Fatih Ertugay
Fatih Ertugay

Bir kurtuluş paradigması içerisinden kendini var eden İslamcılık, Batılı kolonyal güçlerin, çok boyutlu saldırıları karşısında, devletin ve Müslümanların var oluşunu korumak ve sürdürmek üzere ortaya çıkan ve gelişen bir siyasal düşünce olmuştur. Temel kavramlarını İslam’ın asli kaynaklarında ve Müslümanların tarihi pratiklerinde bulan bu hareket, Batılı

modern kavramlara da yabancı kalmamış; bu anlamda modernleşme ve Batı karşıtı bir tutummuş gibi gözükse de, aslında modernleşmenin bir yan ürünü olarak ve çoğu yerde de modernleşmenin içinden konuşarak kendi ethos'unu oluşturmuştur. İslamcıların aşağı yukarı yüzyıllık düşünce tarihleri boyunca, hem ele aldiklari konular ve kavramlar, hem bu konulara dair

yaklaşımları farklılıklar göstermiştir. Kimi zaman son derece olumsuz bir şekilde ele aldıkları konuları daha semaları, İslami kavramlarla tevil ve uzlaştırma çabaları içerisine girmişlerdir. Bu anlamda özellikle İslamcılığın ilk dönemleri ile 80 sonrası dönem oldukça dikkat çekicidir.

İlker Has
İlker Has

Bazen gitmek kalan insana kolay gibi gözükse de, giden bir şeyler öğretmek için dahi gidiyor olabilir.

Bruce Brown
Bruce Brown

Gündelik hayat, toplumun temel değerlerinin farklı toplumsal konumdaki insanlarca paylaşıldığı, öğrenildiği ve haklılaştınldığı külterel bir alandır. Alış verise çıkma, mevsimlik ayakkabı secimi, bir memurun konumuna uygun elbise satınalması gibi siyasetle ilgisiz gibi görünen hayata ilişkin davranışları içerir.
Tüm bunları ve diğer birçok şeyi içeren

gündelik hayatımız, kendisini oluşturan nesneler, mekânlar ve simgesel anlamlar siyasetle bağlantısız gözükse de verili toplumsal sistemin temel aldığı değerlerin kabulüne yönelik düzenlenmiştir
Memurların kalabalık odalarda çalışması, ama müdürlerin, genel müdürlerin tek başlarına geniş odaları sahiplenmeleri, aynca bu mekânların toplumsal konumlar arasında

fiziksel bir uzaklığı ve otoriteyi sağlayacak koruyacak yönde düzenlenmesi bize hiyerarşik toplumsal ilişkilerin mantığını benimsetir, öğretir ve bu durumu haklı, olağan bulmamızı kolaylaştırır.

İrfan Ç. Aleksiva
İrfan Ç. Aleksiva

Arhavi, Viçe ve Hopa’da bilinen germakoçi, tüm Doğu Karadeniz’de tanınan konçolozi, Ardeşen ve Atina’da çika ve Atina, Ardeşen sahasında “Yaban Adamı” yada “Dağ Adamı” olarak adlandıran insan görünüşlü, bütün vücudu tüylerle kaplı ve tehlikeli bir yaratık olarak tarif edilen bu personajları, her ne kadar birbirinin varyantı gibi gözükse de bazı

açılardan ayrıştığı için farklı birer karakter olarak değerlendirmemiz gerekir.
...
Aslında dünyanın hemen her yerinde insanımsı, insandan daha iri ve tüylü, ormanlarda yaşadığına inanılan varlıklar yaygındır. Antropologlar bu imajın kaynağının, bir dönem Homo sapiens’lerle bir arada yaşamış bir insanımsı tür olan Homo neanderthalensis olabileceğini

ileri sürmüşlerdir.

