"Daha da delirmemiz gerekecek değil mi?"
"Yaşamak için, evet."
gün gelecek eski şeylerden söz etmemiz gerekecek
acele etmeden
kabuklarından çıkartmamız
onca sessizlikten sonra sözden çıkarır gibi
hiçbir sözcük bulamadığımız için görünmezi biçimlendirmek
konuşmak gerekecek
sözler tanıdıklarımızdır gölgelerimiz gib....
Eleştiri, dili sanki tatile çıkarır gibi, uygulanabilirliliğinin sınırları dışına taşıyan bütün girişimleri mahkum eder. Ancak eleştirinin kendisi de, dilin özüne ilişkin kurgusal bir kuram üzerinde temelleniyorsa, yapması gerekecek ilk şey, kendine çeki düzen vererek içindeki dil karmaşasını gidermektir.
Bir ebeveyn olarak yapmanız gerekecek en zor şey, kontrol etmeye çalışmaktan vazgeçmektir.
Gerçek hiçbir zaman “inanılabilecek olan şey” değil, her zaman “düşünülmesi gerekecek olan” şeydir.
"Ay Saadet gözün aydın, gene mi oğlun oldu. Ne şanslı kadınsın vallahi ! Kim, ben mi şanslıyım, neden şanslıyım, nasıl şanslıyım ? İlkim kız olduğunda, adam on gün kahveye çıkmamıştı, anımsıyorum. Belli etmiyordu ama için için bana da kızıyordu. Sanki karnımdakini ben biçimlendirmişim gibi. Evet şimdi iki kızım iki oğlum var. İlmiye Karı'nın dediğine
bakılırsa, yoldaki de oğlan olacakmış. Ekmeği yoğururken bir tas un daha fazla atmam gerekecek artık."
Benim insanlardaki büyüklük için formülüm Amor Fati’dir, yani kişinin şeylerin başka türlü olmalarını, ebediyetin bütünü içinde, önce ve sonra olmalarını istememesidir."
Benim öğretim,
diye yazar Nietzsche Şen Bilim döneminde,
senden yeniden yaşamayı arzu etmen gerekecek şekilde yaşamanı ister. Senin ödevin budur. Her hâlükârda
yeniden yaşayacaksın. Çaba ve mücadelenin kendisine en yüce duyguyu verdiği insanı, bırakın mücadele etsin. Sükûnetin kendisine en hoş hissi verdiği insanı da bırakın, sükûnet içinde otursun. Düzenin, yoldan çıkmamanın, itaatin kendisine en yüce duygular esinlediği insanı ise, bırakın itaat etsin. O sadece neyin kendisine en yüce duygulan esinlediği konusunda
tam bir açıklık içinde olacak, ve hiçbir şekilde utanmayacaktır. Ebediyet bütünüyle yaşanmaya değer!