U. Rıfat Karlova
U. Rıfat Karlova

İngiltere'nin Hindistan üzerinden Çin'e sokmaya başladığı uyuşturucu özelliği olan afyon bitkisi, kısa zaman içerisinde tüm güney Çin'de tüketilmeye başlanarak Çin toplumunun 19. yüzyıldaki en büyük düşmanı hâline dönüşmüştür. İngilizlerin daha çok para kazanmak uğruna her türlü yasak ve kanunlara rağmen vazgeçmedikleri bu ticaret, İngiltere'nin Çin

karşısında açık veren ekonomisini batmaktan kurtarmıştır.

Sevtap Gölgesiz Karaca
Sevtap Gölgesiz Karaca

Raymond de Puy Hospitalier Tarikatı'nı, şövalye tarikatına dönüştürdüğü sıralarda, Kudüs'te Templier adında yeni bir tarikat daha kurulmuştu. Willermus Tyrensis konuyla ilgili olarak şunları söyler:

"Dindar ve Tanrı'dan korkan şövalye rütbesindeki asiller kendilerini efendimize vakfedip devamlı olarak fakirlik, saflık ve itaat içinde yaşamayı arzu ettiler.

Patriğin önünde geçerli kanunlara uygun şekilde kendilerini Tanrı'nın hizmetine adayıp yemin ettiler. Bunların arasında en tanınmış kişiler Hugue de Payens ve Godefroi de St. Omer idi. Bunların kiliseleri ve belirli bir yaşam yerleri bulunmadığı için kral onlara kendi sarayında efendimizin tapınağının kuzeyinde bir yer verdi"

Böylece bu yeni tarikat adını,

bir kısmı kendilerine verilmiş olan ve Haçlılar tarafından krallık sarayı olarak kullanılan yerden Mescid-i Aksa'dan ald. Willermus örgütün temel vazifesini "Patrik ve piskoposların günahlardan arınma yolu olarak tavsiye ettikleri şekilde, güçleri yettiği ölçüde yolları haydutlardan temizlemek ve hacıların korunmasını sağlamak için özel tedbirler almak” şeklinde

açıklamaktadır.

Matt Burriesci
Matt Burriesci

Bu edepsiz dünyada nasıl hareket etmeliyiz?
Doğruyu nasıl bilebiliriz?
Gerçeklik nedir?
Adalet nedir?
Ölünce bize ne oluyor?
Kendi hayatlarımız üzerinde kontrol sahibimiyiz Yoksa
Yaptığımız şeyleri yapacak olmamız kaderimiz mi?
Kötü şeyler neden oluyor?
Tanrı gerçekten var mı?
Eğer tanrı varsa, bana neler olduğunu

umursuyor mu?
Eyalete borcum nedir?
Aileme borcum nedir?
Kendime borcum nedir?
Ne zaman güç kullanmalıyım?
Ne zaman kanunlara karşı gelmeliyim?
Sahip olamadığım şeyleri niye istiyorum?
Habis olanlar iyiye giderken iyilik neden can çekişiyor?
Neden bu kadar yalnız hissediyorum?
Cesaret nedir?
Neden buradayım?
Neden

burada kimse yok?
Sadece bir makine miyim yoksa bir ruhum var mı?
Bunu okuduğun sırada on sekiz yaşında olacaksın ve üst düzey eğitime ve neredeyse mucizevi teknolojiye erişime rağmen büyük ihtimalle senin yaşındayken sorduğum soruları soruyor olacaksın, shaakespeare'nin 400 yıl önce sorduklarının aynısını. Belki bazı cevaplara sahip olduğunu düşüneceksin.

Umarım düşünürsün. Ama yaşlandıkça bu sorular gittikçe daha zor gelecek. Senin yaşındayken cevabı bildiğimi düşünüyordum. Dogruyu-yanlışı biliyordum. Kendi kaderimi kontrol edebiliyorum.

