James W. Messerschmidt
James W. Messerschmidt

O dönemki çalışmalar, sanayileşmiş toplumların cinselliği daha önce hiç olmadığı kadar " ön plana çıkarmış olduğunu” ve popüler kültürün -prime time TV'den sinema filmlerine, pornografiye kadar erkekliği cinsel olarak sınırsız ve baskıcı bir imajla sunduğunu gösteriyor (Porter 1986, 220). Heteroseksüelliğin bu tarzı, aslında, tarihsel ve sosyal olarak inşa

edilmiştir ve cinsellik de erkeklerin belli bir tarz erkekliği onaylamalarına ve ifade etmelerine aracılık eden bir icra türüdür. Radikal feministlerin "erkek cinselliği"nin şiddet aracılığıyla normatifleştirilmiş ve kontrol edilemez, kadın cinselliğinin ise şefkatli ve dingin oluşunu pekiştiren duruşları sonuç olarak, var olan toplumsal cinsiyet düzenlemelerini

eleştirmek yerine kendini yeniden üreten bir şekilde algılanmasına yol acıyor: "radikal feministler aslında kaçınmaya çalıştıkları erkek-odaklı ikilikleri doğuruyor" (Tong 1989, 135).

James W. Messerschmidt
James W. Messerschmidt

Kullandıkları araştırma yöntemi 130 farklı albümden seçilmiş 403 şarkıdan oluşan rassal bir örneklemin içerik analizinden oluşmaktaydı. Verilerinin analizi eşitsiz toplumsal cinsiyet ilişkilerini vurgulayan beş tane tema belirledi: (1) kadınların aşağılanması, erkeklerin övülmesi; (2) kadınların cinsel nesneleştirilmesi, erkeklerin cinsel güçlendirilmesi; (3)

kadınların güvenilmez, erkeklerin zarar görmez oldukları; (4) erkeklerin şiddet uygulamasının, kadınların bu şiddetin mağduru olmalarının normal oluşu; (5) kadınların fahişe, erkeklerin kadın satıcısı olmaları.

Wietzer ve Kubrin'in çalışmaları, bu rap müziğin ne kadar çok kısmının, erkek ve kadınları özleri itibariyle farklı ve eşitsiz olarak

betimleyen; kadınlarla erkekler için birbirlerine göstermeleri gereken davranış biçimini tanımlayan ve bunları ihlal edenler için yaptırım gerekliliğini savunan; bir dizi üstün/ aşağı seviye toplumsal cinsiyet özelliği benimseyerek, bölgesel bir hegemonik erkeklik biçimi oluşturduğunu ortaya çıkardı. Bu çalışma, popüler kültürde rap müziğin yaygın şekilde pazara

sürülmesiyle toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin bölgesel düzlemde nasıl meşrulaştırıldığını ve böylelikle eşitsiz toplumsal cinsiyet ilişkilerinin ülke çapında kültürel olarak rasyonelleştirildiğini gösterdi.

James W. Messerschmidt
James W. Messerschmidt

Homofobik söylemler erkekliği biçimlendirir ve hegemonik erkeklik üreterek genç erkeklerin agresif davranışlar sergilemelerine, homofobik tutumlar benimsemelerine, duygusal olarak birbirlerine mesefeli durmalarına ve heteroseksüel sömürüleri hakkında böbürlenmelerine neden olur.

James W. Messerschmidt
James W. Messerschmidt

Örneğin, Connell (Kessler ve ark. 1982,10) 1980’lerin başında bunu şu şekilde tartışıyordu:
belirli davranış biçimleri, belirli varoluş biçimleri kültürel olarak baskın [ve] erkeklik ve kadınlığın genel örüntüsü olarak görülürken, [diğer] davranış türleri ve biçimleri, bunlara kıyasla sapkın veya aşağılık olarak tanımlanır ve alay, düşmanlık ve

bazen de şiddete neden olur. Daha iyi karşılayan bir terim olmadığından bu kültürel olarak baskın kalıpları "hegemonik erkeklik" ve "hegemonik kadınlık" olarak adlandırdık.

James W. Messerschmidt
James W. Messerschmidt

Küresel hegemonik erkeklikler, bölgesel ve yerel hegemonik erkeklikler üzerinde baskı kurar; bölgesel hegemonik erkeklikler küresel arenalarda benimsenmek ya da yeniden şekillendirilmek üzere kültürel malzeme sağlar ve yerel toplumsal cinsiyet dinamikleri için önemli olabilecek erkeklik modelleri sunar.

