Kore’de esir alınan ve ülkesine dönmeyi reddeden 359 BM esiri arasında bir de Türk çavuş vardı. Bu Türk esir, psikolojik travma geçirdiği ve akli dengesi yerinde olmadığı gerekçesiyle 19 Eylül 1953’te Türk yetkililerce teslim alınmış ve Türkiye’ye gönderilmiştir.
Kamptaki Çinliler Türk esirleri kendi hallerine bıraktılar, neredeyse Türklerden çekinir olmuşlardı.
Adnan Menderes liderliğinde iktidara gelen Demokrat Parti Kore Savaşı’na asker göndererek ABD’nin Marshall Planı ve Turman Doktrini kapsamında Türkiye yaptığı ekonomik ve askeri yardımların devamlılığını garanti altına almayı amaçlamıştı.
Çinli Subay kamptaki esirlerin üniformalarındaki rütbeleri ve ülke amblemlerini sökmelerini emretti.Türk esir Er Mehmet Çevlik, buna itaat etmedi.Tüm tehditlere rağmen rütbelerini ve sağ kolundaki ay-yıldızı sökmedi.Bunun üzerine Çinli Subay ay- yıldızı sökmek için elini uzatmıştı ki, er Çevlik buna engel oldu. Ve bunun sonucunda Er Çevlik , üç gün boyunca bir
mağarada el bileklerinden bağlı bir şekilde tava asılı hapsedildi. Cezası bitip çıktığında ise his kaybından ellerini ve kollarını kullanamadı..
Nazım Hikmet, Türk esirler ile özel bir görüşme yapmış, onlardan barışın sağlanabilmesi için Çinlilerle iş birliği yapmalarını istemişti. Türk esirler Nazım Hikmetin Türklerin düşmanı Ruslar ile iş birliği yaptığına kanaat getirmişlerdi. Görüşmeyi sonlanıp, istenmeyen ziyaretçiyi uğurladılar.
Kore Savaşı’nın Türk esirlerinden Er Kadir Yılmaz, iade edildikleri sırada kendilerini teslim alan Hâkim Yüzbaşı Kıran’a “Yüzbaşım; üç senedir katlandığımız hayat bir romandan beterdir. Okuyanı hem ağlatır hem güldürür” demişti.