Fuat Sezgin
Fuat Sezgin

"Bilimler tarihi insanlığın ortak malı düşünceniz müthiş bir düşünce! Bu fikri bir müzenin dört köşesinde sergilemek suretiyle insanlık tarihinde yeni bir merhale açacaksınız."

Fuat Sezgin
Fuat Sezgin

...''Bilimler tarihi insanların müşterek mirasıdır." diye. Ben buna inanıyorum. Bilimler sıçramalar yapmıyor, esasında yavaş yavaş tekamül ediyor... Bir Fransız âlimi de söylüyor:''İnsanlar keşfetmiyor, insanlar geliştiriyor." Bugün biz 21. Yüzyılın başında bütün insanlığın geliştirdiği bu bilimler manzumesinde malesef Müslümanların 800 yıllık yaratıcılık

merhalesinin bilimler tarihindeki yerini bulamıyoruz.

Fuat Sezgin
Fuat Sezgin

"Üniversiteler tarihi hakkında neden yanlış izahlar yapılıyor, neden İslâm dünyası akla getirilmiyor? Üniversiteler, İslâm dünyasının bir mahsulüdür."

Fuat Sezgin
Fuat Sezgin

“Bilimler tarihi insanların müşterek mirasıdır.”

Fuat Sezgin
Fuat Sezgin

...bizde umumiyetle İslam'ı din olarak geri kalmadan mesul tutarlar.Bunun tamamıyla tarihi hakikat olmadığını söylemeyi bir vazife telakki ediyorum.Buna inanıyorum.

Fuat Sezgin
Fuat Sezgin

Bugün Avrupa'daki bilimler, İslam bilimlerinin bir başka coğrafyada, değişik tarihi şartlar içerisindeki devamından ibarettir, diye tanımlıyorum. Ama bugünkü Avrupa'da, batıda gelişeni yabancı bulmuyorum. Bizim akrabalarımızın geliştirdiği safha olarak kabul ediyorum.
Oradaki bilgiyi yabancı bulmadığım için ben de bir aşağılık duygusu da yok onlara karşı.

Fuat Sezgin
Fuat Sezgin

1,5 sene evvel vefat etmiş olan bir Alman âlimi arkadaşım vardı Matthias Schramm diye bir dahi. İbnü'l-Heysem'in Fiziğe Götüren Yolu diye bir kitap yazdı. Onda da bu fikir vardı: "Bilimler tarihi insanların müşterek mirasıdır" diye. Ben buna inanıyorum. Bilimler sıçramalar yapmıyor, esasında yavaş yavaş tekâmül ediyor...

Fuat Sezgin
Fuat Sezgin

Turan: Yani din kesinlikle bilimin önünde engel değil.
Sezgin: Hayır! Biz geriliğimizin sebebini yanlış olarak dine bağlarsak da, ben dini himaye etmiyorum, ben tarihi bir hakikati müdafaa ediyorum. Aksi takdirde biz kendimizi tamamıyla kafamızı kuma sokmuş bir devekuşu haline getirmiş oluruz.

Fuat Sezgin
Fuat Sezgin

Fuat Sezgin ve Oryantalistler -1

Batılı araştırmacıların genelde Doğu, özelde ise İslâm dünyası ile ilgili araştırmalarına oryantalizm (doğu bilim) veya şarkiyatçılık ismi verilmektedir. Oryantalizmin kökleri, bu anlamda Batı’da Batı için Batının yararına yönelik olarak düşünülmektedir. Bahsi geçen öncüllere bizi ulaştıran temel husus, Edward

Said’in 26 dile çevrilmiş -çok tartışılan- klasikleşmiş Oryantalizm (1978) isimli kitabıdır. Bu noktada oryantalistler, ‘Sömürgeciliğin Keşif Kolu’nun mensupları olarak nitelendirilmektedir.

Ancak dünya bilim tarihinin son büyük temsilcilerinden olan Fuat Sezgin, oryantalistler hakkında farklı bir bakış açısı sunmaktadır. Uzun ömrünün altmış yıllık

döneminde oryantalistlerle bir arada/ortamda çalışması, danışman hocası Hellmutt Ritter’le beraber araştırmalar yapması, Sezgin’in değerlendirmelerini önemli kılmaktadır. Gerçekten o, farklı bir gözle oryantalist geleneğe bakmaktadır. Oryantalist araştırmacıların, Müslümanların tarih boyunca ortaya koydukları eserlerin ilim dünyasına açılmasındaki

katkılarını ‘hürmet’ ve şükranla anmaktadır.

Fuat Sezgin, oryantalistlerin birkaç yüzyıllık gece gündüz yorulmak bilmeyen çalışmalarının bilimler tarihindeki önemini hatırlatırken, bunun çok önemli neticeleri olduğunun farkındadır. Ancak şu itirafta bulunmaktadır: “Bu yerin ne kadar büyük olduğunu gerçeğe yakın bir şekilde öğrenebilmekten çok

uzağız veya hiçbir zaman öğrenemeyeceğiz.”