James W. Messerschmidt
James W. Messerschmidt

Hatfield dizinin 115 bölümüne içerik analizi uyguladı ve Two and a Half Men'in iki ana karakterinin toplumsal cinsiyet performansları ve kendi aralarındaki ilişki aracılığıyla, hegemonik erkekliğe ilişkin bir medya temsili sunduğu sonucuna vardı. Hegemonik erkekliği hem kadınlığı hem de alternatif erkeklikleri tâbi kılan özgün bir erkeklik biçimi olarak kullanan Hatfield,

Charlie'nin hegemonik erkekliği, Alan'ın ise kadınlığı inşa ettiğini ve bu süreçte Alan'ın kadınlığının devamlı şekilde Charlie'nin hegemonik erkekliğine tâbi kılındığını ortaya çıkardı.

Hatfield'ın çalışması, ulusaşırı yaygın dağıtımı olan bir dizinin, iki ana karakter arasında üstünlük/aşağı değerde olmaya dayalı hiyerarşik bir

ilişki tanımlayarak, eşitsiz toplumsal cinsiyet ilişkilerinin küresel düzeyde meşrulaştırılmasının ve rasyonelleştirilmesinin önemli bir örneği olduğunu hayranlık uyandıracak şekilde gösterir. Bu dizinin göze çarpan bir özelliği, erkek olduğunu varsaydığımız iki beden arasında eşitsiz bir erkeklik/ kadınlık ilişkisini ne şekilde temsil ettiği ve

meşrulaştırdığıdır.

James W. Messerschmidt
James W. Messerschmidt

Hegemonik erkeklik, Connell'ın hegemonik olmayan dört özgül erkeklik olarak tanımladığı erkeklikler karşısında inşa edilir. ilk olarak suç ortağı erkeklikler, aslında hegemonik erkekliği içermez; ancak, uygulama yoluyla eşit olmayan toplumsal cinsiyet ilişkilerinin bazı menfaatlerini kullanırlar ve sonuç olarak, uygulamada hegemonik erkekliği sürdürmeye yardımcı

olurlar. İkinci olarak tabi kılınan erkeklikler, örneğin feminen erkekler gibi, hegemonik erkeklikten daha uzak bir şekilde veya ondan saparak ve atipik olarak inşa edilirler. Üçüncü olarak marjinalleştirilmiş erkeklikler sınıf, irk, etnik köken ve yaş gibi toplum sal cinsiyet ilişkileri dışındaki eşit olmayan ilişkiler nedeniyle önemsizleştirilir ve/veya ayrımcılığa

uğrarlar. Son olarak mu halif erkeklikler, ekonomik ve politik gücü olmayan toplumsal konumlara tepki olarak şekillenen, telafi edici hiper erkeklikler olarak inşa edilirler.

James W. Messerschmidt
James W. Messerschmidt

Kavram, kriminolojide de etkili oldu. Tüm veriler, erkeklerin ve oğlan çocuklarının geleneksel suçların çoğunu ve bu suçların daha ciddi olanlarını, kadınlar ve kız çocuklarına kıyasla daha fazla işlediğini gösterir. Dahası, erkekler, sendikal, beyaz yakalı ve siyasi suç biçimlerinde de gayrıresmi bir tekele sahiptir. Hegemonik erkeklik kavramı, erkeklikler ve çeşitli

suçlar arasındaki ilişkiyi teorileştirmeye yardımcı oldu (Messerschmidt 1993) ve aynı zamanda İsviçre'de tecavüz, Avustralya'da cinayet, İngiltere'de futbol "holiganlığı" ve beyaz yakalı suçla Birleşik Devletler'de saldırgan şiddeti gibi, erkekler ve oğlan çocukları tarafından işlenen özel suçlarla ilgili araştırmalarda kullanıldı (New burn ve Stanko 1994).

James W. Messerschmidt
James W. Messerschmidt

Heteroseksüellik, kültürel olarak, biyolojik cinsiyet/toplumsal cinsiyet farkına olan doğal erotik cazibe ve aynı zaman da aktif eril tahakkümü ve pasif dişil kabullenmenin doğal bir uygulaması olarak anlaşılır ve bu nedenle, bu "doğal cazibe ve eylem” kavramı, hegemonik erkekliği ve vurgulanan kadınlığı doğuştan gelen, tamamlayıcı ve hiyerarşik karşıtlar olarak

güçlendirir (Schippers 2007). Heteronormativite, bu nedenle, "hete-roseksüelliğin doğal, sorunsuz, kabul görmüş, sıradan bir olgu olarak üretildiği sayısız yolu" (Kitzinger 2005,478) ifade eder.

