...Neydi kendisini tutan? Korku? İyi ama dedi aşkım korkumdan büyük değil mi?
Anlatmasam aşkım beni yok ediyor. Anlatsam, ben aşkımı.
Günah işledim lezzet dolu bir günah
Titreyen esrik bir tenin yanında
Tanrım ne bileyim ne yaptım ben
O karanlık susku dolu zulada
O karanlık susku dolu zulada
Baktım gözlerine gizemleriyle dolu
Gözlerinin çaresiz isteklerinden
Kalbim göğsümde çırpınıp durdu
O karanlık susku dolu zulada
Yanında darmadağın oturdum
Dudaklarıma heves döktü dudakları
Deli kalbimin üzüncünden kurtuldum
Aşkın öyküsünü okudum kulaklarına:
Seni istiyorum ey benim cânânem!
Ey bağrı can bağışlayan, seni
Seni ey aşkım benim divânem!
Kırmızı şarap camda oynadı
Gözlerinde heves yalazlandı
Yumuşak yatakta benim bedenim
Göğsünde onun sarhoşça
kıvrandı
Günah işledim lezzet dolu bir günah
Alevli yangılı bir kucakta
Günah işledim kinci, sıcak
Ve demirsi iki kol ortasında.
Seni, bir annenin biricik çocuğunu sevdiği gibi sevdiğimi biliyorsun. Aşk, seni her şeyden korumayı öğretti bana, buna benim aşkım da dahil!
"Ayın karanlığı
Dünyanin karanlığından bin kat parlak olduğundan
Aydınlık gözüküyor bize
Diyerek nasıl da sallamıştım yutarsın belki diye
Işte demiştim var farkına
Hiçbir karanlık sana olan aşkım kadar
Aydınlık olamaz kadınım "
2011
Maraş
A öğretmen çıktı karşımıza sözleri duruşu konuşması bir başka hepimizin baba demek istediği bir öğretmen olan A sıradan bir günde yanımıza yaklaşıp Selim'in saçını okşadı ve dedi ki sen karikatür yapmalısın Kemik ve benim saçlarımı okşayıp sen de şiir yazmalısın Doğu büyülenmiş gibiydik evet bu dediklerini zaten yapardık ama illa yapmak için değil
bilmeden zevk alıp sonra da oyunlarımıza alet etmek için yapardık o gün başımıza sihirli değnek değmiş gibi dolandık bana bunu dedi sana bunu dedi diyerek oysa o sırada önümüzde sevdiğimiz uğraşların birer örneği vardı ve onlara bakıp sıradan cümleler kurmuştu asıl olay diğer gün yaşandı A öğretmen elinde bir poşetle yine gülücükleriyle yaklaştı ve
hepimize uğraşlarımızla ilgilli birer örnek verdi ilk defa şiir kitabım olmuştu hatta kişisel okul dışı kitabım oydu deliler gibi sevinmiştim ve bunun sebebi ne şiirlerin birini açıp okumam ne de şiire olan aşkım falandı KARA KUYUDA BİRDEN BİR BİLGENİN ÇIKIP UMUT SÖZCÜĞÜNÜ KULAĞIMA FISILDAYARAK KUYUDAN ÇIKMA ATEŞİNİ İÇİMDE YAKMASIYDI.
Tırnak izleri üzerinde ısrarla duran şair Name “Vücudunda tırnak izlerini gören kadın bu izler eskimiş olsa bile seviştiği anları yeniden hatırlar. Eğer bu izler yoksa aşkım ve aşığını unutacaktır. Ancak bu izleri yalnız kendisi görmelidir. Çünkü bunları gören başkalarına sebebini izah etmeye kalkınca işini bütün tesiri kaybolacaktır.)
biliyorum aşkım sonumuz yok bizim
düşlerin bahar olsun yine de
sonsuzluğumuz var
Sen ki benim sevdiceğim,ilk aşkım
Yaz, kış, arıyorum seni Antalya
Herkeslere kucak açman tek kuşkum
Genç kız sanıyorum seni Antalya.
Tenini, yüzünü gören yabandan
İsmini yazan, resmimi yapandan
Sana böyle benim gibi tapandan
Çok kıskanıyorum sen Antalya
Çoçukken hep güzelliğini duydum
Sonra,
yıllarca, sinende uyudum
Renkli gecelerinde yudum, yudum
Kaç kez sarıyorum seni ANTALYA
Mehmet Akçay