"Bir çıkmaza girdi bugün yolumuz
Geçit vermez sağımızla solumuz
Kalır gayrı bizim burda ölümüz
Mert ağlasın namert olan utansın"
Mert olsaydı dert,yüz yüze savaşır gönülle
Öyleyse neden sırtından hançer vurup namert oldu?
Başı eğik,sessiz,elsiz,ayaksız gidiyordu gönül
Bir an senin yüzünü gördü,bütün dikkati dağıldı
Bir yaş gibi yere düştü göğün gözünden
Şu olay gerçekleşti aniden:Çift ,tek oldu
Vahdeddin Osmanlı İmparatorluğunun kemikleri üstünde dört sene saltanat süren bunak ve nâmert bir hükümdardı. Saltanat süren Mehmedlerin en sonuncusu ve tac ve tahtı uğruna vatanlar milletler kurban eden hükümdarların en pespayesi oldu. Türkiye devleti yeni necatlar içinde şanlarla, zaferlerle, i'tilalarla doğarken, eski Osmanlı İmparatorluğu, son tahtının üstünde cebin
namertlikler, ihanetler, Mumammed ümmetinin masum kanı ve ahıyle, lanet naraları içinde, kendi üzerine yıkıldı..
Gelsin... Cihanın en namert ve namussuz milleti, milletlerin ve belki bütün beşeriyetin mazideki ve atideki ve hatta tarihin bütün devirlerinin yüz karası olan o alçak, o hain millet de gelsin... Çanakkale'de akan Türk kanından seller belki biraz fazla alaca fakat daima aynı vakar, aynı heybet, aynı adaletle akan bu seller bu kudurmuş kitleyi Adalar Denizli'nin (Ege Denizi'nin)
mavi sinesine doğru sürüp götürecektir.