Ali Yalçın
Ali Yalçın

Bir döneminde makbul saydığı bir görüşü, bir fikir parçasını, bir başka döneminde küfür sayacak ve savunucularını cezalandıracak, ateşte yaktıracak kadar değişken, tutarsız, disiplinsiz belli kanunlara bağlanmamış bir özellik göstermiştir kilise bütün ortaçağ boyunca.

Naciye Yıldız
Naciye Yıldız

Lenin'e göre devrimden sonra bütün kurtarıcı kanunlara rağmen kadın evin esiri kalmaya devam etmektedir. Çünkü onu mutfağa, çocukların odasına bağlayarak, gücünü kesinlikle üretici olmayan bayağı, sinirlendirici, sersemleştirici, güçten düşürücü işlere harcamaya zorlayacak küçük ev ekonomisi kadını ezmekte, boğmakta ve aşağılamaktadır.

Rosa M. Curto
Rosa M. Curto

Birçok ülkede, özellikle de en fakir olanlarda, birçok ormanlık alan tahrip ediliyor. Güney Amerika'da bulunan Brezilya'daki birçok çiftçi tütün, kahve, mantar meşesi ve soya edebilecekleri yeni alanlar açmak için kanunlara aykırı bir şekilde ormanları yakıyor.

Ahmet Hikmet Eroğlu
Ahmet Hikmet Eroğlu

" Almanya'daki kardeşlerimizin ölümden daha acı ıstıraplara maruz kaldıkları, haksız kanunlara boyun eğdikleri, zorla vaftiz edildikleri ve sürgüne uğratıldıkları bana anlatıldı. Onlar, bir yerdeki kötülüklerden kurtulmak için kaçarken daha beter kötülüklere yakalanıyorlar. Kardeşlerime karşı tepeden bakan bir halk tarafından çıkarılan uğultular duyuyorum. Onlara

vurmak için kalkan eller görüyorum. Onlar, içerde ve dışarda eziyet çekiyorlar. Her gün, onların paralarını ellerinden almak için yeni şeyler icad ediliyor. Papazlar, benim talihsiz milletime beddualar ediyorlar.. Almanyanın kutsal cemaati kötü durumda ve düşkün. Kardeşlerim ve efendilerim ve siz hepiniz, arkadaşlarım. Fransa menşeli olan ve okullarında okuduğum Almanya'da

doğan ben İsaac Sarfati, size bildiriyorum ki, TÜRKİYE, HİÇBİR ŞEYİN EKSİK OLMADIĞI BİR ÜLKE. HERKES, KENDİ İNCİR AĞACININ VE ASMASININ GÖLGESİNDE EMNİYET İÇİNDEN YAŞAYABİLİR. Hıristiyan ülkelerinde, şayet çocuklarınıza mavi ve kırmızı giydiriyorsanız, onların vücudunu darbelerle mavi ve kırmızıya döndürülme tehlikesine atıyorsunuz. Siz, yırtık

elbiseler giymeye zorlanıyorsunuz. Sizin için haftanın günleri kadar; 'Şabat' ve bayram günleri de kapkaranlık. Sizin gücünüzden, ancak yabancılar yararlanıyor. Hazineleri olan Yahudilere hangi mutluluk var? Onlar, hazinelerini ancak kendi mutsuzluğu için muhafaza ediyorlar. Bir gün düşmanlar yeni bir şey icad edip onları ellerinizden alıyorlar. Siz onları kendinizin

zannediyorsunuz; gerçekte onlar, onlara air. Onlar ne bilginlere ne ihtiyarlara iyi davranıyorlar. Altmış kere söz veriyor fakat sözlerinden dönmekte tereddüt etmiyorlar.
... Sizin tapınaklarınızı ve okullarınızı kapatıyorlar, niçin uyuyorsunuz? Ayağa kalkın ve bu lanetli ülkeyi terk edin. "