Bir gün ayağım takıldı ve dünyaya düştüm.
Bizimkisi nokta ile virgülün hikayesiydi. Olabildiğince tombul oğlan, zayıf mı zayıf olan kıza imkânsız aşkı. Aynı sayfanın karakterleri olamadık ve asla yan yana gelebilecek durumumuz olmadı bizim. Adımıza her zaman yazım yanlışı dediler. Her yan yana geldiğimizde elimizde kalan yırtılan beyaz bir kağıt parçası olduk.
" Bir an beynimin içine daha önce hiç duymadığım bir ses dalgası usulca girdi. Saydam ruhlar benimleymiş gibi..."
Çivisi çıkmış dünyada nice bebeklerimizi kaybediyorduk. Benim dünyamda her şeyden habersiz, savunmasız yaşarken tecavüze uğrayan çocuklarımız, ne yazık ki adına insan sıfatını verdiğimiz, mikroptan da beter insanlar tarafından katlediliyordu. O insanların aldıkları nefes bile fazla gelirken bizim her şeyden sakındığımız minicik yavrularımıza kıyıyorlardı.
(...)Ölmeden hayata tutunabilmek ne kadar zordu. Her birimiz hayvanlaşan insanlardık ve biz hayatı sadece uzaktan izliyorduk.(...)
(...) Hayata başlamak çok çetrefilliydi, devam edebilmek ise zordu, bitirmek ise hepten zordu.
(...)