Bol bol hayaller kurup bunların her zaman boşa çıktığını görmeye alışmış bütün insanlar gibi, ...kaderine çabuk boyun eğenlerdendi.
İçimizdeki şeytan pek de kurnazca olmayan bir kaçamak yolu... İçimizde şeytan yok... İçimizde aciz var... Tembellik var... İradesizlik, bilgisizlik ve bunların hepsinden daha korkunç bir şey: hakikatleri görmekten kaçmak itiyadı var.
İçimizde şeytan yok... İçimizde aciz var... Tembellik var... İradesizlik, bilgisizlik ve bunların hepsinden daha korkunç bir şey: Hakikatleri görmekten kaçmak alışkanlığı var...
İçimizde şeytan yok, içimizde acz var... Tembellik var... İradesizlik, bilgisizlik ve bunların hepsinden daha korkunç bir şey: Hakikatleri görmekten kaçmak itiyadı var...
İçimizdeki şeytan pek de kurnazca olmayan bir kaçamak yolu... İçimizde şeytan yok... İçimizde aciz var... Tembellik var... İradesizlik, bilgisizlik ve bunların hepsinden daha korkunç bir şey: hakikatleri görmekten kaçmak itiyadı var...
''Saadet, hayatı olduğu gibi kabul etmektir.''
demiş. Ne doğru söz..!...(Hayatı olduğu gibi kabul etmeli ve ona ne bir şey ilave etmeli,
ne de ondan bir şey eksiltmeli). Bazı şeyler vardır, canımızı sıkar: ''Bu neden böyle?
Böyle şeyleri dünyadan kaldırmalı...!'' deriz.
Bazı şeyler de mevcut değildir. İçimizden, bunların olmasını ister, hatta bu
uğurda çalışırız. İkisi de saçma ve faydasızdır.
İnsan dediğin mahluk hiçbir şeyi değiştiremez.
Muhitim beni tatmin edemediği müddetçe onlardan uzaklaşmaya ve beni doyuran kitaplarıma dönmeye mecburum. Onlara benzemeyişim, ve tabiatın beni bunların fevkinde halk etmiş olması benim cürmüm değildir.
Ve biz, bunların sonunda muhakkak bir fırtına kopacağını seziyorduk. Herkes müthiş bir şeyden korkuyor gibiydi. Bütün çergiyi ağır bir durgunlük kaplamıştı.