"Kim bilir, belki de doya doya gülmek; kısa bir süre önce birlikte doya doya sevişilen erkeğin yanında olasıdır ancak."
Bazı kadınlar kaç yaşında olursa olsun,içinde uçan balon telaşıyla dans eden küçük bir kız çocuğu taşırlar..
Abartılı sevmeleri,saçmasapan halleri ve dudak büzüp şımarıkca omuz silkmeleri hep bu yüzdendir..
Ve saklambaç oynarken bir kuytu köşede uyuyakalmak kadar olasıdır onlar için oyunu kuralına göre oynamamak..
İçinden geldiği gibi
davranan,aklına ilk geleni konuşan,çıplak ayaklı dağınık saçlı bahçe düşesleridir bazı kadınlar..
Gülümsettiğiniz zaman küçücük göz bebeklerinin içine,sizi nasıl da kocaman yerleştirdiğini hayretle izlersiniz..
Seviyorsa ruhunuzu,sesli kahkahalar atar yanınızda ve kıymetinizi derinden hissedersiniz..
Babasına ilk kez pişirdiği kahveyi taşıdığı
gün olduğu kadar heyecanlı sevebilen kadınlar..
Ne kadar itina etse,o kadar tökezleyebilen,sağa sola saçılan düş kırıklarını toplarken bağıra bağıra ağlayabilen gerçek kadınlar diyorum beyler..
Şanslıysanız onlardan biri mutlaka dokunur hayatınıza..
O zaman sakin olun..Kalbindeki tırtıllara koza olun..Düşmekten yorulmuştur,yapabilirseniz eğer bir
hurma dalı olun..Kırılgan kalbine sığınak olun..
Sonra yaslanın ruhuna ve hiç susmayan bir şarkı olun..
Bazı kadınlar kaç yaşında olursa olsun, içinde uçan balon telaşıyla dans eden küçük bir kız çocuğu taşırlar..
Abartılı sevmeleri, saçmasapan halleri ve dudak büzüp şımarıkca omuz silkmeleri hep bu yüzdendir..
Ve saklambaç oynarken bir kuytu köşede uyuyakalmak kadar olasıdır onlar için oyunu kuralına göre oynamamak..
İçinden geldiği gibi davranan,
aklına ilk geleni konuşan,çıplak ayaklı dağınık saçlı bahçe düşesleridir bazı kadınlar..
Gülümsettiğiniz zaman küçücük göz bebeklerinin içine, sizi nasıl da kocaman yerleştirdiğini hayretle izlersiniz..
Seviyorsa ruhunuzu, sesli kahkahalar atar yanınızda ve kıymetinizi derinden hissedersiniz..
Babasına ilk kez pişirdiği kahveyi taşıdığı gün
olduğu kadar heyecanlı sevebilen kadınlar..
Ne kadar itina etse, o kadar tökezleyebilen, sağa sola saçılan düş kırıklarını toplarken bağıra bağıra ağlayabilen gerçek kadınlar diyorum beyler..
Şanslıysanız onlardan biri mutlaka dokunur hayatınıza..
O zaman sakin olun..
Kalbindeki tırtıllara koza olun..
Düşmekten yorulmuştur, yapabilirseniz
eğer bir hurma dalı olun..
Kırılgan kalbine sığınak olun..
Sonra yaslanın ruhuna ve hiç susmayan bir şarkı olun..
Eğer gecenin bir yarısında uyanırsanız tüm düşünce ve hisleriniz şempanzenizden geliyor olabilir ve bunlar sıklıkla rahatsız edici, yıkıcı ve tutarsızdırlar. Sabahleyin bu düşünce ve hislerden pişman olmanız olasıdır çünkü olaylara farklı bakacaksınızdır.
Montesquieu, son olarak, kölelik kurumunun, iklimin bir sonucu olduğu tezini ortaya atar. (...) Diğer taraftan Montesquieu, bu konuda o kadar emin değildir ve köleliğin doğal olmadığına ilişkin düşünceyi kabule hazırdır. (...) İzleyen bölümün sonunda, oldukça dokunaklı bir biçimde şunları yazmaktadır. "Bu yazıyı, aklımın mı yoksa yüreğimin mi yazdırdığını
bilmiyorum. Olasıdır ki, en yararlı hizmetlerin özgür insanlara uygun bir şekilde teşvik edilmediği bir iklim dünya üzerinde yoktur. Kötü yasalar tembel adamları yaratmış, belki de onların tembelliği köleliklerine yol açmıştır." Bununla birlikte, bir bölümde, Montesquieu'nün zenci köleliğini doğal sayarak savunması üzüntü vericidir.