Zoltan Figusch
Zoltan Figusch

Çözülmemiş yas ile çalışırken, psikodrama, ölmüş önemli bir başkasını bir sahne içinde sunup, onlarla tekrar karşılaşma fırsatını verir. Ancak psikodramada geçmiş bir karşılaşmanın basit bir canlandırmasından daha öteye de gidilebilir; artık gerçeklik tekniği, protagonistin merhumla ilişkilerinde aslında gerçekleşmemiş bir karşılaşmayı yaşama olanağı

tanır. Böylece yakınını kaybeden protagonist, hislerini ve düşüncelerini kendi karmaşıklıkları ve çeşitlilikleri içinde deneyip merhuma ifade edebilir. Bu psikodramatik karşılaşmadaki duygusal boşalım ve entelektüel anlayış, protagoniste artık içgörü ve artık anlayış kazandırarak, çözülmemiş yasındaki belirli yönleri zihinsel işlemden geçirmesine yardımcı

olabilir.

Georg G. Iggers
Georg G. Iggers

Dolayısıyla, bir birey hakkında, ancak onu biçimlendiren kültür aracılığıyla içgörü ka­zandığımıza göre, Thompson'ın, tarihin kişisel olmayan güçlerinden bi­reysel onurunu korumaya çalıştığı "yoksul çorapçı," şimdi de bireyselliği­ni bir kültüre kaptırmaya başlamıştır.

John B. Arden
John B. Arden

Sorunların nasıl ortaya çıktığına dair içgörü kazanmak ilk yapılması gereken iştir. Bellek sistemlerinin yeniden düzenlenmesi gerekir ve bunu yapmak sadece içgörü kazanmak fazlasını gerektirir.

Selçuk Budak
Selçuk Budak

Fenomenoloji, phenomenology Yunanca phainomenon =görünüş+ology=bilimi. Felsefede, özgün tanımıyla, bilinçlilik konusundaki bilgiyi, birincil içgörü kaynağı ve bilinçlilik konusundaki hakikatin nihai karar merci olarak sezgiye dayandıran; bilinçliliğin temel yapısı konusunda bilgi edinmenin mümkün olduğunu savunan ve bunu arayan bir felsefi yaklaşım. Biraz daha

basitleştirecek olursak, dünyaya (doğaya, insana, topluma, vs.) ilişkin bilgimizin dolaysız, sürüp giden yaşantıya, yani doğrudan doğruya fenomenlerin gözlenmesine dayanması gerektiği teorisi. Edmund Husserl'in öncü olarak kabul edildiği bu teoriye göre analizden ve yorumdan önce gözlem gelir. Husserl'in yanı sıra Dilthey, Schutz, Merleau Ponty, Ricoeur, vb. gibi diğer

birçok felsefeci tarafından farklı hatta çelişkili terimlerle ortaya konan bu felsefi yaklaşım, dış gerçekliği reddetmez, sadece örneğin içgörü, sezgi yoluyla kazanılan bilginin öncelikli olduğunu savunur.

Eugene Schoulgin
Eugene Schoulgin

" Tüm dinlerde önemli bir yeri olan bağışlama, bizi bağışlayan o güç, bağışlandığımızı düşündüğümüz o an. Bunlar içimizde. Dilersen içimizdeki tanrı da diyebilirsin. Böylesi anlar çok ender. Sürekli ruhsal bir yücelme arzusundayız, ama bu korkunç olurdu, asla başaramazdık. Bu yüzden yüce yaşamlar sürdüğüne inandığımız kutsal kişiler, gururlu azizler,

mağara keşişleri, cesur önderler, ateşli ozanlar yaratıyoruz. Oysa zamanlarının çoğunda onlar da başka işlerle uğraşıyorlar, topuklarındaki nasırları ayıklıyor, güçlü esintilerde sütunlara tutunuyor, damlatan tavandan kaçınıyorlar. Bizlerde bu kısacık içgörü anlarımızda varsıllaştığımızı düşünüyoruz. "

James W. Pennebaker
James W. Pennebaker

Hastalığın psikolojik temelini anlamak için içgörü geliştirmek ya da farkında olmak iyileşme sürecini hızlandırır.

Carol Grant Gould
Carol Grant Gould

Yeni olduğundan kuşku duyulmayan bir davranışın bile mutlaka yaratıcılık, içgörü ya da planlama yetisi içermesi gerekmez.

Brian Thomas Swimme
Brian Thomas Swimme

Yaşam enerjimiz nereye gidiyor? Derin, jeolojik ve kozmolojik zaman bize bir içgörü sağlıyor mu? Bu mükemmel yolculuğun içinden çıkarsak, geçirdiğimiz dönüşüm yani ölüm bir tür geri dönüş olabilir mi?
Kendi mütevazı özümüz yaşamını noktalayarak evrenin daha kapsayıcı özüne dönüşüyor olabilir mi? Tutkularımız ve rüyalarımızla beraber kederlerimiz ve

kayıplarımız da evrenin dokusuna mı karışıyor?