Vahakn N. Dadrian 
Vahakn N. Dadrian 

Başka bir deyişle, konu, çapulcu Kürt aşiretlerinin Türk valileri ve astlarıyla beraber uyguladığı kanunsuzluk ve eşkıyalıklarla yüz yüze kalan Ermenileri engelleyen yapıyla ilgiliydi. Ermenilerin kendile­rini korumak için silah taşıma hakkını reddeden teokratik ilkeler ve dogmalarla destekli Osmaniı sistemi, bir kural olarak tepeden tırna­ğa silahlı Müslüman Kürtlere

hem avantaj sağlayarak hem de teşvik ederek Ermenileri hedefe yerleştiriyordu.

Mobo Gao
Mobo Gao

Hong Kong'un yönetimi, Birinci Afyon Savaşı sonunda Qing Hanedanı ve Birleşik Krallık arasında imzalanan 1842 Nanjing Anlaşması ile birlikte İngilizlere geçti. 1 Temmuz 1997'de Çin Halk Cumhuriyeti'ne iade edilene dek Hong Kong'a, Birleşik Krallık tarafından sömürge valileri aranıyordu.

Malcolm Barber
Malcolm Barber

Richard'ın valileri adayı kontrol etmekte zorlanmışlar, Tapınakçıların burayı 100.000 Sarazen besantına satın alması ayarlanmış, tarikat başlangıç olarak 40.000 be­sant ödemişti; 1187'den beri uğradıkları kayıplarla yaptıkları harcama­lar da hesaba katılırsa, bu miktar Tapınakçıların ne kadar büyük bir mali kaynağa sahip olduklarını gösterir. Eğer satış

gerçekleşseydi, Ta­pınak Tarikatı kendi bağımsız devletini kuran ilk askeri tarikat olacaktı - sonraları bu başarıya, 1283'te Prusya'da Töton Şövalyeleri ve 1309'da karargahlarını Rodos'a taşıyan Hayırseverler ulaşacaklardı.

Haydar Kazgan
Haydar Kazgan

Tanzimata kadar sadece Padişah ve Saray ile işbirliği halinde olan bankerler, 19.
asrın ikinci yarısına doğru daha çok vekil, vükela ve valilerle birlikte çalışmaya başlamışlar-
dır. Tanzimat ile birlikte kurulan yeni devlet düzeni, Padişah ve sarayın birçok yetkilerini
kullanma olanağını bazı yüksek kademe devlet memurlarına devrediyordu. Bunun üzerine


Galata Bankerleri bu memurlara yanaşmak zorunda kalmışlardı. Böylece bankerler bütün
vekil ve vükelayı, valileri paylaşmışlardı. Özellikle valiler bu mevkiyi saraya ve üst kademe
memurlara büyük rüşvetler vermek suretiyle ele geçirdiklerinden, bankerlere bu rüşveti
verebilmek için borçlanırlar ve sonra vali olunca özellikle iltizam usulü ile vergi

toplama
mekanizmasının başına geçerek borçlarını ödemeye çalışırlardı. Valilerin bankerlerle işbirli-
ği yapmaları kısa zamanda İstanbul’da yaşanan tüketim toplum hayatının taşraya da sirayet
etmesine yol açmıştı. Bir taraftan zenginleşen azınlıklar, diğer taraftan bankerlere sırtını
dayamış vali ve mutasarrıflar senelerden beri

kapalı ekonomi gelenekleri içinde yaşamış
olan Anadolu kentlerinde, ufak bir azınlık için bile olsa, bir tüketim toplumu modeli oluş-
turmuşlard

Murat Küçükuğurlu
Murat Küçükuğurlu

Türkiye Selçuklu Devleti'nin Moğol hâkimiyetini tanımasından sonra Erzurum,tekrar canlanmaya başlamış ve 1308'e kadar Selçukluların bir vilayeti olarak kalmıştı.Bu devletin yıkılmasından sonra ise Müslüman Moğol Devleti olan İlhanlıların valileri tarafından idare edilmeye başlandı.Yakutiye Medresesi gibi bazı büyük binalar işte bu dönemde inşâ edildi.

Gotthard Jaeschke
Gotthard Jaeschke

Dilerseniz halkın durumunu M. Kemal'in 14 Haziran 1919 tarihinde Samsun/ Havza'dan Sultan Vahdettin'e (rh.a) yolladığı bir Telgraf 'tan [1] okuyalım...
Şöyle diyor M. Kemal: “İstanbul’da iken milletin bu kadar kuvvetli ve az vakitte felaketlerden bu derece müteyakkız (uyanmış) olduğunu tahayyül edemezdim.”
“Millet baştan aşağı **uyanık** olup istiklal-i millet

ve devleti ve hukuk-i âliye-i **saltanat** ve **hilafeti** teyid için kavi (güçlü) bir azim ve iman ile mücehhez (donanmış) bulunuyor.”

