Afyare Abdi Elmi
Afyare Abdi Elmi

2006 Aralık ayında İslâm Mahkemeleri Birliği Mogadişu ve çevresinde zulümleri ile şöhret bulmuş savaş ağalarını bölgeden çıkardığında Etiyopya hükümeti Somali'ye savaş açtığını ilan etti ve binlerce askeriyle Somali topraklarına girdi. Başbakan Meles Zenawi İslâm Mahkemeleri Birliği'nin Etiyopya'nın güvenliğine bir tehdit oluşturduğunu söylüyordu. New York

Times gazetesinin bildirdiğine göre Etiyopya hükümetine finansal, diplomatik, teknolojik ve bazen doğrudan askeri yardımlarda bulunan ABD Etiyopya'nın bu hareketinin fikir babalığını değilse de destekçiliğini yapmaktaydı. Amerikan uçakları birkaç defa Somali topraklarında bombalamalar yaptılar. Bu bölüm kaleme alınırken olaylar çok hızlı bir şekilde değişmekteydi ve

bir sonraki adımda neler olacağını kimse bilemiyor. Bilinen tek şey Etiyopya işgalinin iki yıldır sürdüğü ve buna karşı İslâm Mahkemeleri Birliği, eş-Şebab hareketi ile çok sayıda kabile milislerinin bir gerilla savaşı başlattıklarıdır. Amerika çıkardığı bir başka Güvenlik Konseyi Kararı (1744) ile Afrika Birliği'ne bölgeye barış güçlerini gönderme yetkisi

verdi. 8000 askerin yarısı hemen bölgeye gönderildi. Sonunda Etiyopya ülkeden geri çekildi ancak birçok Somaliliye göre ülkedeki devlet kurma çabalarını engellemeye çalışmaya devam ediyor.

Afyare Abdi Elmi
Afyare Abdi Elmi

Afrika bir tutkudur. Yüz yıl önce Fransızlar "Afrika hastalığı" demişler. Bir kere Afrika ile ilgilenen onu sever ve ondan ayrılamaz.

Ben Aaronovitch
Ben Aaronovitch

Batı Afrika mutfağının mottosu,eğer yemeğin masa örtüsünü tutuşturmuyorsa aşçı biber konusunda elini korkak alıştırmış demekti.Annemin,insanların ağızlarını yakıp kavurmayacak bir şeyler yemek isteyebileceğini idrak etmesi mümkün değildi.

Savas Kalenteridēs
Savas Kalenteridēs

Büyük Komninos Devleti’nin yıkılışı ve Trabzon İmparatorluğu’nun topraklarının Osmanlılar tarafından işgalinden sonra, Osmanlıların işgal edecekleri o zamana kadar Perslerin egemenliğinde olan “Güneydoğu Anadolu Bölgesi”, yani Kürdistan Bölgesi kalmıştı. Zalim lakabıyla tanınan Osmanlı Sultanı Yavuz Sultan Selim, Kürdistan’ı işgal edeceğine, Kürt - Pers

çatışmalarından yararlanıp, Kürt liderlerle anlaşmış ve onların desteğini alarak Pers’lere karşı büyük bir saldırıya geçmişti. Osmanlı-Kürt Anlaşması’nda rol oynayan bir olgu da, iki tarafın Sünni ve Persler’in ise Şii olmalarıydı. Selim’in yönetimindeki Osmanlı Kuvvetleri, Kürt Kuvvetleri’nin de desteği ile, Şah îsmail yönetimindeki Pers Kuvvetleriyle

Van’ın yakınlarında Çaldıran’da (1514) karşı karşıya gelmiş­lerdi. Bu savaşta ağır yenilgi alan Persler, bölgeyi terk etmek zorunda kalmışlardır.Sultan Selim’in 16 Kürt Devleti (Beylikleri) ile yapmış ol­duğu Anlaşma’nın temel maddeleri şöyleydi;
Kürt beyliklerinin Osmanlı yönetimine karşı özerk­likleri korunacak,- Beyliklerin geleneksel yönetim

biçiminin devam ede­ceği ve yönetimin, bölgesel liderlerin miras hakkı yoluyla haleflerine (Veliahtlar’ ına) geçeceği fermanı (Kararname­si) Babıali tarafından imzalanacak,- Kürtler, Osmanlı İmparatorluğu’nun yapacağı savaş­larda onlara destek vereceğini taahhüt ediyorlardı,- İmparatorluk, Kürtleri her türlü dış tehlike ve tehdit­lerde koruyacağı güvencesini

