Canın bütün evrene dağıtıldığını, bu yüzden en ufak canlının bile yaşama halkının kutsal olduğunu, bu dünyanın sadece insanlara ait olmadığını uzun uzun anlat...
" Ey yıldızlar yoksa sizde mi anladınız
yeryüzü halkının cefasını ve riyakarlığını
bu yüzden mi göğün kalbine saklandınız? "
“Ey yıldızlar yoksa siz de mi anladınız
Yeryüzü halkının cefasını ve riyakarlığını.”
Yönetenlerin horladığı, ama halkının bağrına bastığı Ozan... Ülkesini, halkını seven, onun emeğinin, alın terinin sömürülmesine sazıyla, sözüyle karşı çıkan, o nedenle de politik çevrelerce bir türlü sevilmeyen çileli ozan. Bakarsınız evrensel düşünmesine karşı ulusal duyguları coşarak tele vurur; ülkesinin, halkının yüce değerlerini özgün bir dille
öven bazen de ardından ağıt yakan duygulu yürek... Ama nasılsa kendisine hak ettiği değer bir türlü verilmez; Mahzuni, onu çok seven halkına radyo ve televizyondan dinletilmez...
Hümanistlerin büyük gurur duyduğu Alman halkının kökeni, şimdi Alman dilinin kökenini inceleyenlerin ilgisini çekiyordu. Hayal ürününden ibaret çeşitli teoriler kısa sürede yayıldı. Bazıları ilk dilin İbranice değil, Almanca olduğunu ve “Adem'in bir Alman" öne sürdü.
ABD emperyalistleri ve uşaklarının başımıza sardıkları savaş, Partimiz ve halkımız için çok ciddi bir sınav oldu. Çin halkının gönüllüleri ile birlikte ve tüm sosyalist ülkelerin kararlı desteğiyle Kore halkı ve Kore halk ordusu düşmanın silahlı işgalini geri püskürtmek için mücadele verdi ve ülkenin bağımsızlığını ve Devrimin kazançlarını korudu, ve
ABD emperyalistleri ABD tarihinde ilk kez sefilce bir askeri yenilgiyle karşılaştılar. ABD emperyalistleri artık sürekli olarak dünyanın devrimci halklarının sıra dayağını yiyecektir.
Kore savaşı göstermiştir ki, Amerikan emperyalizmi yenilmez değildir; onunla savaşmak ve onu yenmek olanağı vardır. Küba devriminin zaferi de, bizimkinden farklı şartlar altında bu gerçeği kanıtladı. Ulusal kurtuluş için Vietnam halkının direniş savaşı da açık olarak bu gerçeği doğrulamaktadır.
Japonya'nın güzelliği ve halkının gayet sakin ve nazik olması sebebiyle her seyyah için pek hoş ve fazlasıyla memnun kalınacak memleketlerdendir.
Milletler Cemiyeti Meclisinde 20 Eylül 1924 günü başlayan görüşmede Türkiye'yi yine Fethi Bey temsil etti. Fethi Bey, Türk tarafının Lozan'dan beri sürdürdüğü çizgiyi koruyarak Musul'un geleceğine Musul halkının karar vermesi yani bölgede plebisit(halk oylamasi) yapılmasını önerdi. Ingiliz temsilcisi Lord Parmoor ise sorunun Musul'un geleceği ile ilgili olmayıp
Turkiye-Irak sınırının saptanmasına yönelik teknik bir sorun olduğunu öne sürerek plebisit önerisine karşı çıktı. Ingiliz temsilcisi sorunun çözümü için tarafsız üyelerden oluşan bir komisyonun yerinde incelemeler sonucunda hazırlayacağı rapor üzerinde görüşülüp bir karara varılmasını önerdi. Milletler Cemiyeti Meclisi 30 Eylülde ingiliz önerisini onaylayarak
Musul sorununu incelemek üzere bir komisyon oluşturulmasını önerdi.