Samet Şen
Samet Şen

Bazen o kadar çok yalnız kalırsın ki arkanda, önünde, sağında veya solunda gölgen bile olmaz seninle..

Samet Şen
Samet Şen

"Bazen o kadar çok yalnız kalırsın ki arkanda, önünde, sağında veya solunda gölgen bile olmaz seninle"

Sena Aykol
Sena Aykol

Göğüs boşluğunda, iki akciğer arasında, sternumun arkasında, diyafram kası üstünde, 4, 5 ve 6, kostaların arka yüzünde, üçte ikisi orta çizginin solunda, üçte biri sağında yer alan kalbimi bulup da kırdın ya, helal olsun?

Chanik Chang
Chanik Chang

Tanrı bize ölümden dirilen ve Tanrı'nın sağında oturan İsa Mesih'in Ruhu'nu verdi. Tanrı öz Oğlu'nun " Abba! Baba " diye seslenen Ruhu'nu yüreklerimize gönderdi ( Galatyalılar 4:6 ) Bu nedenle artık köle değil, Tanrı'nın oğullarıyız.

Şâtıbî
Şâtıbî

Ey Ebû Abdurrahman, sırat-ı müstakim nedir? Abdullah ibn Mes’ud dedi ki:

Rasulullah (s.a) bizi o yolun aşağısında bıraktı. Yolun diğer ucu cennettedir. Yolun sağında ve solunda başka yollar vardır. Bu yolların üzerinde birtakım adamlar yanlarından geçen kimselere: Haydi gel, haydi gel! diye kendi yanlarına çağırırlar. Kim bu yollarda onlara yapışırsa

ken­dilerini cehenneme kadar götürürler. Kim de ortadaki en büyük yoldan giderse o yol da onları cennete kadar götürür. Abdullah İbn Mes’ud, daha sonra şu âyeti okudu:

“Şüphesiz bu benim dosdoğru yolumdur. Buna uyun. Başka yollara uymayın. Zira o yollar sizi Allah’ın yolundan ayırır…”

Sabri Yetkin
Sabri Yetkin

“...Karın örtmediği dar bir patika boyunca sol elinde bir kılıç, sağında bir değnek, çoğunun sırtında bir tencere, elbise demeye insanın dili varmayan pılı pırtı veya korkunç derecede eskimiş askeri üniformalar içinde, bin bir güçlükle dağ yoluna tırmanan zavallı insanlara rastlanır. Bu insanlar Osmanlı askerleridir.”

1891 yılında Doğu

Anadolu’dan geçen Fransız gezgini Chole

Babek Ahmedi
Babek Ahmedi

Kamera odanın tam ortasındadır. Öğlen güneşi tüm parlaklığıyla ışık saçmakta, ahşap evin penceresinden ağaçların yeşil yapraklan görünmektedir. Anne, üzerinde geceliği ile bir kapıdan içeri girerek kameranın karşısındaki başka bir kapıya yönelir. Bir an kapı eşiğinde durur ve güneş ışığı ile yaprak yeşili renkleri arasında etrafına ışık saçar.

Ardından geri döner. Bu sefer üzerinde bir hırka vardır, ekranın sağında görülen ama kameranın dönmesiyle karşımıza ge­çen başka bir kapıdan dışarı çıkar. Bu arada Alyosha da dışarıda olmalıdır, zira kapıdan onu kız kardeşiyle oynarken görürüz bir an. Herhangi bir olay vuku bulmaz, diyalog da yoktur zaten ve plan kasvetli bir sessizlikle bitirilir. Plan sessizdir

ama burada her şey annenin o ağır hareketleriyle anlam kazanmıştır.
Yalnızlık, hüzün, hayatın katlanmazlığı ve anlatılmaz bir acı ...

Erol Özdil
Erol Özdil

Maçlara gitmeye paramız yoktu o zamanlar...
Inönü'nün en sağında mahzen gibi bir yer vardı.
Karanlık kalorifer dairesi gibi bir yer. Orayı keşfettik. Stadın dış demirlerinin olduğu yerde bir demir bükülmüştü. Oradan içeriye girip mahzene saklanırdık. Mahzen dediğimiz yer de sıcak boruların geçtiği yağlı bir yerdi.
Kırk elli kişi birden oraya girer

birkaç saat saklanıp kapılar açılınca hurra diye içeri girerdik ama oradan bir çıkışımız var evlere şenlik...
Hepimiz kapkara yağlara bulanmış pislik içinde!...