Hepsi bir an, yalnızca bir an. Söyleyebileceğimiz o sözü esirgediğimizde, belki söylemeye üşendiğimizde ilk domino taşı düşmüyor. Aslında hareketi tetikleyecek, yolu hazırlayacak olan o taş. Tek bir andan vazgeçiş gibi görünse de bazen bütün yaşamın anlamını çalıyor. Son zamanlar bunun üzerine çok düşünüyorum.
"Hepsi bir an, yalnızca bir an... Söyleyebileceğimiz o sözü esirgediğimizde, belki söylemeye üşendiğimizde ilk domino taşı düşmüyor. Aslında hareketi tetikleyecek, yolu hazırlayacak olan o taş. Tek bir andan vazgeçiş gibi görünse de bazen bütün bir yaşamın anlamını çalıyor."
Müşterilerin, bir metanın toplumsal ve çevresel maliyetleri hakkında tam olarak bilgilendirilmesi veya bunları umursayacak olanaklara sahip olması çok sık rastlanan bir durum değildir. Tişört alan bir müşteri, pamuğun, işçilerin pamuk tarlalarında böcek ilacı zehirlenmelerine maruz kaldığı Nikaragua'dan geldiğini bilmeyebilir. Çikolata satın alan bir müşteri,
çikolatanın, çocuk kölelerin çalıştırıldığı Fildişi Sahilleri'nden geldiğini bilmeyebilir. Sık sık abur cubur tüketen obez bir insanın, daha besleyici gıdalar almaya gücü yetmeyebilir ya da bunları hazırlayacak zamanı bulamayabilir. Bir fast-food zincirinde yediğiniz hamburgerin, bir zamanlar yağmur ormanı olan çıkma ıtlaklarda yetişen bir danadan gelip gelmediğini
bilmenin pek de imkanı yoktur. Aşırı benzin tüketen 400 beygir gücündeki bir spor arabanın sahibi, küresel ısınmaya uzun vadede yapacağı küçük katkıyı o anda aldığı keyfe kıyasla pek de önemli görmeyerek arabasının hızının ve gücünün tadını çıkarabilir.