Oryantalistlerin binlerce etütlerine, yayınladıkları metinlere, yazdıkları Arap-İslâm edebiyatı tarihlerine, çıkardıkları ansiklopedilere ve dergilere insanlarımızın ‘yabancı’ kaldığını düşünen Sezgin, onlar hakkındaki olumsuz kanaatlerin Mısırlılarca ifade edildiğini belirtmektedir. Böylece

oryantalistlerin İslâm bilimlerine hümanist gayelerle değil, misyoner bir ajanda ile yaklaştığı düşünülmektedir. Fuat Sezgin, sonuçları itibariyle ‘oryantalist’ veya ‘müsteşrik’ olgusunun, misyoner veya en azından ‘kuşkulanılan bir tip’ olarak algılandığını düşünmektedir.

Fuat Sezgin için, ‘her oryantalist ön yargılı değildir’. Bazıları

Doğuya ve özellikle İslamî ilimlere olumlu bakmaktadır. Sezgin, birçok oryantalisti ‘hocası’ olarak kabul etmekte ve onlardan ‘çok şeyler öğrendiğinin’ özellikle altını çizmektedir

Oryantalistleri daima hürmetle andığını belirten Fuat Sezgin, onların açmazlarını şu şekilde değerlendirir: “Bazı sahalarda, özellikle teoloji sahasında, onlar

Hıristiyan oldukları için başka gözle baktılar. Ama onları affediyorum. Fakat hadislerdeki rivayet zinciri meselesini anlamamış olmaları affedilemez bir şey. Bugün Ezher Üniversitesi profesörleri de bunu yanlış anlıyorlar.” (Sezgin, Bilim Tarihi Sohbetleri)

Hadis alanında büyük bir bilgin olarak Goldziher’in Buhârî ve Müslim için ifade ettiklerinin bir

karşılığının olmadığını belirten Sezgin, onun temel düşüncesini şöyle özetlemektedir: “Buhârî’deki bütün hadisler Buhârî’nin devrinde yaşamış olan fikir ekollerinin düşüncelerinden ve icatlarından ibarettir. Yani bunun peygamberle bir alakası yok! Bunlar sadece devrin fikirlerini aksettirir. Buhârî bu fikirleri toplamıştır! Rivayetler zinciri ilave

etmiştir, yani uydurmuştur.”

1956 yılında, Buhârî’nin Kaynakları olarak yayınlanan doktora tezinde Fuat Sezgin, bu çalışmasıyla, hadis külliyatının sadece ‘şifahî’/sözlü olarak toplanmadığını, yazılı kaynakları olduğunu ispatlamıştır. Ona göre hadislerin “arkasında yazılı kaynaklar var. Zira önceleri şimdiki gibi kitaplar, dipnot olarak

kaynak eser gösterilmezdi, direkt şahıs ismi yazılırdı. Bu rivayet zincirine göre sıralanır, ama aynı zamanda da yazılı bir kaynağa dayanırdı.”

Fuat Sezgin, İslâm dünyasının oryantalistler hakkında yanlış ve olumsuz düşünceleri olduğunu, onların belirli kötü amaçları için İslâmiyet’i eleştirdiklerinin kabul edildiğini ifade etmektedir.

Müsteşriklerin yeterince tanınmadığını belirtirken, onları ‘körü körüne’ savunmadığını da söylemektedir. Ona göre bu olumsuz imaj Mısırlı âlimlerce yapılan oryantalizm eleştirilerinin Türkiye’ye girmesiyle ortaya çıkmıştır.

Hıristiyan ve Yahudi oldukları için oryantalistlerin Müslümanların hoşuna gitmeyecek bir takım sonuçlara ulaşmış

olabilecekleri hususunun doğruluğuna dikkat çektikten sonra, Sezgin hepsinin iyi olmadığı konusunda da uyarılarda bulunmaktadır. Ancak o, bir noktaya daha dikkat çekmektedir: “Ama içlerinde geceli gündüzlü, İslâm’ın bilimler tarihindeki yerini ortaya koymaya çalışan oryantalistler var. Bu gerçekliği milletime duyurmayı, söylemeyi, insanî ve dinî bir borç olarak

telakki ediyorum.”

Fuat Sezgin
Fuat Sezgin

Ben 55 yıldan beri İslami bilimler tarihi ile uğraşıyorum ve sürekli bir şeyler öğreniyorum. Ve insan hayatında sürekli öğrenmek çok mühimdir. Mesela bir işe başladıktan 1 hafta sonra insanın kendi kendisine sorması lazım: "Bu hafta ben bir şey öğrendim mi ?" diye. Bazen seyahatlerde olduğum zaman o hafta hiçbir şey öğrenemedim gibi gelir bana. Evet... aşağı yukarı

her gün bu soruyu kendime soruyorum. Her gün alıştığım için her gün soruyorum.