İrfan Ç. Aleksiva
İrfan Ç. Aleksiva

Arhavi, Viǯe ve Hopa'da bilinen gemak̆oçi (gemak̆oçi), tüm Doğu Karadeniz'de tanınan k̆onç̌olozi (ç̌onk̆olozi) Ardeşen ve Atina'da ç̌ik̆a ve Atina, Ardeşen sahasında "Yaban Adami” ya da "Dağ Adamı" olarak adlandırılan insan görünüşlü, bütün vücudu tüylerle kaplı ve tehlikeli bir yaratık olarak tarif edilen bu personajları, her ne kadar birbirinin varyantı

gibi gözükse de bazı açılardan ayrıştığı için farklı birer karakter olarak değerlendirmemiz gerekir. Kaldı ki, pek çok yörede, mesela Arhavi'de hem gemak̆oçiye hem de k̆onç̌oloziye inanılır. Dutxe'de hem Yaban Adamı hem ç̌ik̆a hem de k̆onç̌olozi birbirinden ayrı birer varlık olarak halkın hafızasında yaşar.
Bu varlıklar, sadece Lazlar arasında değil,

pek çok ortak özelliklerle bütün Doğu Karadeniz'de ve bazı nüanslarla Anadolu'nun değişik yerlerinde de bilinir. Aynı şekilde Güney Kafkasya'da ve Megreller arasında da benzer mitolojik varlıklar söz konusudur. Aslında dünyanın hemen her yerinde insanımsı, insandan daha iri ve tüylü, Ormanlarda yaşadığına inanılan varlıklar yaygındır. Antropologlar bu imajın

kaynağının, bir dönem Homo sapiens'lerle bir arada yaşamış bir insanımsı tür olan Homo neanderthalenis olabileceğini ileri sürmüşlerdir,

Adem Özöndel
Adem Özöndel

"Hayat uzun bir yolculuk gibi gözükse de aslında her şeyin bir an ile bitebilecek kadar kısa olduğunu fark etmiştim."

Ahmet İhsan
Ahmet İhsan

Herkes kelime itibariyle çoğul gözükse de, herkes özünde yalnız aslında.

Anil Seth
Anil Seth

Aklın haritacıları gibi, 19. yüzyıl bilim adamları, terra beyni tanıdıklarını haritalamaya başladılar. Frenoloji teorisinin kurucusu Franz Gall, beynin farklı bölümlerinin zihinsel yetenek ve kişilikteki bireysel değişikliklere bağlı olarak kafatasına çarptığını ileri sürdü. Yanlış olduğu kanıtlandı, ancak fikirlerinin altında yatan sorular devam etti: hafıza,

dil, dikkat, duygu ve algı belirli beyin alanlarına mı bağlı, yoksa bu bilişsel işlevler beyinde mi dağılıyor? Bu fikri test etmenin ana yolu, bir hayvanda beynin belirli bir bölgesinin tahrip edilmesi (veya belirli beyin lezyonlarına sahip insanları analiz etmek) olan “ablasyon” idi. İnsanlarda bu kanıt fonksiyonun lokalizasyonunu destekliyor gibi gözükse de, hayvanlarda

durum daha az belirgindi. Karl Lashley fareleri bir labirentte gezinmek için eğitmiş ve beyinlerinin belirli kısımlarına zarar verdikten sonra davranışlarını test etmiştir. Performanstaki azalmanın, etkilenen bölgeye göre hasar görmüş beyin dokusu miktarına daha fazla bağlı olduğunu buldu. Bu onun, beyindeki korteksin birçok farklı öğrenme türünde 'bir bütün olarak'

davrandığını iddia eden “beyinde kitlesel eylem” fikrini savunmasına neden oldu. Modern fikir birliği, birçok fonksiyonun aslında belirli beyin alanlarıyla ilişkilendirilmiş olmasına rağmen, her bir fonksiyonun yine de, birçok farklı alanı içeren geniş çapta dağılmış ağlardaki etkileşimlere dayanmasıdır.