"Beni tanıdığını gördüm ; zaten onu tanımamış gibi görüneceğim konusunda da hiç ümit yoktu,çünkü kendi yüzümdeki hayret ifadesini hissedebiliyordum.
Konuşmadı. Ben de konuşmadım."
Ben düşünmekten zevk duymayacağım ve olmasını engelleyemeyeceğim şeyleri düşünmek zorunda kalmayayım diye bir kitaba gömüyordum kendimi.
"Kendimizden emin olarak hatıra dediğimiz şey ya da en azından benim hatıra dediğim şey, akılda süregelen bir masal anlatma şeklidir ve genellikle anlattıkça değişir. Hiçbir zaman tam olarak kabul edilemeyen, birbiriyle çelişkili çok sayıda duygusal menfaat hayatımıza girer ve muhtemelen masalcının işi de her şeyi bunlara uydurmak için yeniden düzenlemektir. Sonuç
olarak her hâlükârda geçmişle ilgili ne zaman konuşsak aldığımız her nefeste yalan söyleriz."
"... devamlı, bilmeyerek geçmemem gereken bir kapıdan geçmiş olduğum ve bulunmam gereken yere bir türlü geri dönemediğim düşüncesi gelip duruyordu aklıma. Aslında durum tam tersiydi: Ben bir yere gitmemiştim ve hiçbir şey değişmemişti. "
"... düşünmekten zevk duymayacağım ve olmasını engelleyemeyeceğim şeyleri düşünmek zorunda kalmayayım diye bir kitaba gömüyordum kendimi."
Hata dediğin düzeltilir ama bu hata düzeltilemiyordu. Eski halim ile yeni halim arasında aşılamaz bir boşluk vardı.
"Kaybedecek bir şeyleri olmayan diğer insanlar baktıklarında bir hüzün görüyorlar ; sanki çok fazla eskilerde yaşıyormuş ya da hayattan makul olandan fazlasını bekliyormuş gibi."