Sabah, ıstırap çeken kalplerin akşamıdır...
Sabah, ıstırap eden kalplerin akşamıdır...
Sabah, ıstırap eden kalplerin akşamıdır.
Sabah, ızdırap çeken kalplerin akşamıdır
Sabah, ıstırap çeken kalplerin akşamıdır…
Rabbim, dedi, aynı içtenlikle.
Ey Kalplerin Tartıcısı.
Çok bunaldım Senin uzaklığında. Senden habersiz, cennetinden kovulmuş.
Çok yorgunum.
Bana bütün haberlerin yerini tutacak bir haber gönder. Üzerime bir iyilik ve güzellik kondur.
Gerçek şu ki, kalplerin dili olsaydı, dilin ihanetine uğramadan birbirlerine daha çok şey anlatabilirlerdi.
Merhametin kalpleri doğradığı, acının fevvare gibi taştığı zamanlardı. Kalplerin taşlaşmamıştı daha.
Hayata tanıklık eden kalbim tarihe tanık olmasa da. "Tarihin kusurları olmasaydı" anlatmayacaktım.
...
Ben. Anlattıklarımın hayat tarafıyım. Kalplerin tarihçesi yazılmadıkça ne tarihe ne de romana inanacağım.
"Yusuf ben seni, sevmiş ve sevecek bütün kalplerin sırrına ortak olarak sevdim."
