Kevser Karadeli
Kevser Karadeli

"Neye yaklaşsam uzaklık ve kırgınlık anladım ki yok Allah'tan başkasına yakınlık."

Kevser Karadeli
Kevser Karadeli

Bir hak dostunun dediği gibi:

"Neye yaklaşsam uzaklık ve kırgınlık...Anladım ki yok Allah'tan başkasına yakınlık."

Minka Kent
Minka Kent

Bir pop star'a bu kadar yaklaşsam yine de şu an duyduğum heyecanı duymazdım herhâlde.

Evelio Rosero
Evelio Rosero

Mum ışığında ayakkabılarıma bakıyorum, sonra ayakkabılarımı çıkarıp ayaklarıma bakıyorum: Tırnaklarım kancalar gibi dallanıp budaklanmış; aynı şekilde el tırnaklarım da yırtıcı kuşların pençelerine benzemiş, şu an savaştayız, diyorum kendi kendime, her şey birbiriyle bağlantılı, hayır hayır sebep savaş değil, sadece Otilia gittiğinden beri

tırnaklarımı kesmiyorum; o benim tırnaklarımı keserdi, ben de onunkileri, böylece eğilip bükülmek zorunda kalmazdık, hatırlasana; ve vücutlarımız ağrımasın diye; aynı şekilde, o gittiğinden beri ne sakalımı tıraş ediyorum ne de bu yaşıma rağmen dökülmemekte direnen saçımı kestiriyorum, bir sabah kendi halimi gördüm, sadece bir sabah farkında olmadan aynaya

baktım ve kendimi tanıyamadım. Tevekkeli değil, Geraldina son görüşmemizde, birkaç aydan beri ne zaman yanlarına yaklaşsam sohbetlerine ara veren ve bana sanki delirmişim gibi bakan kadınlar ve erkekler gibi davranarak beni endişeyle inceledi, sen bana ne derdin, Otilia, sen bana nasıl bakardın? Seni düşünmek sadece acı veriyor bunu kabul etmek üzücü, özellikle de senin

bedeninin canlı yakınlığı, soluk alıp verişin, uykunda söylediğin anlamsız sözcüklerin olmadan yatakta sırt üstü yatarken. İşte bu yüzden, uyumaya  çalıştığımda kendimi başka şeyler düşünmeye zorluyorum, Otilia ama er ya da geç illaki seninle konuşmaya ve sana anlatmaya başlıyorum; çünkü hayatımın bir bölümünü sensiz geçirdikten sonra ancak bu şekilde

uykuya dalabiliyorum, Otilia ve uzun bir uyku çekiyor ama dinlenemiyorum: Rüyamda ölüleri gördüm; Mauricio Rey, Doktor Orduz; yeniden uyuyabilmeye ve farkında olmadan, sanki sen beni duyabilecekmişsin gibi, yüksek sesle konuşmaya başladığım bugün bana onları hatırlatan muhtemelen Oye'yle yaptığım sohbet oldu, "Bu ne biçim bir hayat," diyorum görünmez Otilia'ya, "Mauricio Rey

ve doktor öldüler, Marcos Saldarriaga ise muhtemelen hâlâ yaşıyor."
   Eğer burada olsaydın, bana, "Bırak, yaşayan yaşasın, ölen de ölsün sen bu işe karışma," diyeceğinden eminim Otilia.
   Sesini neredeyse duyar gibiyim.

Evelio Rosero
Evelio Rosero

Mum ışığında ayakkabılarıma bakıyorum, sonra ayakkabılarımı çıkarıp ayaklarıma bakıyorum: Tırnaklarım kancalar gibi dallanıp budaklanmış; aynı şekilde el tırnaklarım da yırtıcı kuşların pençelerine benzemiş, şu an savaştayız, diyorum kendi kendime, her şey birbiriyle bağlantılı, hayır hayır sebep savaş değil, sadece Otilia gittiğinden beri

tırnaklarımı kesmiyorum; o benim tırnaklarımı keserdi, ben de onunkileri, böylece eğilip bükülmek zorunda kalmazdık, hatırlasana; ve vücutlarımız ağrımasın diye; aynı şekilde, o gittiğinden beri ne sakalımı tıraş ediyorum ne de bu yaşıma rağmen dökülmemekte direnen saçımı kestiriyorum, bir sabah kendi halimi gördüm, sadece bir sabah farkında olmadan aynaya

baktım ve kendimi tanıyamadım. Tevekkeli değil, Geraldina son görüşmemizde, birkaç aydan beri ne zaman yanlarına yaklaşsam sohbetlerine ara veren ve bana sanki delirmişim gibi bakan kadınlar ve erkekler gibi davranarak beni endişeyle inceledi, sen bana ne derdin, Otilia, sen bana nasıl bakardın? Seni düşünmek sadece acı veriyor bunu kabul etmek üzücü, özellikle de senin

bedeninin canlı yakınlığı, soluk alıp verişin, uykunda söylediğin anlamsız sözcüklerin olmadan yatakta sırt üstü yatarken. İşte bu yüzden, uyumaya çalıştığımda kendimi başka şeyler düşünmeye zorluyorum, Otilia ama er ya da geç illaki seninle konuşmaya ve sana anlatmaya başlıyorum; çünkü hayatımın bir bölümünü sensiz geçirdikten sonra ancak bu şekilde

uykuya dalabiliyorum, Otilia ve uzun bir uyku çekiyor ama dinlenemiyorum: Rüyamda ölüleri gördüm; Mauricio Rey, Doktor Orduz; yeniden uyuyabilmeye ve farkında olmadan, sanki sen beni duyabilecekmişsin gibi, yüksek sesle konuşmaya başladığım bugün bana onları hatırlatan muhtemelen Oye'yle yaptığım sohbet oldu, "Bu ne biçim bir hayat," diyorum görünmez Otilia'ya, "Mauricio Rey

ve doktor öldüler, Marcos Saldarriaga ise muhtemelen hâlâ yaşıyor."
Eğer burada olsaydın, bana, "Bırak, yaşayan yaşasın, ölen de ölsün sen bu işe karışma," diyeceğinden eminim Otilia.
Sesini neredeyse duyar gibiyim.