-Ben bu beş yıllık hapiste sıhhatimden başka bir şeyimi kaybetmedim.-
Ağır bir nöbeti atlatan hastaya sabah ne demekse,
ne demekse zindanın yüz yıllık mahkûmuna bir mesnevi derinliğinden kopa gelen kan rengi bir gül buketi, bir vapur çığlığı, bir martı sesi, bir gelincik demeti,
onu hissetti Yakub Yusuf'un kokusu ruhuna değdiğinde.
"Binlerce görüntünün yüzlerce yıllık yorgunuyum."
“Bu yeni şarkıları seviyorum” diyorum. Cümle ağzımdan çıktığı anda, şarkının 30 yıllık olduğunu fark ediyorum.
Hastalık ile sağlık arasındaki bağ o denli zayıf ki, bir şizofrenin otuz yıllık solgunluğunu, zayıflığını, iştahsızlığını, çürümüş dişlerini ve zamanı yitirmişliğini yakından duymak, şizofreni kokusunu koklamak bile hasta edebilir insanı.
"Tarihsiz toplumların büyük sanatı olamaz. Elli yıllık tarihle sanat olamayacağı gibi uydurma tarihle de sanat yapılamaz..."