"Kültür davası halledilmeden siyasetle uğraşmak abesdi."
''Siyasetle uğraşan bir kadın, ne kadar erkeksi görünürse o kadar başarılı olur'' teziyle desteklenen görüşe göre , siyasetçi bir kadın evli değilse, '' Erkek elde edemediği için siyasetle uğraşıyor'' çocuğu yoksa '' Kendini adayacağı birisi olmadığından siyasetin içinde'' olduğu kanaatleri hüküm sürmektedir.
...TÜSİAD denen kulüp kendi hükümetini gazetelere ilan vererek düşürmüştür. Ürettiği malları stoklayarak kıtlık var demişlerdir ve o malları kim bilir kaç katına satarak paraya para katmışlardır. Bunlar ve benzeri kulüpler derhal kapatılmalıdır. Böyle vatana ve millete zarar veren sivil toplum kuruluşu mu olur? Bugün bile açılıma destek verirlerse kol kola,
vermezlerse siyasetle tehditleşen hâlleri ortadadır. Bu hata siyasetindir. Halktan yetki alıp sermaye ile kol kola girerseniz sadece halkı değil kendinizi de kandırırsınız. İşte siyaset bu noktada bitmiştir. Bu düzenin zihniyetinin ayakta kalması mümkün değildir. Siyaset halkı daha da fakirleştirmiş, halkı sermayeye müşteri yapmanın yanında sadakaya bağlayarak
vatandaşlıktan çıkışın ve kula kullaşmanın yolunu açmıştır.
Gündelik hayat, toplumun temel değerlerinin farklı toplumsal konumdaki insanlarca paylaşıldığı, öğrenildiği ve haklılaştınldığı külterel bir alandır. Alış verise çıkma, mevsimlik ayakkabı secimi, bir memurun konumuna uygun elbise satınalması gibi siyasetle ilgisiz gibi görünen hayata ilişkin davranışları içerir.
Tüm bunları ve diğer birçok şeyi içeren
gündelik hayatımız, kendisini oluşturan nesneler, mekânlar ve simgesel anlamlar siyasetle bağlantısız gözükse de verili toplumsal sistemin temel aldığı değerlerin kabulüne yönelik düzenlenmiştir
Memurların kalabalık odalarda çalışması, ama müdürlerin, genel müdürlerin tek başlarına geniş odaları sahiplenmeleri, aynca bu mekânların toplumsal konumlar arasında
fiziksel bir uzaklığı ve otoriteyi sağlayacak koruyacak yönde düzenlenmesi bize hiyerarşik toplumsal ilişkilerin mantığını benimsetir, öğretir ve bu durumu haklı, olağan bulmamızı kolaylaştırır.
Eğitimin siyasetle ilişkisi, onun devletin bir işlevi oluşundan kaynaklanmaktadır.
- "Yok baba, siyasetle işim yok, benim işim paparazzi."
- "Olsun oğlum, aferin oğlum, millete bir faydan yok ama en azından kendine de zararın olmaz."
Bu çalısmada her zaman hak ve halktan yana olan Serdengeçti dergisinin siyasetle iliskileri incelenmistir. Türkiye’de basın iktidar iliskilerinin, özellikle de tek parti devrinde siyasetten yana olduğu bir dönemde yayın hayatına baslayan Serdengeçti dergisinin siyasetle
iliskilerinde dik durusu örnekleriyle ele alınarak incelenmistir.
Bu çalısmada Serdengeçti dergisinin siyasetle iliskileri ve bunun yansımaları incelenecektir. Bu kapsamda ilk olarak Serdengeçti dergisini çıkaran Osman Yüksel Serdengeçti’nin hayatı, fikirleri ve mücadelesi ele alınmıstır. Ardından derginin çıktığı dönemin basın iktidar iliskileri genel hatlarıyla incelenmiş ve siyasi iktidarların basına karsı
takınmıs olduğu
tavır ve bunun sonuçları üzerinde durulmustur