veriyordu,- Kürtler, Osmanlı yönetimine istenilen vergileri verme zorunluluğunu taahhüt ediyorlardı,- Bu Anlaşma, Yavuz Sultan Selim ve onun egemenliğini kabul eden Kürt Beylikleri arasında yapılıyordu”.Yavuz Sultan Selim’in oğlu Kanuni Sultan Süleyman onun yerine geçtiğinde (1520) ise, yapılan bu Anlaşma ters bir yön­de gelişmeye başlamıştı. Büyük başkomutan ve

kuvvetli bir kişiliği olan Kanuni Sultan Süleyman, Osmanlı İmparatorlğu’nun sınırlarını; Kafkaslar, Macaristan, Viyana, Afrika ve Arap Yarımadası’na kadar genişletirken, 16. yüzyılda Osman­lI Yönetiminin etkisini safha safha Kürdistan’da da artırmaya başladı. Ama, Kürt feodal sistemini zayıflatmadan bunu yaptı. Ki, bu yönetim 17 ve 18. yüzyıllara kadar devam

etmiştir.OsmanlIların bu dönemde, Kürt Aşiret Reisleri’ni hesaba katarak ve ödüllendirerek, onlarla çatışmaktan kaçındıklarım söyleyebiliriz. Kürtler de kendi açılarından, geleneksel iyi ilişkileri ve ortak çalışmalarını, -Osmanlılar dışında- Persler’le, Ermenilerle ve diğer Hıristiyan milletlerle (Sürya­ni’ler, Nestoryan’lar, Monofisi’ler vb.) devam

ettirmişlerdir.

Coşkun Karaca
Coşkun Karaca

"Dünya’daki gelir dağılımı eşitsizliğinin en fazla olduğu Güney Afrika ülkelerinde bu katsayı yaklaşık 0,60; en iyi olan İskandinav ülkelerinde ise 0,25 civarında."

Kenan Vançin
Kenan Vançin

Ve sen yürüyorsun,
Dağları duman, düzlüğü çimen bürür
Babamda özlem, annemde aşk büyür
Ötesi Afrika
Ekmek ve su

Assata Shakur
Assata Shakur

“bize haydut diyorlar. çaldığımızı söylüyorlar. fakat Afrika kıtasından milyonlarca siyahı çalan biz değiliz. bizim dilimiz, Tanrılarımız, kültürümüz, haysiyetimiz, emeğimiz ve hayatlarımız çalındı.”

Levent Kurnaz
Levent Kurnaz

Bugün özellikle Afrika ülkelerinden gelen binlerce mültecinin Avrupa'ya ulaşma hayaliyle Akdeniz'i geçme çabalarına şahit oluyoruz. Avrupa bu mültecilere kapılarını büyük oranda kapadığı için onlarla yaşa maya uyum sağlama ve bunun da ötesinde onlar için kaynak ya ratma gibi bir sorumluluğu üzerine almıyor. Oysa biz tüm Suriyeli mültecilere kapımızı açtığımızdan

ciddi bir problemle karşı karşı yayız. Bu, aklınıza gelebilecek uyum problemlerinin en önemlile rinden biridir. Yalnız bu problemin Suriye'deki yönetimden dola yı oluştuğunu ve bir daha oluşmayacağını düşünmek son derece hatalı olur. İklim değişikliğinin bölgemizdeki en önemli etkisi ku raklıkların artmasıdır. Bundan dolayı da her geçen sene daha faz la mülteciyi

kapımızda bulacağız. Bu mülteciler konusunda nasıl davranacağımızı şimdiden planlamamız gerekiyor. Biz kendi ül kemizde şeker pancarı mi eksek buğday mi sorunu ile uğraşırken karşımızda bulabileceğimiz milyonlarca mülteci ülke problemlerimizin boyutu bir anda değiştirebilir.

Levent Kurnaz
Levent Kurnaz

Bilim insanları bu bağlamda dünya için dokuz tane devrilme noktası belirlediler. Bu devrilme noktalarının her birinin geçilmesi kendi içerisinde geri dönülemez sonuçlar doğurabilecek nitelikte. Ancak bu noktaların tamamı geçildiğinde artık dünyada bizim bildiğimiz anlamda bir yaşama devam etmek mümkün olmayacak. Bu dokuz nokta şu şekilde listeleniyor:
1.Hindistan yaz

masonunun çökmesi
2. Sahara/sahel alanının yeşillenmesi ve Batı Afrika musonunun bozulması
3.Arktik deniz buzulunun erimesi
4.Amazon ormanlarının yok olması
5.Kuzey ormanlarının yok olması
6..El Nino- Güney Salınımının artması
7.Atlantik akıntı dolaşımının çökmesi
8. Grönland buzullarının erimesi
9. Batı Antartika buzulunun

erimesi