Hiyerarşi, disiplin ve itaat ordunun Weberci anlamdaki bürokrasiye uyduğunu gösterir. Bu inisiyatif alma ve yenilik yapma cesaretini kırsada, orduya alışılmamış derecede bir örgütsel verimlilik kazandırır.
Şiilere yapılan ayrımcılık petrol kaynaklarını dağıtmamakla sınırlı değildi. Tam anlamıyla kâfir değilse bile sapkın olarak kabul edilen Şiiler Suudi hükümet işlerindeki kıdemli pozisyonlara ve orduya alınmıyordu. Hükümet okullarında Şii çocuklara kendi mezheplerinin, gerçek inancı baltalamayı amaçlayan şeytani bir Yahudi icadı olduğu öğretiliyordu. Şii
yemekleri mundar olarak görülüyordu.
"O, gazete çıkardığı ve Özel amaçlar doğrultusunda çeşitli komisyonlar oluşturduğu suçlamasıyla merhum Sultan Abdülhamid’e götürüldü. Birkaç ay hapisle cezalandırıldı. Daha sonra serbest bırakılarak orduya hizmet etmek için Şam’a gönderildi."
Evet, gidiyordum. Tüm varlığım ile tüm bedenimde vatan sevdası ile...
Evet, gidiyordum. Şimdiye kadar yaptıklarım ve yapamadıklarım ile...
Evet, gidiyordum. Fedakârlığın sadece bir kelimeden ibaret olmadığını ispatlarım ile...
Evet, gidiyordum... Gökteki orduya katılmaya...
Ağustos 1936'da tanınmış Arap gerilla lideri Fevzi El Kavukçu, Suriyeli, Iraklı ve Filistinlilerden oluşan 500 kişilik bir grubun başında ülkeye geldi ve isyancı güçleri iyi eşgüdümlü bir orduya dönüştürmeye çalıştı.
Bir kadın hayal et! Hem bir iş kadını, hem asker, hem müzisyen hem de bir ressam! O, 1550 yılında doğdu ve 49 yıl yaşadı. Ülkesi Hindistan'da "Yenilmez Kadın" olarak anıldı. Askeri stratejiler hazırladı ve orduya danışmanlık yaptı. Tüm bu işlerin yanı sıra en zarif besteleri yaptı, en detaylı resimleri çizdi.
-Chand Bibi
Ebrehe'nin Kâbe'ye saldıracağı sırada, ordusunda baş gösteren salgın bir hastalık ortalığı kasıp kavurmuş olmalıdır. (Bu zamanlama hiç şüphesiz Allah'ın bâhir bir mucizesidir.) Bu hastalığın orduya sirâyeti ve kuluçka dönemi, günler hatta haftalar önce olmalıdır. Ebrehe ve ordusunun bir miktar bakiyesi "vücutlarından parçalar döküle döküle" memleketlerine
dönerlerken Mekke'nin taşlık arazisinde geriye kalan cesetler yırtıcı çöl kuşları tarafından günlerce didiklenmiş olmalıdır. Böyle bir manzara Mekkeliler için unutulmaz bir hatıra olmuş ve o yıl "Fil yılı" olarak tarih başlangıcı yapılmıştır.