Düşünüyorum da yeni yeni sokağa, demiryoluna çıkıp oynamağa başladığımız yıllarda Balkan Savaşı... Analarımızı gizli gizli ağlatan o korkunç bozgun... Ardından dört yıl süren Birinci Dünya Savaşı... Rumeli insanının yaşadığı yaman gurbetliğin korkular, acılarla daha da yoğunlaştığı yıllar... Sokaklarda «hürriyet müsavat», «uhuvvet» şarkılarının
söylendiği yılda doğmuştum ama insanlığın dünyayı kana boyadığı birbirlerini kırmağa çalıştığı yıllarda büyümeğe çalışıyordum.
Attached to the same communication is a cable from Van, 30 August(12 September) 1913 declaring that "the Rumeli (Balkan) gendarmes are continually threatening the Armenian population." Around the same time another report from Karakilise in Bayazid sancak in eastern Turkey states that "the local police chief and his cronies from Rumeli are perpetrating sexual crimes against young girls which they
didn't even commit in the ancient regime [of Abdul Hamit]. Under the guise of searching for deserters, pretending to ascertain the sex of children and women every day the honor of Armenian families is violated."[26] As Toynbee summed up the picture, "the arrival of the Rumelian refugees from the end of 1912 onwards produced an unexampled tension of feeling in Anatolia and a desire for revenge."
--
26. FO 195/2450-45/5. 28 August 1913, 45/6 and folio 40.
İnançları Ortodoks Hıristiyanlık olan Gagauzlar bugün de halis bir Rumeli Türkçesi konuşurlar. Tuna nehrinin sesine karışan bu Türkçe kelimeleri , nehri oluşturan damlalardan ayırmak mümkün mü? Tuna buralarda Türkçe akar!...
4 Ekim 1919 tarihinde, Sadrazam Ali Riza Paşa tarafindan Mustafa Kemal'e gönderilen telgrafta, "... Osmanli topraklari ve beldelerinin 30 Ekim 1918 Mondros Ateşkes Antlaşmasi'nin esas aldığı Wilson prensipleri'ne göre, doğrudan doğruya yüce saltanat idaresi altında birakilmasi..... Hükümetimizin vazgeçilmez gayesidir" sözcükleri yer almıştır. Yani Sadrazam Ali Riza Paşa,
Osmanlı'nin ortadan kalkması ile elde bir avuç toprağın kalmasini kabul etmisti. Mustafa Kemal, " Mondros Mutarekesinin ve dayandığı Wilson Prensiplerinin asla kabul edilemeyeceğini İstanbul Hükümetine ' Anadolu ve Rumeli Mudafaa-i Hukuk Cemiyeti Heyet-i Temsiliyesi adina imzalayarak gönderilmiştir.
"ne yaptınız? eyvah!... Rumeli elden gitti"
...
"Ben otuz yıldır, bin bir sebeb bularak bulgar-yunan ittifakına bu yolla mani oluyordum. Nasıl bu hataya irtikab(içinde olmak) edersiniz? Eyvaah!.. Yanlarına Sırpları, Karadağlıları da alacaklar, üzerimize çullanacaklar... Zaten Rusya'da bunu bekliyor. Derhal İstanbul'dakileri ikaz ediniz. vah vah... Rumeli elden gidiyor"
İstanbul'da, Rumeli Hisarı karşında hayretler içinde kalmış, "Tablolara atılan ressam imzaları gördüm de şehre atılan imzayı ilk kez görüyorum" diye not düşmüşsün günlüğüne.
Kırım Hanı rütbesi, Rumeli beylerbeyiyle denkti ve hanlar Kefe gümrük gelirlerinden belli bir pay alırlardı.
Neden sonra Parmak Nizam'ın dudaklarından yanık bir Rumeli türküsü döküldü. Zeytinlerin yeşilinden, portakalların turuncusuna rengarenk bir Gökkuşağı Bafa Gölü'nün üzerinden karşı ovaya doğru bütün yamaçları kucakladı. Çocuklar parmaklarını göğe kaldırıp gülümsediler.
Rumeli'deki savaş sırasında cephedeki askerlere yardım amacıyla Fatma Aliye Hanım başkanlığında kurulan Rumeli sınırındaki askerlere kışlık giyecek kampanyası açan bu cemiyet başarılı faaliyetlerde bulunmuştur.