Ali İhsan Yitik
Ali İhsan Yitik

4. Jainizm'in bir başka öğretisi de "her hüküm görecelidir" anlayışını temel alan syadvada öğretisidir. Buna göre, algılanan her obje, sayısız niteliklere sahiptir ve bu özelliklerin tamamı ancak bir kevalin (eren) veya jivan-mukti adı verilen ve mutluluk sahiline ulaştıkları düşünülen tirthankaralar tarafından kavranabilir. Bunların dışındaki sıradan kimseler,

eşyanın özelliklerinin tamamını değil sadece bir kısmını kavrayabilir. Böyle olduğu içindir ki, onların eşya hakkındaki hükümleri mutlak değil görecelidir. Yani eşyanın içinde bulunduğu duruma ve kişinin onun bakış açısına bağlı olan bir hükümdür.

Ali İhsan Yitik
Ali İhsan Yitik

Gandi'ye göre, dinlerin özünde bir farklılık söz konusu değildir. Farklılık sadece bu hakikati algılamaya çalışan kişinin gözündedir. Kişi, özü/temeli yakalamaya çalışmalıdır ki, dini hayatta bir gelişme olsun.

Ali İhsan Yitik
Ali İhsan Yitik

II. Guruluk ve On Guru
2. Guru Angad (1504 - 1552): İkinci guru Angad, Hindu ateş törenini icra eden bir rahip ve Durga taraftarı iken, yirmili yaşlarda Sihizm'e girmiştir. Nanak, yerine iki oğlundan birini değil, 1549 yılında Angad'ı guru tayin etmiştir. Angad, meditasyon uygulaması, inziva hayatı ve kötülükten kaçınması ile tanınan bir şahsiyettir. Adi Grand'ın

altmış iki ilahisi ona aittir.

Ali İhsan Yitik
Ali İhsan Yitik

Altı alt döneme ayrılan çöküş devresinin beşinci safhası Mahavira'nın ölümünden 3 yıl sonra başlamıştır. İnsan ömrünün giderek azalacağı, fazilet ve güzelliklerin birbir ortadan kalkacağı varsayılan bu safhanın 21000 veya 24000 yıl devam edeceği varsayılır. Bundan sonra, şartların daha da kötüleşeceği altıncı ve son safha başlayacaktır. Onun da sonunda,

her şey fırtınalar ile yok olacak ve bu felaketlerden çok az kimse kurturabilecektir. Böylece çöküş devresi sona erecek ve sonrasında her şeyin giderek iyileşeceği yeni bir gelişim devresi başlayacaktır. Bütün bu olaylar tamamen doğanın kendi kurallarına göre cereyan edecek ve yüce bir tanrının bu gelişmelerde bir müdahalesi olmayacaktır.

Ali İhsan Yitik
Ali İhsan Yitik

Anadolu'nun Fethi Ve Müslüman Türk Yerleşmesi
Ortodoks Bizanslılar, Türklerin doğudan başlayarak yavaş yavaş batıya doğru Anadolu'ya girmelerine pek ses çıkarmıyorlardı. Çünkü hem Balkanlar'dan gelmiş ve hıristiyan olup Bizans ordusunda paralı asker olarak hizmet gören Kuman (Kıpçak), Guz (Oğuz) Türkleri dolayısıyla onları tanıyor, hem de kendi aralarında sık

sık vukubulan politik kavgalarda onların yardımından yararlanıyorlardı. Bunun yanında, Ortodoks olmayan diğer halk ise, Bizans'a karşı duydukları hınç ve öfke sebebiyle, topraklarını işgal etmekle beraber inançlarıyla ilgilenmeyen bu savaşçı yabancıları müsait tavırlar ile karşılıyor ve buraya yerleşmelerini adeta teşvik ediyorlardı. Hiç şüphe yok ki bu iki

faktör, Anadolu'nun Türkler tarafından daha kolay ve daha kısa zamanda fethedilmesinde önemli rol oynamış olmalıdır.

