Mahmud Bedreddin Yazır
Mahmud Bedreddin Yazır

Son Abbasi Halifesi Müsta'sım Billah'ın kölesi olduğu söylenen Yakut-ı Müsta'sımi (? - 1299)ye gelinceye kadar kalemin ağzı düz kesilirdi. Yakut eğri keserek Tahrif-i Kalem'i icadetti. Kristof Kolomb'un yumurtası gibi basit görünen bir buluşla yazı sanatını bedii sahada ileri bir safhaya geçirmeye, yazının yeni dünyasını bulmaya muvaffak oldu.

Şeyhoğlu Mustafa
Şeyhoğlu Mustafa

Padişah gövdede gönül gibidir. O doğru olursa insanlar doğrulukta, eğri olursa insanlar fesat içinde olur.

Olcay Soğuk
Olcay Soğuk

Denizden bakıldığında doğanın tüm ihtişamını üzerinde barındıran ve geçmişin görkemli anıtlarıyla eşsiz bir güzellik sunan İstanbul, içine girildiğinde binlerce yıllık tarihi ile bağdaşmayan ve insana üzüntü veren bir görüntü içindeydi. Tıpkı Osmanlı döneminde olduğu gibi cumhuriyet kentleri içinde de en kalabalık nüfusa sahip olan İstanbul'da bir tek

asfalt yol yoktu. En büyük caddelerin parke kaldırımları dahi eğri büğrüydü. Batı'nın büyük şehirleri şehircilik bakımından ne kadar ilerideyse İstanbul o kadar geriydi. Bunun ön önemli sebebi, Avrupa'da kapitalizmin gelişmesi sonucu Avrupa ülkelerinin sanayi devrimini gerçekleştirmiş olması ve bu gelişmeler sonucunda Osmanlı Devleti üzerinde aşama aşama kurulan

emperyalist denetimin, Osmanlı'nın iç dinamikleri ile birleşerek önemli yapısal değişmelere neden olmasıydı. Cumhuriyet idaresi, Osmanlı'dan işte böyle ışıksız, susuz, yolsuz, belediye hizmetleri yetersiz, baştanbaşa çamur içinde bir şehir devralmıştı.

Necat Birinci
Necat Birinci

"Tüfenk icâd-oldu, mertlik bozuldu,
Eğri kılınç kında paslanmalıdır."

Yeni Deniz Mecmuası
Yeni Deniz Mecmuası

“Matematik olarak bir eğri (fonksiyon) en üst noktasından aşağı doğru iner; ne kadar yükseğe çıksa da bu kaçınılmaz bir sonuçtur. O halde, çöküşü, gelişmenin en üst noktası sayılan bir yerden ele alıp, yükseliş içindeki çöküş elemanlarını görmek ve gelişmenin son faslının, aslında bazı yapısal hastalıkları örttüğünü anlamak gerekir.”

Sevil İnan Sönmez
Sevil İnan Sönmez

Cümleler doğrudur sen doğru isen,
Doğruluk bulunmaz sen eğri isen.

Bruce Bassett
Bruce Bassett

Metrik kavramı oldukça aşina olduğumuz bir kavramdır. Evrensel bir mesafeyi (düz bir uzay üzerindeki mesafe) eğri yüzeyler üzerindeki mesafelere dönüştürmenin bir yoludur bu. Tıpkı sabit bir zaman ve mesafe miktarını yolcu için ücrete dönüştüren taksimetreler gibi.

Kautilya
Kautilya

İnsan çok fazla dosdoğru olmamalıdır. Gidip bir ormana bakın. Düz ağaç kesilir, eğri büğrü olanlar ayakta kalır.

Yalçın Ergir
Yalçın Ergir

Basit yaşayacaksın.

Mesela susayınca su içecek kadar basit.
Dört çıkacak, ikiyi ikiyle çarptığında.

Tek düğmesi olacak elindeki cihazın;
tek bir düğme, tek bir cümle gibi;
sevince lafı dolandırmadan söylediğin
“seni seviyorum” gibi.

Basit bir öpücük yetecek sana;
basit sıcak bir öpücük
ve o öpücükle

dolacak tüm günlerin, tüm düşlerin.

O öpücük için yapacaksın hayatının kavgasını,
o öpücük için yiyeceksin hayatının dayağını.

Kabak çekirdeği verecek sana
rakamların veremediği mutluluğu.

El yazısıyla yazılmış eğri büğrü bir mektup olacak
en değerli kağıdın;
hep yanında taşıdığın,
atmaya

kıyamadığın.

İki harekette giyiniverecek,
iki harekette soyunuvereceksin.

Kısacık olacak uyanman
ve yola çıkman arasında geçen süre;
kısacık olacak
sıcacık kollara dolanman
ve yolculuklara çıkman arasında geçen süre.

Kendin bile anlayabileceksin yazdıklarını;
bakışların bile anlatabilecek kendini.

Beklentilerin de basit olacak.
Kaf Dağı’nın önünde bekleyecek mutluluklar.
Bir ıslıkta bulabileceksin en uzun dostluk romanını;
ya da bir damla gözyaşı yaşatacak sana
en ucuz aşk romanını.

Pankreasının sağlığına dua edeceksin kapatırken gözlerini.
Zafer işareti yapacaksın tuvaletten çıkarken.

Bir kaşarlı tost olacak

aradığın
nasıl oturacağını bilemediğin sofrada;
parmakların olacak en kıymetli çatalın.

Yine, aynı parmaklar çözecek en karmaşık denklemleri.
İskender’in kılıcı duracak avukat rehberinin yanında.

Bir filarmoni orkestrası veremeyecek sana
kontrplak bir gitarda, doğru basılmış bir
“fa diyez”in mutluluğunu.

Makyajın ilk “a” sına kadar bilmen yetecek.
Temizlik kokacak en pahalı parfümün

“Bilmiyorum” diyebileceksin bilmediğinde
ve çok normal olacak onu da bilmeyişin.
Tek dereden su getirmen yetecek,
bir “istemiyorum” diyebilmeye.

Ne durduğu farketmeyecek abanın altında.

Saatin, sadece saati gösterecek;
Telefonunu

sadece telefon etmek için kullanacaksın.
Küçük bir not defteri olacak bilgini en hızlı sayan.
Basit yaşayacaksın, basit.
Sanki yaşamın bir gün sona erecekmiş gibi
basit...

Fatma Serap Karamollaoğlu
Fatma Serap Karamollaoğlu

"En güzel isimler [el-esmaü'l-hüsna] Allah'ındır. O hâlde O'na o güzel isimlerle dua edin. O'nun isimleri hakkında eğri yola gidenleri bırakın. Onlar yapmakta olduklarının cezasına çarptırılacaklardır"


Mukâtil der ki: Bir Müslüman namazında bir keresinde Allah'a, bir keresinde Rahman'a "Ya da ya Rahman, ya Rahim" diyerek dua etmişti. Bunu duyan Ebû Cehil,

"Muhammed ve ashabı bir Rabbe tapındıklarını iddia etmiyorlar mı? Bu adama ne oluyor ki iki Rabbe dua ediyor?" demiş de Allah Tealâ bu ayeti indirmiş.

( Fatiha'dan Nâs'a Esbab-ı Nüzûl, c.1, s. 399)