Hasan Bayev
Hasan Bayev

Sigortanı soruyorlar” dedi Maret.
"Sağlık sigortası” diye tekrarladı.
"Sigortam yok.”
Ben hastalarıma hiçbir zaman sigortalarını sormamıştım. Çeçenistan'da doktorlar ve hemşireler, 1994 yılında Rusya'yla savaş başladıktan sonra maaşların kesilmesi üzerine hastanede ücretsiz çalışmaya başladılar. Çalışmamızın karşılığında hiçbir şey

almıyorduk. Bizim Hipokrat Yemini anlayışımız buydu. Ücretini ödeyebilsinler ya da ödeyemesinler, ister Çeçen tarafından ister Rus tarafından olsunlar, biz yardıma ihtiyacı olan herkese yardım ederdik.

Klaus P. Fischer
Klaus P. Fischer

Holokost'tan sağ çıkan bir Yahudi doktor bir keresinde Nazi doktoru Dr.Fritz Klein'a bir doktor olarak bu cinayet faaliyetini Hipokrat Yemini'yle nasıl bağdaştırabildiğini sordu.Yanıt şöyleydi:"Elbette ben bir doktorum, insan hayatına saygı gösteririm ve kangren olmuş bir apandisti hasta bir bedenden çıkarırım.Yahudi,insanlığın bedeninde kangren olmuş bir apandistir."

Kazuo Murakami
Kazuo Murakami

Gözyaşı da bedensel bir atıktır ama kimse ona diğer atıklara baktığı gibi iğrenerek bakmaz. Hipokrat gözyaşını bir atıktan çok beyinden gelen bir beden sıvısı olarak görmektedir. Tanrı bilimci Tetsuo Yamaori bana gözyaşının insanların kalplerine dokunduğunu söylemişti. Yaşların parıltısı duygularımızı uyandırır.

Abdullah Kocayürek
Abdullah Kocayürek

El-Kanun Fi't-tıb'bın Latince bir neşrinde (Pavia 1510) yer alan kapak resmi, onun tıp ilmindeki otoritesinin nasıl değerlendirildiğinin bir göstergesidir; zira resim İbn-i Sina'yı ortada bir tahtta, Hipokrat ve Galen'i de onun iki yanında otururken tasvir etmektedir.

Sefa M. Yürükel
Sefa M. Yürükel

Araştırma belgelerine göre, Danimarkalı doktorlar Hipokrat yeminlerini (doktor yemini) unutarak, Alman düşmanlığı gösteren, bir kısım sıradan Danimarkalılar gibi davranmışlardı. Öyle ki, doktorlar, ihtiyacı olan her insana yardım edeceklerine ilişkin yaptıkları doktorluk yeminlerini, mültecilere yardım konusunda bilerek unutmuşlar ve insanlık suçu işlemişlerdi.

Murat Kaplan
Murat Kaplan

Aristo, fizyognomiyi (yüz okuma) kişilerin ruh halini
öğrenmek için kullanırken, Hipokrat bu usulle hastalara
teşhis koymuştur.

Paul Virilio
Paul Virilio

Genelde söylenen şey haklı savaşların olabileceği ama masum ordunun olmadığıdır. Aynı şey savaş için olduğu kadar bilim için de geçerlidir. Artık gerçekten masum olan bir bilim yoktur. Uzun bir süre boyunca bir yerlerde tarihin mahkemesi diye bir şey olduğuna inanılmasının nedeni kuşkusuz tarihimizin hayli kötü bir geçmişe sahip olmasıdır. Bugün ise bizleri

rahatlatmak amacıyla uluslararası ölçekte bir deney adaleti tesis edilmesi için uğraş sarfediliyor. Bu yeni adaletin görevi artık pek fazla itibarlı olmayan bir deneysel bilim'in istismarlarını ve aşırılıklarını kamuoyu önünde iyi kötü idare etmek, bir ekonomik suç haline gelen uygulamalı bilime bir parça vicdan ve bilinç katmak. Ancak şundan emin olalım ki, üyeleri

arasında bilimsel ve teknik uzmanlar, tek tük ahlak temsilcileri ve bir zamandan beri de büyük tröstlerin temsilcilerinin dahil olduğu bu yeni, derme çatma mahkemelere başvurularak insan klonlama meşrulaştırılabilir, aldanmış veya gözünü kar hırsı bürümüş bir kamuoyu nezdinde insan klonlama yasal hale getirilebilir. Bu mahkemelerde bulunan meşhur âkil adamlar arasından

bir bölümü insan klonlamanın biyomedikal uygulamalarının yararlarını öne sürmeye çoktan başladılar bile. Hatta bu bilimsel gelecek sözcüleri, biraz daha cesur davranarak, insan klonlamayı sınai ölçekte bir onarım aracı haline getirebilirler. Klonlamayı hala mümkün olan büyük bir nükleer felaket veya soykırım gibi durumlarda yararlanılacak bir alt-proletarya yaratmak

için kullanmayı bile savunabilirler. Böyle bir onarım bugün etik değer demeyi sürdürdüğümüz şeye benzer bir değer yargısına sahip midir? En azından, Hipokrat yemininin birinci maddesiyle, öncelikle zarar vermemek deyişiyle uzaktan yakından bir ilişkisi var mıdır? Yoksa bu kılık değiştirmiş bir vahşilik midir, ölümü öldüren ölüm müdür?

Francis MacDonald Cornford
Francis MacDonald Cornford

Bütün hastalıklar sıcağın veya soğuğun ya da kuruluk veya yaşlığın aşırılığı yüzünden ortaya çıkar ve bunların her biri zıddıyla karşılaşarak iyileştirilmelidir. Sıcak soğukla, soğuk sıcakla vb. Hipokrat itiraz eder.

Andrew Koob
Andrew Koob

Eski uygarlıklarda düşüncenin kalpten geldiğini inanılırdı. Fakat MÖ 460-379 yılları arasında yaşayan Hipokrat bu görüşe karşı çıktı.
Hipokrata göre travmatik kafa yaralanmaları sonucu ortaya çıkan konuşma ve duygu bozuklukları, beynin, zekanın merkezi olmasından kaynaklanıyordu.
Aristoteles, Hipokrat'ın çalışmalarını kalp üzerine yaptığı kendi

çalışmalarına dahil etmeye çalıştı. Kalbin daha yüksek düşünüşün merkezi olduğuna inanmasına rağmen, duyguyla fazla ısındığı zaman beynin kalbi soğuttuğunu da düşünüyordu. Rasyonel insanlar beyinlerini n soğutma kapasitesi daha yüksek olanlardı.
Günümüzde bile çok tanınan biri olan Galen, Romalılar zamanında gladyatörlerin doktoruydu ve yaşadığı

dönemde de çok tanınmış biriydi. Galen Hipokrat'ın görüşünü savundu. Koyun kadavraları ve travmatik yaralar alan gladyatörler üzerinde etraflı incelemeler yaptı. Vardığı sonuçlar, beynin zekalı merkezi olduğunu kesin olarak tespit ediyordu.