James W. Messerschmidt
James W. Messerschmidt

Trump ve Billy Bush arasında 2005 yılında o kötü şöhretli Access Hollywood tur otobüsünde geçen konuşmada da, Trump, kendisinin kadınların bedeni üzerinde yetkisi olduğunu varsayar ve (hiç de şaşırtıcı olmayan bir şekilde) kadınlara karşı cinsel saldırıda bulunduğunu itiraf eder; çünkü, ona göre, buna hakkı vardır. Kadınları, beden parçalarının bir bütünü

olarak tasvir eder ve kadınların arzularını, ihtiyaçlarını, dile getirdikleri tercihleri ve rızalarını göz ardı eder. Video yayınlandığından beri, daha çok kadın bir adım öne çıkıp Trump'ı cinsel taciz ve saldırıyla suçladı. Bu konuşmaya ilişkin tartışmalarda gözden kaçırılan bir husus, aslında tüm bu konuşmanın Trump'ın yarattığı koruyucu hegemonik

erkeklik mitiyle nasıl çeliştiği ve aslında hakikatin nasıl ortaya çıktığıdır. Otobüsteki bu kısa konuşma, Trump'ın hiç de bir "korucuyucu" olmadığını, tam tersine bir "avcı" olduğunu göstermektedir. Ne var ki, Trump'ın avcı (Trump) ve kurbanları (kadınlar) arasındaki söyleminin eşitsiz ve ilişkisel doğası sebebiyle, bu noktada avcı geçici hegemonik

(hetero)erkekliğin bir temsiliyle karşı karşıya kalırız.

James W. Messerschmidt
James W. Messerschmidt

Sartre'ın varoluşsal psikanalizi gibi yaklaşımlar, erkeklikleri birer proje olarak görmede ve eril kimliği yaşam süreci içerisinde her zaman geçici bir icra olarak anlamada yardımcı olurlar. Adlerci psikanaliz, cinsiyetlendirilmiş güç ilişkilerinin çocukluktaki duygusal sonuçlarına vurgu yaparak, marjinalleştirilmiş gençlikle ilgili güncel tartışmalarda etkisi hâlâ

süren "eril muhalefet" fikrini ortaya atmıştır.

James W. Messerschmidt
James W. Messerschmidt

Wetherell ve Edley, hegemonik normların belirli durumlarda erkekler tarafından stratejik olarak kullanılan söylemlerdeki özne pozisyonunu yansıttığını anlamamız gerektiğini öne sürdüler. Bazı yazarların bir eleştiri olarak öne sürdüğü, ancak Wetherell ve Edley'in olumlu bir başlangıç noktası olarak gördüğü üzere, hegemonik erkekliğin kesinlikle birçok anlamı

vardır. Erkekler, etkileşimli ihtiyaçlarına göre, bu çeşitli anlamlar arasından sıyrılabilirler. Erkekler arzu edildiğinde hegemonik erkekliği benimseyebilirler. Fakat aynı erkekler, başka anlarda kendilerini stratejik olarak hegemonik erkeklikten uzaklaştırabiler. Sonuç olarak, "erkeklik" belli bir erkek tipini değil, erkeklerin kendilerini söylemsel pratiklerle

konumlandırdıkları yolu temsil eder.

James W. Messerschmidt
James W. Messerschmidt

Verili bir hegemonya modelini sürdürmek, erkeklerin yönetimini ve bunun yanı sıra kadınların dışlanmasını ve/veya itibarsızlaştırılmasını gerektiriyordu. Bu tür işleyişlere ilişkin bulgular, uluslararası ilişkiler, güvenlik tehditleri ve savaşlarla çevrili "acımasız" dünyada "yumuşak" seçimler yapmanın itibarsızlaştırılmasından (Hooper 2001), homofobik

saldırılara ve cinayetlere (Tomsen 2002) ve hatta oğlan çocuklarının okulda birbirlerini "korkaklık" üzerinden kışkırtmalarına (Kimmel ve Mahler 2003; Messerschmidt 2000) kadar uzanmaktadır.

James W. Messerschmidt
James W. Messerschmidt

Ging’in ulaştığı sonuçlar göstermektedir ki, internet, dünya çapında yerel, bölgesel ve küresel düzeyde birbiri içine geçen hegemonik erkekliklerin varlığını önemli ölçüde artırmıştır. Bu "ulusötesi homojenleşmeye" ek olarak, Ging, aynı zamanda, bu erkek evreninin en göze çarpan özelliklerinden birisinin "aşırı kadın düşmanlığı” olduğunu belirtmiştir.

Örneğin, bu bloglarda, kadınların "dölçöplüğü," "feminazi," "geri zekalı feministler" ve "kancık" olarak yaftalanmasının oldukça yaygın olduğunu tespit etmiştir (9). Ging (9) ayrıca, erkek hakları aktivizminden, belirli kadınlara doğrudan kişisel saldırı safhasına geçişte bir artışa da işaret etmiştir: "Bu durum özellikle, erkek haklarını savunanların kadın

gazeteciler, oyun geliştiriciler ve bilgisayar oyunlarıyla ilgili yazılar yazan gazetecilere yönelik giderek artan ölüm ve tecavüz tehditlerinde kendisini gösterir.” Bu anlatılanlar, bugün politik eylemlerden ziyade daha çok “öfkenin toplumsal boşalımı”yla ilgili olabilir (11).