M. Kemal'i Samsun'a gitmeye kim ikna etmiş? Onu da yine aynı telgraftan okuyalım:
"Huzurdayken İzmir’in işgali karşısında “pek mahzun olan” kalbinizin “bu nokta-i necâta ait ilhamatı”nı, (yani ülkenin sizin

öncülüğünüzde millî mukaddes bir kudretle kurtulacağına dair verdiğiniz ilhamları) şu an gibi hatırlıyorum. Sizin “ilkâ”nızdan, (yani Şemseddin Sami'nin "Kamus-i Türkî"sine bakılırsa, "benim fikrimi çelmenizden") aldığım imanın azmiyle görevime devam ediyorum."
Yani uyanmış olan millet, milletin ve devletin bağımsızlığı ile "saltanat" ve "hilafetin"

yüce haklarını desteklemek için "sağlam bir kararlılık ve imanla donanmış" durumda.
Demekki okullarda anlatıldığı gibi o yıllarda milletin yere serilmiş, pes etmiş olduğu "yalanmış" ve bunu da bizzat M. Kemal söylüyormuş... Bari ona inanın... Gerçek M. Kemal'e inanın, hayal dünyanızda oluşturduğunuz veya size oluşturdukları M. Kemal'e değil.
Peki M. Kemal

Samsun'a gitmeye neden ikna edilmeye çalışılmıştı? M. Kemal'in Istanbul da kalmak istemesinin nedeni, sonradan ihanet ile suçladığı insanların kabinesine (hükümetine) girmek isteyişindendir.
Bunu Kazım Karabekir de söylüyor: «..Yıldırım ordularının grubunun lağvı üzerine açıkta kalmış olan Mirliva (Tuğgeneral) M. Kemal Paşa Hazretleri'ni ziyaret ettim. Bu

ziyaret sebeplerinden biri de müşarünileyh (anılan kişiyi, yani M. Kemal'i) İstanbul'da kalıp Kabineye girmek hususundaki arzularından sarfınazar ettirmek (vazgeçirmek) gayesine matuftu..» [2]
Kazım Karabekir, M. Kemal ile aralarındaki görüşmeyi ise şöyle anlatıyor:
Karabekir: «Paşam, İstanbul'da çok kalmayınız. Ve buradaki diğer komutanlar üzerinde de müessir

(etkili) olarak bir an evvel Anadolu'yu kuvvetlendirelim. Birçok batmış milletler istiklâllerine kavuşurken asırlar doldurucu muazzam tarihi olan Türk milletini kurtaralım.»
M. Kemal: «Vaziyet size hak verdiriyor. İyi olayım gelmeye çalışırım.» dedi. [3] "
Demek ki ikna edenler Kazım Karabekir ve Sultan Vahdettin'dir (rh.a). M. Kemal'in telgrafı da, Kazım

Karabekir'in anlattıkları da birbirini teyid ediyor. Diğer taraftan Rauf Orbay'ın hatıralarında da M. Kemal'in henüz Anadolu'ya geçme kararını vermediği yazılıdır. [4]

M. Kemal, bu şifrede şunları söyler:
«Vermiş olduğum kararın milletin hukuk ve istiklâlini tayin uğrunda millet ile çalışmaktan ibaret bulunduğunu zat-ı biraderlerine evvel ve ahar

arzetmiştim. Bu gaye, milletin sinesine iltica ederek vazife-i namus ve vicdanı ifaya fedakâraneye devam etmeyi amirdir. Emsalimiz veçhile, **İngilizlere esir olmak üzere İstanbul'a gitmekte mazurum.** Vaziyet-i vataniyeme **devam edebilmekliğim bittabi zat-ı âliniz** gibi aynı fikir ve kanaatte bulunan kardeşlerimin de herhalde yardımlarına bağlıdır.» [5]

M. Kemal'in

daha önce işgalci İngiliz idaresinde bir vali olarak çalışmaya hazır olduğunu İngilizlerin Daily Mail Gazetesi'nin muhabiri G. Ward Price aracılığıyla işgalci yetkililere bildirmesidir:
"Eğer İngilizler Anadolu için sorumluluk kabul edecek olurlarsa Britanya idaresinde bulunan tecrübeli Türk valileri ile işbirliği halinde çalışmak ihtiyacını duyacaklardır. Böyle

bir selahiyet dâhilinde hizmetlerimi arzedebileceğim münasip bir yerin mevcut olup olmayacağını bilmek isterim..." [6]

KAYNAKLAR
[1] Telgraf için fotoğrafa bakınız
[2] Kazım Karabekir Anlatıyor, Yayına Hazırlayan: Uğur Mumcu, Tekin Yayınevi, Ankara 1993 sayfa 25, 26
[3] Kazım Karabekir Anlatıyor, Yayına Hazırlayan: Uğur Mumcu, Tekin Yayınevi,

Ankara 1993 sayfa 33
[4] Orbay Rauf, Cehennem Değirmeni, c. 1, İstanbul 1993, sayfa 231
[5] Askerî Tarih Belgeleri Dergisi, Yıl:30, Sayı 79, Vesika No: 1732. M. Kemal'in "3. Ordu Müfettişi Fahr-i Yaveri Hazret-i Şehriyâr-ı Mirliva" imzasıyla 15. Kolordu Komutanı Karabekir Paşa'ya çektiği, 11 Haziran 1919 tarihli şifre
[6] Price'ın Extra-Special Correspondent (Çok

Özel Yazışmalar) adlı kitabından (1957, sayfa 104) aktaran Gotthard Jaeschke, Kurtuluş Savaşı ile İlgili İngiliz Belgeleri, Çeviren: Cemal Köprülü, Ankara 1991, Türk Tarih Kurumu Yayınları, sayfa 98.