Edward Ashford Lee
Edward Ashford Lee

İnsan beyni, olanca çeşitliliklerine rağmen görsel uyarıcıları farklı yerlerde kategorize etmek üzere evrimleşmiştir.

John Watkins
John Watkins

Bastırma durumlarında ego, algıya açık sınırlarının duyarlılığını etkisiz hale getirmek için, belli enerjilerini zorlayıcı bir güç olarak kullanır ki bu şekilde onu inciten, üzerinde etkisi olan objeleri, düşünceleri, uyarıcıları ve etkileri tecrübe etmekten kaçınmış olur. Bu durumda onlar bilinçdışına itilirler.

Tim Wu
Tim Wu

Uzun bir konuşma sırasında karşınızdakinin aslında sizin söylediğiniz hiçbir şeyi duymadığını fark ettiğiniz oldu mu? En az duyma ve görme kabiliyetlerimiz kadar önemli bir özelliğimiz bazı şeyleri görmezden gelebilme kapasitemizdir. Gerekli olduğu her an dikkatimizi belirli bir şeye yönlendirme konusundaki doğal yapımızın yanında bazı şeyleri göz ardı edebilme

kapasitesine de sahip olmamız, dikkat endüstrilerinin gelişimini tüm bilişsel özelliklerimizden daha fazla belirler niteliktedir.
Günün her anı bilgi bombardımanına tutulmuş durumdayız. Aslında tüm kompleks canlılar, özellikle de zeki olanlar, aşırı bilgi yüklemesinden muzdarip durumda. Gözlerimiz ışık tayfındaki görülebilir dalga boylarını, kulaklarımız bant

genişliğindeki duyulabilir dalga boylarını algılar. Derimizle ve sinirlerle donatılmış tüm diğer vücut bölümlerimiz, ağrıyan kaslar ya da üşümüş ayaklar gibi kendilerine ait bilgileri beyne gönderir. Zavallı beynimize, tıpkı diğer organlardan muazzam hızda ve genişlikte fiber optik kablolar bağlanmışçasına, her saniye toplam 11 milyon bit bilgi iletiliyor. Bu veri

göz önüne alındığında, insanlar olarak canımızın sıkılması kapasitesine sahip olmamız gerçekten inanılmaz.
Neyse ki, bilgi akışını istediğimiz zaman kesecek ya da istediğimizde tekrar başlatacak bir vanaya sahibiz. Diğer bir deyişle, tıpkı radyo istasyonu ayarı gibi belirli bir “kanalı açabilir” ya da “kapatabiliriz". Vanayı sıktığımızda, milyonlarca

bit veri akışı içinden yalnızca tek bir şeye odaklanıp -örneğin şu anda bu sayfadaki kelimelere odaklanmamız gibi- dikkatimizi onun dışında neredeyse tüm uyarıcılara kapalı duruma getirebiliriz. Aslında dahili her türlü uyarıcıya kendimizi kapatıp yalnızca içsel diyaloglara odaklanmamız, başka deyişle “kendi düşüncelerimizde kaybolmamız" bile mümkündür. İşte

bu, belirli bir şeye odaklanabilme ve onun dışındaki tüm uyarıcıları göz ardı edebilme yeteneğimiz, nörolog ve psikologların "dikkatini vermek” olarak nitelendirdikleri bir kavramdır.
Pek çok unsuru göz ardı etmemizin oldukça basit bir sebebi vardır: Eğer bunu yapmazsak, beynimizi çok kısa süre içinde hata verecek şekilde, fazla bilgi yüzünden ıstırap çekecek

bir duruma sokabiliriz. Ne çeşit bir bilgi olduğuna bağlı olarak değişen beynimiz, belirli bir bilgiyi işlemek için zamana ihtiyaç duyar. Aynı anda birçok bilgiye maruz kalmaksa bizi paniğe sürükler, bir başka deyişle tabir yerindeyse birçok müşterinin kendisine bağırarak aynı anda yemek siparişi verdiği bir garsona dönüşürüz.
Buna karşın göz ardı edebilme

kabiliyetimizin, yine çok basit bir sebeple, sınırları vardır: dikkatimizi sürekli olarak bir şeye yönlendirmek durumundayız. Dikkati bir kaynak, hatta daha somut olarak bir para birimi olarak düşünürsek, bu varlığın kesinlikle sürekli olarak harcamak durumunda olduğumuz bir kaynak olduğunu bilmeliyiz. Çünkü dikkati, daha sonra harcamak üzere biriktirebilmek gibi bir

