Tezer Özlü
Tezer Özlü

Beni iyileştiren ne şok ne de ilaçlar. Beni iyileştiren, bu kliniklere bir kez daha kilitlenme olasılığının verdiği büyük ve derin korku.

Elif Karakaş Kask
Elif Karakaş Kask

Amerikada türk erkeklerinin boşanma yöntemlerini öğrenince benim bile aklım başım döndü. Nafaka ödemeden boşanma taktiklerini görünce şok oluyor insan..

Florinda Donner
Florinda Donner

Bana karşı böylesine tümüyle ilgisiz ve kayıtsız olmaları o kadar şok ediciydi ki hiddetim kendiliğinden söndü. Hiç kimse bu kerte boş vermemişti bana. Şaşırıp kalmıştım. O zaman artık yapacak başka bir manevramın kalmadığını anladım. Huysuzluklarıma tanık olanlar hiç ilgi göstermezlerse o durumda ne yapacağımı bilmediğimi o güne dek hiç idrak etmemiştim.

Haydar Demir
Haydar Demir

Cumartesi öğle sonrası soluğu genelevde aldım. Bekârken bir iki defa gelmişliğim vardı. Eh ne yapalım, yine bekâr sayılırdım. Genelevin sokağına girdiğimde çevre seyyarcılarla doluydu. En çok da kasetçi, tarakçı, köfteci... Evler çoğunlukla iki katlıydı. Kalabalık da az sayılmazdı, ama çoğu kuru kalabalık. Parası olmayıp da bakmaya gelenerden, on beş-on altı

yaşlarındaki gençlere...
Evlerin önüne gidip camlardan içeriyi izlemeye koyuldum. Bilindik görüntüler. Bir kapının önünde fazla durdun mu, içerden kadınlar basıyordu küfürü. Küfür ki, ne küfür! Kim müşteri, kim değil anlıyorlar. Evleri tek tek dolaştım. Zaman sorunu yoktu. Bir evin kapısının önü diğerlerine göre daha kalabalıktı. Ben de yaklaştım.

Kadınları seyrederken hemen yanımda kolu koluma değen kişiyle göz göze geldik. Soluğumu tutmuş, ağzım açık bakakaldım. Böyle bir durumda ne söylenir, nasıl davranılırdı. Şok geçiriyordum. Geriye doğru bir-iki adım atmak istedim. Fakat arkadaikler, hoop, çüşş filan demeye başlamışlardı. Derken, aradan bir boşluk bulup kaldırıma indim. Derin bir nefes aldım. O,

halen orada tedirgince duruyordu. Hızla koşup oradan çıkmak, her şeyi unutmak istiyordum. Ama bacaklarım titremeye başlamıştı. Dişlerim birbirine vuruyor, başım zonkluyordu. Dünya başımın çevresinde yeniden dönmeye başladı. Bir an kusacakmış gibi oldum. Sara nöbetinin beni yakaladığı yere bak! Yere yığıldığımı hatırlıyorum. Sonrası... Kendime geldiğimde yerde

uzanmış yatıyordum. Başıma epey bir kalabalık birikmişti. Onunla yine göz göze geldik. Nöbet esnasında başımı tuttukları için yaralalanmamıştım. Üstüm başım yine toza toprağa bulanmıştı. Biraz silkelenip, sağımı solumu düzelttim. Ağır aksak genelev sokağından çıktım. Kendime çok kızıyordum. Nasıl kızmayayım. Şu düştüğüm duruma bak. Eve nasıl

geldiğimi bilmiyorum.

Bir-iki hafta kendime gelemedim. İşten geldikten sonra kendimi hemen yatağa atıyordum. Kardeşlerim, babam da üstüme pek gelmiyorlardı. Üç-beş saniyelik keyif için düştüğüm durum... Karşılaştığım...
Annemle Döndü gelmişlerdi. Yeniden kendimi toplamya başladım. Çocuk da gitgide sevimlileşiyordu. Döndü’ye yaptıklarımı

anlatamadım. Anlatıp da n’olacaktı. Gereksiz tatsızlık! Döndü geldi ya, sen ona bak. Akşamı zor ediyordum. Neredeyse, abartısız koşa koşa eve geliyordum. Ev o an kalabalıksa hemen odaya geçiyor, Döndü’yü çağırıyordum. Çağırmasam da gelecek ya. Ona sarıldığımda, kokladığımda dünyalar benim oluyordu. Bütün sıkıntılar, yorgunluklar alıp başını gidiyordu

hemen. Döndü ve çocuk... Yuva kurmak ne güzel şey! Eski şımarıklığımı, şakacılığımı yeniden kazanmıştım.
Babamın pintiliğinden televizyonu bir türlü değiştirememiştik. İnat ediyordu adam. Onca tamir parası verdiğimiz yetmiyordu sanki. Para olmadığından değil, pintiliğinden. Sonra taksitle televizyon almak zor değildi. Taksitleri kolayca öderdi.

