Muhtar Yahya Dağlı
Muhtar Yahya Dağlı

Bu adem dedikleri
El ayakla baş değil
Adem manaya derler
Suret ile kaş değil

Muhtar Yahya Dağlı
Muhtar Yahya Dağlı

Bir kaz aldım ben karıdan
Boynu da uzun borudan
Kırk abdal kanın kurudan
Kırk gün oldu kaynadırım kaynamaz

Sekizimiz odun çeker
Dokuzumuz ateş yakar
Kaz kaldırmış başın bakar
Kırk gün oldu kaynadırım kaynamaz

Kaza verdik birkaç akça
Eti kemiğinden pekçe
Ne kazan kaldı ne kepçe
Kırk gün oldu

kaynadırım kaynamaz

Kaz değilmiş o bir azmış
Kırk yıl kaf dağını gezmiş
Kanadın kuyruğun düzmüş
Kırk gün oldu kaynadırım kaynamaz

Kazı koyduk bir ocağa
Uçtu gitti bir bucağa
Bu ne haldir hacı ağa
Kırk gün oldu kaynadırım kaynamaz

Kazımın kanadı selki
Dişii koyun emmiş tilki
Nuh

Nebi'den kalmış belki
Kırk gün oldu kaynadırım kaynamaz

Kazımın kanadı sarı
Kemiği etinden arı
Sağlık ile satma karı
Kırk gün oldu kaynadırım kaynamaz

Kazımın kanadı ela
Var yürü git güle güle
Başımıza kalma bela
Kırk gün oldu kaynadırım kaynamaz

Suyuna biz saldık bulgur
Bulgur

Allah deyü kalkur
Be yarenler bu ne haldir?
Kırk gün oldu kaynadırım kaynamaz

Kaygusuz Abdal nedelim
Ahd ile vefa güdelim
Kaldır postu biz gidelim
Kırk gün oldu kaynadırım kaynamaz

Muhtar Yahya Dağlı
Muhtar Yahya Dağlı

EVLİYADAN GELEN KELAM

Evliyadan gelen kelâm
Okunan kur’an değil mi
Gerçek Veli’nin sözleri
Sureyi rahman değil mi

Çün seni hâkk yaratığı
Kendiye mir’at ettiği
Tecelli’i zat ettiğin
Sûret’i insan değil mi

Hâkk haberin dinleyene
Candan kabul eyleyene
Hâkk’ı bilip anlayana
Sözümüz burhan

değil mi

Gerçek elini tutmayan
Ona gönül berkitmeyen
Hâkk’ı batıldan seçmeyen
Cahili nâdân değil mi

Ey Kaygusuz halin nola
Gitmez isen doğru yola
Hâkk kerem kılsa bir kula
Hakikat âyan değil mi

Muhtar Yahya Dağlı
Muhtar Yahya Dağlı

Bana derler ki Şeyatin
Senin yolunu azdırır.
Ben bu zerrak sofulardan
Gayri şeytan bilmezem.

Muhtar Yahya Dağlı
Muhtar Yahya Dağlı

Pirim yoluna canımı kurban ederim ben
Pirsiz olicak canı, cihanı niderim ben
Şey'en lillah benim gaybetime kılıç salana
Hercai yüze gülücü yari niderim ben
Hayvan adama zencir,yular dahi dayanmaz
Ehli tariki yek nefesinden yederim ben
Hüsnün cemalini göreli geldim imana
Muhammediyem bu dine ikrar ederim ben
Hal dil ile icazet ister "Kaygusuz

Abdal"
Şahım ihsan kıl kuşum uçtu giderim ben

Muhtar Yahya Dağlı
Muhtar Yahya Dağlı

Aşk elinden ölenin hekim ne bilsin derdini
Aşıkın derdine yârın vaslı derman olsa hoş

Muhtar Yahya Dağlı
Muhtar Yahya Dağlı

Aklına aklım deme bilgine bilgim deme
Sen de kurtulamadın bu nefs-i emmareden

Kaygusuzun hüneri helva biryan yemektir
Andan özge hüneri umma bu biçareden

Muhtar Yahya Dağlı
Muhtar Yahya Dağlı

Beng ile seyretmeğe, ah bize bir bağ olsa
Issı soğuk olmasa, havası hub sağ olsa

Pireden incinmesek, kar ü yağmur olmasa
Sinek hey vızlamasa, ana hem yasağ olsa

Dobruca ovasından büyük yağlı çörekler
Akkirman'ın yağından benzimiz hey ağ olsa

Cümle cihan koyunun semiz yahni etseler
Biz yemeye başlasak engeller ırağ

olsa

Gaziler helvasından cihan dopdolu olsa
Zülbiye halkaları sütü dahi çoğ olsa

Kanda bir göl varısa badem pâluze olup
Bir yanından diş ursak çevresi bal yağ olsa

Düpedüz bu yaş ovalar her biri boş durmasa
Sulu şeftalisi çok bin üzümlü bağ olsa

Kaygusuz Abdal otur kimin' ye kimin' götür
Sufiye koz kalmadı

abdala kaymağ olsa