şansımız yok. Bu nedenle mütemadiyen kendimize sorduğumuz soru şudur: Şimdi dikkatimi nereye yönlendirmeliyim? Beynimiz bu soruya, “Şşşt, şimdi beni rahatsız etme, şu anda bir şey okuyorum" önermesinden, bilgisayar ekranının köşesinde beliren görüntülerden yürüdüğümüz yoldaki manzaraya kadar, “dikkat artık o an ne çekerse”ye kadar çok geniş bir istenç

yelpazesi içinde cevap verir. İşte Dikkat Tacirlerinin fayda sağladığı alan tam bu noktadır. Başarılı olabilmesi için dikkatimizi odaklandığı yerden koparıp kendi istediği yöne çekmeli ve o bölgede teslim almalıdır. Bunu yaparken mutlaka detaylı hesaplamalara girişmesi gerekmez.

Rabi Baştürk
Rabi Baştürk

"Aydın olmak, şehirli elbisesi ve kolalı gömlek giymek, başında modern şapka takmak demek değildir. Aydınlar milletin beynidir. Millet sizi, eğitim gördükten sonra yüksek maaş alıp, geceleri kahvehanelerde iskambil oyunu veya domino başında zaman öldüresiniz diye okutmamıştır. O halde, siz aydın değil, aydın küfüsünüz. Sizler millet zekasının milli iradenin ve

gücün, millet vicdanının uyarıcıları olmalısınız. Milletin düşüncesini uyandırıp canlandırınız. Millete-köylülere, işçilere, şehirlerin avam tabakasına, daha iyi nasıl yaşayabileceklerini, daha iyi bir hayatı nasıl kurabileceklerini öğretiniz. Mütevazı olsa da sağlığa uygun evlerin nasıl yapılabileceğini gösteriniz. Onlara, kendi sağlıklarını,

çocuklarının sağlığını korumayı öğretiniz. Mutlu bir aile hayatının nasıl kurulabileceğini, erkeğin kadına, kadının erkeğe nasıl davranacağını, çocukların nasıl eğitileceğini öğretiniz... Halkı, işini tam vaktinde yapmaya, söze riayet etmeye,intizama, vicdanlı olmaya, nizamı sevip saymaya alıştırınız. Kendisinin ve başkalarının haklarına saygılı

olmayı öğretiniz. Halka bizzat örnek olunuz. Halkla bütün münasebetlerinizde ve temaslarınızda ona rehber olunuz... Bütün Fin halkı -en fakir kömürcü, katrancı, çöpçü, dul kadın- sizin küçük kardeşleriniz ve kız kardeşlerinizdir, bunu unutmayınız. Onları eğitmek, bizden daha eski medeni milletlerin seviyesine yükseltmek sizin vazifenizdir. Milletinizin cehaleti,

kabalığı, vahşice sarhoşluğu, hastalıkları, fakirliği, bütün bunlar, sizin yüz karanız, sizin suçunuzdur. Bunu aklınızdan çıkarmayınız ! Milletinizi unutmayınız ! Hepiniz halkın arasından çıkıp yetiştiniz. Şimdi ne yapıyorsunuz? Yoksa, milletinizin, hayat seviyesini yükseltmek için araştırma ve inceleme mi yapıyorsunuz?"

M. Emin Karabacak
M. Emin Karabacak

Bilinçaltı aptaldır. Ne söylerseniz, ne düşünürseniz doğru kabul eder. Şakadan anlamaz . Analiz, bilincin görevidir .
Joseph Murphy
Beyinde filtre görevi yapan bilinç ; zihne dış dünyadan gelen uyarıcıları süzerek işleme tabi tutarken; bilinçaltı uyarıcıların doğruluğuna ve yanlışlığına bakmadan kaydeder . Yani bilinçaltı kişinin beş duyu

organlarıyla algıladığı her şeyi doğruluğuna ve yanlışlığına bakmadan kaydeder . Yeri ve zamanı geldiği zamanda kullanmak üzere bilinci emrine verir.

Giulia Enders
Giulia Enders

Zencefil kökünde yer alan maddeler kusma merkezini; buna bağlı olarak da uyarıcıları bloke ederler.