Yine bir gün akşam oturmuş ailece yemeğimizi yiyorduk. Döndü ancak bizler sofradan kalktıktan sonra karnını doyurabiliyordu. Yemek getir götür, çocuk falan derken...
- Baba, dedim şu televizyonu değiştirelim artık. Tahsin’in mağazasında taksitle...
Hemen sözümü kesti.
- Neyinize yetmiyor bu, dedi.
“Ulan”, dedim içimden, “ben senin... Demek

öyle...”
İmalı şekilde,
- Babaaa anlarsın yaaa, deyince rengi atıverdi. Bir-iki öksürdü:
- Tamam, dedi. Tamam. Ben yarın Tahsin’e uğrarım.

Fang Fang
Fang Fang

Yalnızca olağanüstü bir zamanda yaşarken insan doğasındaki bütün iyilik ve kötülük ortaya çıkar. Yalnızca bu deneyim sayesinde görmeyi bile ummadığınız şeyleri fark etmeye başlarsınız. Şok olur, üzülür, kızarsınız ve en sonunda buna alışırsınız.

Rosie Walsh
Rosie Walsh

“Sen gittikten yaklaşık yirmi saniye sonra gördüm. Ve ilk dakika boyunca, şok henüz tam anlamıyla çarpmadan, Hayır, diye düşündüm. Bunu görmemiş gibi yap. Unut gitsin çünkü onunla birlikte olmadan yapamam. Sadece bir hafta oldu ama o...” Kızardı. “O benim her şeyim,” diye bitirdi sözünü. “İşte düşündüğüm buydu.”

Uğur Altuğ
Uğur Altuğ

Osman Beg, Moğol katliamı karşısında büyük bir şok geçirip felakete düşmüş olan nüfusa kucak açarak onları kurtuluşa eriştiren bir liderdir.

Muharrem Balcı
Muharrem Balcı

..Aile Akademisi Derneği ve SEKAM’ın bu raporu, yaklaşık 40 yıldır bu politikayı uygulayan ülkelerde kadının ve ailenin durumu çok daha iyi olması gerektiğini, sözü edilen sorunların çözümünde kayda değer bir ilerleme görülmediğini tespit ediyordu. Araştırmanın bulgular bölümünde, bu ülkelerin araştırmaya konu olan 5 değişkenin35 tamamında da Türkiye’den

daha kötü durumda olduğu tespit ediliyordu. Bu sonuç, toplumsal cinsiyet eşitliği politikalarının bu sorunların çözümünde etkisiz kaldığını ortaya koyması açısından önemlidir. Rapor şu can alıcı soruyu soruyor: Niçin kadın ve aileye ilişkin sorunların çözümünde toplumsal cinsiyet eşitliği politikalarının uygulanmasında ısrar ediliyor? Eğer toplumsal cinsiyet

eşitliği politikaları bu sorunların çözümünde etkili olsaydı, öncelikle uzun yıllardır bu politikayı en iyi şekilde uygulayan ülkelerde işe yaramış olması gerekmez miydi?36

Nitekim bu bağlamda şu satırlar hayli önemli açıklamalar içermektedir:

Toplumsal cinsiyet eşitliğinde model olan İskandinav ülkelerinde şiddet ve tecavüz oranları

ürkütücü seviyelerdedir. Uluslararası Af Örgütü’nün raporuna göre Finlandiya’da her yıl 50.000 kadın tecavüz ve cinsel şiddete maruz kalmaktadır. Danimarka’da 2017 yılında 24.000 kadın tecavüze uğramış veya tecavüz girişiminde bulunulmuştur. Konu ile ilgili Uluslararası Af Örgütü Genel Sekreteri Kumi Naidoo, cinsiyet eşitliği açısından ilk sıralarda yer

alan İskandinav ülkelerinin şok edici derecede yüksek tecavüz oranlarına sahip olmasının bir çelişki olduğunu ifade etmiştir. Benzer şekilde toplumsal cinsiyet eşitliğine dayalı politikaların uygulanmaya başlamasından sonraki süreçte de, ülkemizde istatistikler şiddetin azalmadığını göstermektedir. Adalet Bakanlığı verilerine göre aile ve asliye mahkemelerinde

onaylanan kolluk kuvveti kararları her geçen yıl artmaktadır. Bir bakıma uygulamada olan İstanbul Sözleşmesi ve dayandığı toplumsal cinsiyet perspektifinin hem ülkemizde hem de dünyada şiddeti önlemedeki başarısı oldukça tartışmalıdır.37

Ali Ünal
Ali Ünal

 "Rüyadasin evlat. Rüyada gerçektir, gerçek de rüya. Akıl sır ermez evlat.  Var sen sarıl aile. Zaman geçmeden, kurak olmadan, gül kurumadan. Gül hateli olsa bile yine uyan. Uyan Hamza ve üfle nefsini, sök at bağrından."

Sigrid Nunez
Sigrid Nunez

"Büyükbabamın intaharının tam bir şok olduğunu söyledi. Not yokmuş ve onu tanıyan hiç kimse böyle bir şey yapması için tek bir neden bulamamış. Bırakın intihara meyilli olmayı, depresyonda olduğuna dair bile belirti vermemiş. Her nasılsa bu gizem babam için durumu kötüleştirmiş, uzun bir süre ortada bir cinayet olması gerektiğinde ısrar edip durmuş. Annemin

söylediğine göre, canına kıydığı için değil de, daha çok meramını anlatmadığı için kızıyormuş babasına. Belli ki, intihardan mantık bekliyormuş."