğ Ferruhzad
Furuğ Ferruhzad

Güneş ölmüştü
Ve yüreklerden havalanıp uçan
O kederli güvercinin adının
İman olduğunu bilmiyordu kimse

İrfan Işık
İrfan Işık

Aramiler'in Sami olduklarını son zamanlardaki Arkeoloji buluntuları da teyit etmiştir. M.Ö. 14. yüzyılda Suriye'deki küçük prensler ve valiler tarafından firavun Amenofis IV. 'e (M.Ö.
1 370-1 352) gönderilen ve Tel-Amarna harabesinde bulunan mektuplarla Hititlerin Boğazköy arşivinde Aramilerden Habiru
adıyla bahsedilmektedir. Bu belgeler, Arami adının bunlara

Sinearlılar tarafından verilmiş olduğunu ve kendi aralarında Habiru ve diğer boy adlarıyla anıldıklarını meydana koymaktadır.

Nisa Yıldırım
Nisa Yıldırım

"Benekli'nin adının nereden geldiğini buldum. İnsana sıkıntıdan benek çıkarttığı için adı böyle kalmış."

Philippe Forest
Philippe Forest

İssa, bir fincan çay anlamına gelir. Adam, gençliğinde bir gün, yeşil renkli kaynar suyu seyre dalar ve suyun dibindeki yaprak çökeltisinde adının şeklini görür.
...
İssa kendine bir isim uydurur ve ilk şiirini bu isimle imzalar. Ebeveyninin ona verdiği adı, bir fincan çayla değiş tokuş eder: onu bir hiç için terk eder, kendisi o hiçe dönüşür.

Muhittin Turan
Muhittin Turan

Eserin konusu kısaca şöyledir:
Yüzlerce kuş toplanıp aralarında konuşarak hiçbir ülkenin padişahsız olmadığını, bir padişah seçmenin gerektiğini söylerler. Bu arada hüthüt* gelir ve onlara zaten bir padişahlarının olduğunu haber verir. O padişahın kendilerine yakın fakat onların o padişahtan uzak olduğunu, adının Simurg olduğunu ve ona ulaşmanın o kadar da

kolay olmadığını söyler. Kuşlar hüthüdün bu sözlerine karşı birer özür getirirler ama hüthüt hepsine mantıklı ve inandırıcı cevaplar verir. Onlar da bu cevaplara kanıp hüthüdün peşinden Simurg'u bulmak için yola düşerler. Gittikleri bu zorlu yolda kuşlar karşılaştıkları engeller sebebiyle hüthüde itirazlarını sunarlar. Hüthüt hiç bıkmadan usanmadan onlara

mantıklı cevap vermeye devam eder. Önlerine talep, aşk, marifet, istiğna, tevhit, hayret ve fena vadilerinin çıkacağını ve bu vadilerin ardında o istedikleri padişahı bulacaklarını söyler. Buna rağmen kuşların çoğu mazeret bildirip yolda kalırlar. Yüzlerce kuştan sadece 30 kuş bu vadileri aşar ve Simurg'un bulunduğu yere varabilir. Orada Simurg'u nasıl bulacaklarını

sorarken bir postacı gelir ve her bir kuşun önüne birer kâğıt parçası vererek onları okumalarını ister. Onlar da bu yolculuk boyunca yaptıkları her şeyi orada yazılı hâlde bulurlar. O sırada Simurg'un tecelli etmesiyle mana bakımından kendilerinin yani 30 kuşun Simurg ve Simurg'un da kendileri yani 30 kuş olduğunu görürler. Hemen ardından Simurg'dan bir ses gelir: Siz 30

kuş geldiniz ve 30 kuş gördünüz. Daha fazla veya daha az kuş olarak gelseydiniz ancak o kadar kuş görürdünüz, yani burası bir aynadır. Dolayısıyla bu 30 kuş Simurg'da fani olur.


* Aslı "hüdhüd' olan bu kelime, metıin inceleme bölümünde TDK'nin imla kılavuzuna uygun olarak "hüthüt" şeklinde yazılmıştır.