Ali İhsan Yitik
Ali İhsan Yitik

Jainistler'e göre kendi öğretileri Mahavira ile başlamaz. Çünkü o, bu dönemdeki 24 tirthankaranın sonuncusudur. Jainist kozmolojiye göre yaşadığımız âlem ezelî ve ebedidir. O, birbirini izleyen uzun yükseliş ve çöküş süreçlerinde varlığını sürdürür ve bu süreçler sonsuza kadar periyodik olarak tekrarlanır. Yükseliş dönemlerinde âlemde mutluluk ve huzur

hakimdir, insanlar uzun ömürlüdür. Dolayısıyla bu safhada ruhani liderlere ihtiyaç duyulmaz. Çöküş devri başlayınca, hayat günden güne zorlaşır, âlemdeki her türlü kötülük artar, insanların ömrü giderek kısalır. Dolayısıyla dünyada huzur ve mutluluk ortadan kalkar. İşte Tirthankara adı verilen ruhani liderler, dünyada huzur ve mutluluk arayan insanlara yardımcı

ve örnek olmak üzere çöküş ve sıkıntı devrelerinde ortaya çıkar.

Ali İhsan Yitik
Ali İhsan Yitik

Budizm'in bilhassa ilk dönemlerinde yaratıcı tanrı fikri yoktur. Ayrıca varlığın kendiliğinden veya yokluktan tesadüfi bir biçimde varoluşu da kabul edilmez. Her şey görecelidir, bir şeyin varlık dünyasına çıkışı, bazı ön şartlara ve diğer faktörlere bağlıdır. Budizm'de bu durum, on iki halkalı "nedensellik" veya " bağımlı varoluş yasası" şeklinde

tanımlanır.

Ali İhsan Yitik
Ali İhsan Yitik

Kutsal Metinleri
C. Upangalar: Ele aldıkları konular arasında doğrudan bir bağlantı olmasa bile Angalar'la ilişkili, hatta onların yorumları oldukları kabul edilen eserlerdir.
D. Prakirnalar: Dine ve ahlaka dair çeşitli konuları ele alan ve sayıları on adet olan eserlerdir.
E. Chedda Sutralar: Budist Vinaya metinlerinin Jainizm'deki benzerleri kabul edilen bu eserler,

keşiş ve keşişelerin uyması gereken kuralları ve bunların çiğnenmesi halinde uygulanması muhtemel cezaları açıklayan altı kitaptan oluşur.
F. Mula Sutralar: Bizzat Mahavira tarafından yazdırıldıklarına inanılan dört eserdir.
G. Nandi Sutra ve Anuyogadvara Sutra: Yukarıda zikredilen kutsal metinlere dair ansiklopedik bilgilerin yanı sıra onların nasıl

yorumlanacaklarına dair bilgiler yer alır.

Ali İhsan Yitik
Ali İhsan Yitik

6. Dharma Anlayışı
Hinayanistlere göre, eşyayı oluşturan en küçük parça atomlar veya onun daha küçük parçaları denebilecek dharmalardır. Âlem ve içindekiler, en küçük ve en temel gerçeklik kabul edilen dharma atomlarının sürekli akışıyla oluşmuştur. Mahayanistlere göre ise, bunların varlığı gerçek değil muhayyeldir, zihinsel bir kurgudur. Çünkü eşya

sunyadır, gerçekliği yoktur.

Ali İhsan Yitik
Ali İhsan Yitik

A. Hinayana ve Mahayana Arasındaki Benzerlikler
1. Dinin amacı, eşyanın özüne dair yanılgının giderilerek mutlak aydınlanmanın elde edilmesi, bireyin acı ve elemden kurtulup sonsuz ve mutlak âleme girişinin temin edilmesidir.
2. Alemin bir başlangıcı ve sonu yoktur. Ayrıca bir yaratıcıdan da söz edilmez. Her şey nedensellik/bağımlı varoluş yasası çerçevesinde

oluşur ve yok olur, yani varoluş geçici ve görecelidir.
3. Ben, ego, ruh veya atman olarak isimlendirilen ve eşyanın özünü oluşturan sabit bir cevher yoktur.
4. Nedensellik/bağımlı varoluş yasası, sadece ahlâk alanında değil, fiziki âlemde de geçerlidir. Dünyadaki her varoluş böyle bir yasanın varlığını açıkça ortaya koyar.
5. Eşyanın hakikatine dair

yanılgı/bilgisizlik, evrensel acı ve ıstırabın temel sebebidir. Dünyadaki sekiz dilimli yol ve diğer ahlâkî kurallar bireyin maruz kaldığı acı ve ıstırabı giderir.