Batman'dan sivas'a yangınlar söndürülsün
Zilanca çağıldarken her nehir
Yaşama suskun yürekler pimlensin
Kalbimizin yarısı Türkiye suskun
Cihan suskun
Turuncu yangınlar büyürken yüzünüzde
iki yalnız çocuksunuz hüzünlere bulanmış
Şu korkunç vaziyetten Türkiye'yi, Türk Milleti'ni kurtaracak yol, yine hürriyet, yine inkilap. Fakat bu sefer, bir nice zabit ve paşanın apoletlerinde parlayan bir inkilap değil, halkın ruhundan fırtınalarla kopan, gönüllerinde yangınlar çıkaran hakiki inkilap,hakiki hürriyet.
Çocukluğumuzda kaybettik her şeyi
Tüm çocukluk hayallerimizi
Masal ülkemizi yangınlar aldı
Rüzgarların bile kabul etmediği
Külleri kaldı geriye
Fırtına tanrılarının
Bu yüzden bu denli öfkesi
Yalnızlığım acımasız
6 Kasım 1914 günü batırılan 3 gemimizde tam sayı belli olmamakla beraber üç bin civarında şehit verildiği saptanmaktadır. Denizcilik tarihi yayınları ve belgelerden anlaşılan, torpil, top ateşi ve diğer silahlarla yapılan atışlarla gemilerde yangınlar çıkmış, pek çok kimse şehit olmuş, sonra da gemiler batmıştır. Sağ kalanlardan bir kısmı fırtınalı ve soğuk
Karadeniz sularında Rus gemilerine alınıp esir olarak Sivastopol’a getirilmişlerdir. Bu esirlerin bir kısmı yolda ölmüş, bir kısmı Sivastopol’da hastanede, bir kısmı da Sibirya’da, esarette vefat etmişlerdir. Sağ kalanların bir kısmı ise uzun yıllar sonra, Çarlığın yıkılması ve Bolşevik ihtilalinden sonra anavatana dönmeye muvaffak olmuşlardır ki S/S Bezmialem
vapuru mülazım kaptanı İhya Kaptan da dönenlerden biridir.
"Günahların küçük ve büyüklerinden sakınmalıdır. Kibrit küçüktür ama büyük yangınlar çıkarabilir."