Robin Sharma
Robin Sharma

"Düzenli olarak oku. Günde yarım saat okumak mucizeler yaratır. Ancak seni uyarmalıyım. Bunu rastgele yapmamalısın. Verimli zihin bahçene girmesine izin vereceğin şeyler hakkında çok seçici olmalısın. Bunlar son derece besleyici olmalı. Seni ve yaşam kaliteni geliştirecek şeyler seç."

Ikuo AMANO
Ikuo AMANO

Her fert kendi yeteneğini son sınırına kadar geliştirecek fırsatlardan faydalanmak için doğuştan haklara sahiptir.

Özlem Dalkılıç
Özlem Dalkılıç

İmkansız kelimesini artık hayatımdan ve zihnimden çıkarıyorum. Yaşam alanımda berekete ,bereketin kapılarına ve kendi yeteneklerimi geliştirecek yolculuklara yelken açıyorum. Yeteneklerimi keşfetmeyi, yeteneklerimi berekete dönüştürmeyi ,var olmayı ,yeniden başlamayı ve güçlü olmayı seçiyorum.

Özlem Dalkılıç
Özlem Dalkılıç

İmkansız kelimesini artık hayatımdan ve zihnimden çıkarıyorum. Yaşam alanımda berekete ,bereketin kapılarına ve kendi yeteneklerimi geliştirecek yolculuklara yelken açıyorum. Yeteneklerimi keşfetmeyi, yeteneklerimi berekete dönüştürmeyi ,var olmayı ,yeniden başlamayı ve güçlü olmayı seçiyorum.

Mustafa Arslantunalı
Mustafa Arslantunalı

Teknoloji desteğiyle daha sağlıklı, daha uzun bir hayat hedeflerken, belli bir noktada transhümanizm vites ve hedef büyütüyor. Yaşlanmanın yavaşlatılması, mümkünse engellenmesi, sadece insan gövdesini değil zihnini de geliştirecek arabirimler kurulması, mesela yapay zekanın implant halinde beynimize eklenmesi, insanın daha da siborglaşması... Biyolojiden aşama aşama

çıkıp tamamen teknolojinin hükümranlığına giriş. İnsan-sonrası.

Judith Thurman
Judith Thurman

Damgalanmış kadınlar, özellikle de damgalanmış homoseksüel kadınlar, Colette'in gerçek direniş tiyatrosuydu. "Her şey söylenip yapıldıktan sonra," diye yazar tarihçi Alain Corbin, "on dokuzuncu yüzyılın kulanparaları tümüyle hedonist cinsellik modelini geliştirecek ilk kişiler olacaktır, yani monogamiden veya üremeden uzak bir erotizmi. Cavafy onlara, "cesur şehvet

düşkünleri" diye hitap edecektir, ki bu tam da Colette'e uygun bir yakıştırma. Zira ona göre, tipki Epikür'e göre olduğu gibi, hedonizm daha ziyade amaç dolu ve denebilir ki, coşkunluk açlığından daha etik bir şeydi. Fiili bir inancın dışa vurumuydu -tanrısı olmayan bir amentü, bir şeytan veya bir öte yaşamdı, ama esrimeyi, yaratılışa saygı göstermeyi ve avuntuyu

telkin eden tüm gerçek inançların gücüne sahipti.

Selami Erdoğan
Selami Erdoğan

... Müttaki bir bilim insanı olarak, doğru bilgiye gözlemle yaklaştığı kadar olgunlaşmış bir aklın göstergesi olan güzel ahlakla da tasdik eder. Bu yaklaşma neticesinde uzay bilimiyle, velayet ilminin "rasyonel" sentezi olan bir bilgi düzeyine ulaşacağından, İbn Arabi kozmolojisini geliştirecek çalışmalar yapar. İnsanlığın birikimlerinden de istifade ederken, kökleri

sabit olan kesin doğrulardan kopmadığı için yukarıda tanımlanmış bilim felsefesine göre bilgi tüketenlerin değil, üretenlerin sınıfına girer. Onun bu çağda ürettiği bilgi, "Görmedin mi Allah güzel bir sözü nasıl misal getirdi? (Güzel bir söz), kökü sağlam, dalları göğe yükselen bir ağaç gibidir. Bu ağaç Rabbinin izniyle her zaman meyvesini verir. Öğüt

alsınlar diye Allah insanlara misaller getirir" İbrahim suresi, 24-25. ayetinde bildirilen daim meyvelerden olur.

Miraç Serhendli
Miraç Serhendli

Azlavag oğlu Turhan'ın oğlu Muhammed kendisi gibi yiğit bir askerin asıl hizmetinin, ilim ve ahlâkı geliştirecek insanlara huzur sağlamak olduğuna inanmaktadır. Ona göre kahraman ya savunur yahut fetheder. Fakat her iki halde de uğruna dövüştüğü şey, toprak veya eşya değil, inançtır, fikirdir ve Allah rızasıdır.

Raphael Honigstein
Raphael Honigstein

Avrupa Adalet Divanı'nın 1995 yılında aldığı Bosman kararı ile Avrupa Birliği içinde oyuncuların dolaşımı serbest bırakılmış, bu da milli takımlar arasındaki kalite farkının azalmasına yol açmıştı. Artık ''küçük'' ülkeler bile milli takımlarının ilk on birlerinin tamamını Avrupa'nın en iyi liglerinde top koşturan oyunculardan kurabiliyorlardı. Avrupa'nın

elit kulüplerinde kullanılan antrenman teknikleri tüm kıtaya yayılmış, bu da eskiden ''küçük'' takımlar olarak adlandırılan ülkelerin, teknik, fizik ve taktik bakımından ''devler''e yaklaşmalarını mümkün kılmıştı. Uzun zamandır Alman futbolunun en büyük dayanağı ülkede fizik kondisyonu yüksek, iyi futbolcuların fazlalılığıydı. Bu bolluk ülkede oyuncuların

yeteneklerini veya taktiksel sistemleri geliştirecek yöntem arayışlarını ikinci plana itmişti. İşte bu sebepten dolayı, ''küçük'' ülkeler ile ''devler'' arasındaki performans seviyelerinin birbirlerine yaklaşması, Alman futbolunu iki koldan olumsuz olarak etkiliyordu. Bir yandan küçük ülkeler toplu oyunda en az Almanya seviyesine çıkıyorlar, bir yandan da Bundesliga'da top

koşturan oyuncuların milli takım havuzundaki oranı (yaklaşık on yıl gibi bir zaman dilimi içerisinde) yarı yarıya azalıyordu.

Olga Kharitidi
Olga Kharitidi

“Elindeki yılanı hisset”diyor. “Bu, bir güç. Onu hisset ve onu tutarken hissettiklerini unutma. Kendinle, elinde tuttuğun bu güç arasında bir denge bulmalısın. Eğer onu çok sıkı tutarsan yılana zarar verir ve seni ısırmasına neden olursun eğer yeterince sıkı tutmazsan o zaman da elinden kurtulur ve onu kaybedersin. Doğru dengeyi bulmalı ve onu tutmalısın.”
Bu

kitabı yazarken bu dersi anımsayıp onu kullandım. Bir çok insan kendini geliştirecek yeni nitelikler araştırarak içsel büyülerini açığa çıkarmaya çalışacak gücü arıyorlar. Bazıları bazen son derece başarılı bir şekilde bu içsel güç ile bağlantıya geçiyorlar fakat eğer onu kullanıp denetleme bilgisinden yoksunlarsa o zaman onu fazla sıkıyor ve ışınlıyorlar.

Onun gücü onları yok ediyor ve onu kullanmak yerine kölesi oluyorlar.