André de Richaud
André de Richaud

Çok kolay omuzladığı yalnızlık ona ağır geliyordu. İlk zamanlar bir anlamda oyun oynuyordu kendi kendine, ama yorgunluk kapıya çabuk dayandı. Yalnız olmaktan bitkindi, kendini iyilik komedisine adamaktan da bitkindi. Günler geçip gider­ken o susup kalıyordu. Evin boş ve büyük odalarında giyinirken geçmişteki yaşayışını hatırlıyordu. O sıradan ve düz yaşayış ona

gün geçtikçe daha çekici, daha yaşa­nılası görünüyordu. O günlerin tadını yeterince çıkara­mamıştı, kızıyordu kendine. Belleği ona, yaşamına ora­cıkta son vermeyi kabul etmesine yetecek kadar çok mutlu anı göstermiyordu: bu yüzden, Georges okulday­ken, kendine kapanıp, uzun uzun ağlıyordu. Her sabah, donuklaşmış aynada, bir gün öncekine göre daha

yıp­ranmış bir yüzle karşılaşıyor, yüzünü aynanın soğuk camına yapıştırıp uzun süre düşlere dalıyordu. Göz­yaşları birdenbire boşanıp aynada koşmaya başlayana kadar.