İstanbul'a geldiğim zaman bana surat asacağını şimdiden söylüyorsun. Çok üzüldüm.
"Ne pahasına olursa olsun, kendini beğendirmek! Onun için isyankâr ruhunu şimdiden boşalt... Tam fırsattır...
Talebeyken istediğin profesörü cahil, istediğin hocayı aptal bulabilirsin... İstediğin gibi tenkitler yaparsın... Hiçbir zararı olmaz, bilakis arkadaşların arasında merteben yükselir... Sana açıkça cevap veremeyeceğini bildiğin kimselere küfürlerle hücum
et, hain ve alçak diye yaz!.. Gençlik ateşlidir. Hareket ve heyecan ister. İstikbalini tehlikeye koymamak şartıyla coş bakalım!.."
"Yaşadığım müddetçe türlü türlü yerler gezecek, dilini bildiğim ve bilmediğim insanlarla tanışacak ve her yerde, herkeste onu arayacaktım. Onu bulamayacağımı daha şimdiden biliyordum. Fakat aramamak elimde olmayacaktı. Beni, bütün ömrümce bir meçhulü, mevcut olmayan bir şeyi aramaya mahkum ediyordu. Bunu yapmamalıydı..."
Büyük hayranı olduğum Sabahattin
Ali'nin aramızdan ayrılışının 72. yıl dönümünde saygı ve sevgiyle anıyorum... İyi ki geçmişsin bu dünyadan, iyi ki yazmışsın...
"Bunların uğrunda bugüne kadar çok şeylere katlandım, şimdiden sonra beni rahat bırakabilirler... Ben de onları rahat bırakırım... Beni öldü farz etsinler.." Burada güldü ve Ömer'in ellerini sıktı: "Tam yaşamaya başladığım bu andan itibaren beni öldü saysınlar."
Değil mi ki doğum ve ölüm tarihleri arasında sıkışmış bir hayat olacaksın.
Ve her dediğin doğru çıkacak
Değil mi ki şimdiden bir" hiç "sin
Bizim çok sonraları sürünerek geleceğimiz yerde şimdidensin. Hay!..
İşte önünde dizlerim üstündeyim. Hay!
Değil mi ki sen bir delisin
Helal et gitsin aklını.
Aklın geride kalmasın....
Tüm sahip olduklarının bir gün verilecek. Öyleyse şimdiden verin de, size ait olsun verme mevsimi...