Son bahar yaprakları dökülürken içimden
Hazanı yaşarken bahar kokulu sabahlar da
Yüreğim üşürdü gözlerimden sel olup akan yağmurda
Sırılsıklam ıslanırken ruhum
Solmuştu bahçemde ki tüm güller
Sen o bahçemdeki açan tek güldün
Sen adını koyamadığım
Senin adın kavuşmak olsun.
"Müsaade buyurursanız..." dedi, "Zatıâlinizi haddim olmayarak bir hususta tenvir edeyim. Teşrif buyurduğunuz köye hâlâ Çirkince diyorsunuz. Oysa orası artık Çirkince
tesmiye edilmiyor. Kaza kaymakamı ile parti erkânı devr-i cumhuriyette böyle güzel bir vatan köşesinin adını Çirkince
olarak bırakmayı muvafık bulmadılar, Dâhiliye Vekâletine müracaat ederek
değiştirttiler. Şimdi oranın ismi Şirince'dir. Ya.. Şirince.."
Ayıl artık gaflet uykusundan. Adını sabır koyma acizliğin.
"..Ey, içine bakan gözlerimin yoksul gölgesinde kendini açıklayan gerçeklik! Her kopuşla adını yineleten umut! Bir serin yaşlı-bahar özlemi, acı kar fırtınaları beklentisi kışlarda ve alıcısı olmayan iki mevsime, zamanın kapanabilmesi devrimi!"
Günahla kararmış bir alın yeğdir,
Namaz kılar görünüp riyakârlık eden alından Allah'ın adını anmamak yeğdir
Âlemi kandırmak için Allah Allah diye mırıldanmaktan.
Allah'ın adını anmamak yeğdir
âlemi kandırmak için allah allah diye mırıldanmaktan.
Alnın eğer bir günah ateşiyle kararmışsa
riyayla kılınmış namaz mührünün dağlamasından daha iyidi
halkı aldatmak için fısıltıyla Allah Allah demektense
Allah'ın adını anmamak daha iyidir.
halkı aldatmak için fısıltıyla Allah Allah demektense
Allah’ın adını anmamak daha iyidir
İnsanın mutluluğunun kendi adını bir ağaca kazımada olması gülünç değil midir? Bu büyük bencillik değil midir?
MURAT MENTEŞ: Yoksulluk Bahsine dönelim. "Önce ekmek, sonra her şey" diyorsunuz...
ORHAN KEMAL: Bu dingili yamuk kahpe dünyanın demine, devranına, alanına, satanına, ip tutanına...
MURAT MENTEŞ: A-ha?
ORHAN KEMAL: Yahu küfürün adını günah koymuşlar. Sövmeden insan rahatlayabiliyor mu ki?.. Öyle sefil, öyle perişan hastalar var ki, değil
ilaç, ekmek bulamıyorlar. Ne düşünüyorum biliyor musun ?
MURAT MENTEŞ: Ne?
ORHAN KEMAL: İnsan hem doktor hem de avukat olmalı!