Mustafa Turay
Mustafa Turay

Beni, ayın aydınlattığı deniz yansıması gibi sev, kuytu köşelerde kalan karanlıkların tınılarıyla.

Nazik El Melaike
Nazik El Melaike

Ve bütün köşelerde görünen ve bütün anlamlarda
Sende anlamsızdı burda bulunanlarda anlamlı.

Marjan Kamali
Marjan Kamali

Geçmiş daima oradaydı, köşelerde gizlenmişti; sen yoluna devam etmiş olduğunu düşündüğünde sana göz kırpıyor, organlarına içeriden tutunuyordu.

Behiye Ayrıç
Behiye Ayrıç

Ellerim sinirden titriyordu, vücudumun buz gibi olduğunu fark et- tim. Telefonumu öfheyle kapattım. Annem de büyük ihtimal bu ha- reketime kızmıştı ama yapacak bir şeyim yoktu. Hayatta her olana müdahale edemezdim. Bu evren benim kurallarım doğrultusunda dönmüyordu. Genç bir kadındım. Normal bir insanın nasıl hayatı- nı devam ettirmek için yemek yemeye ve paraya ihtiyacı

varsa benim de aşka ihtiyacım vardı, sevilmeye, şefhate muhtaçtım. Sürekli stres- le boğuşan bedenim bu duyguları artık daha çok tatmak istiyordu. Dolaptan bir bardak taze sıkılmış meyve suyu doldurdum kendime. Sigaramı yakıp camın kenarına geçtim, çiseleyen yağmur gerçekten izlemeye değerdi. Gecenin karanlığında yağmurun cama vuruşu bu ses bile bir dirhem de olsa

rahatlatıyordu beni. Biraz camı açtım, derin bir nefes aldım. Minik kedim Sara, ayaklarımın altında sahi- bini mutlu etmek istercesine sevimli dairesel hareketler yapıyordu. Biraz kırgın, biraz umutla tebessüm ettim. Eğilip tüylerini okşadım, ellerimi boynunda gezdirdim, buna bayılırdı, gözlerini kısar mini- cik ağzını bükerek açardı. Ne zaman canım sıkkın olsa ya

ayakları- mın altında dolanır ya da yatağımın ucuna kıvranırdı. Keşke insan- lar da sizin kadar duyarlı olsa diye mırıldandım. Telefonumu elime aldım, bir-iki kere ulaşmaya çalıştım ama kapalıydı, sesli mesaj bı- raktım, umarım gördüğünde ilk beni arardı. Çevredeki evlere bak- tım, kimisi çok katlı siteler kimisi iki katlı müstakil evler, hepsinin ışığı

yanıyor, nokta gibi gözüküyorlardı. İçlerinde yaşayan insanları düşündüm. Kimi bir iş adamının metresiydi, adam eve daha rahat girip çıkabilmek için almıştı o evi. Kimisi de dişinden tırnağından biriktirerek, çoğu ihtiyacından feragat ederek, almıştı evini. Kimi- nin şu an bir cenazesi vardı, ağlıyordu, bundan sonra hayatının nasıl ilerleyeceğini

düşünüyordu. Kimisi ailecek huzurlu, mutlu yemek yiyorlar, gelecek hakkında mutlu planlar yapıyordu yarının ne geti- receğini bilmeden. En şansızları evde şiddet görüyor, kocalarından, babalarından hakaret işitiyordu ya da tacize, tecavüze uğruyor ve susuyordu. Kimisi benim gibi tek başına bir şeyler düşünüyordu, kendi kendine sinirleniyor, sakinleşiyordu. En

şanslıları şu dünyanın derdine, tasasına aldırmadan kendilerini attıkları kuytu köşelerde vahşice sevişenlerdi, sonra da kendi sıradan ütopyalarına dönenler

Deniz Çömez
Deniz Çömez

Korkma. Sen kaybetsen bile seni kaybetmeyecek olan bir şey, senin bilmediğin köşelerde senin için zamanı kolluyordur. Derin bir nefes alıp senin yoluna gölgesini sermiş bekliyordur.