Peki, iki gözüm, ne oldu öyle ise? Sen yanına gider gitmez kız : Vay, nereden çıktın, kâinatın teşekkülü esnasında karanlık âlemlerde eş olduğum insan, diye boynuna mu sarıldı?
Osmanlı Devleti’nde ilk telgraf hattı 1853’te Kırım Harbi esnasında Kırım Yarımadası’nın Bulgaristan sınırında Varna’ya bağlanmasıyla gerçekleşti.
Konferans; Türk ekonomisini, İstanbul gümrüğünü, Anadolu’daki ekonomik tercihleri ve Ermenistan sınırlarını konuşurken, Anadolu’da Mustafa Kemal’in direnişi müttefik hedeflerinin karşısında belirdi. O sırada, geniş çapta tanınmayan birisi olan Mustafa Kemal, Müttefikler tarafından, Gelibolu’da sivrilen genç bir Türk subayı olarak biliniyordu. Anafartalar
Cephesi’nde İngilizlerin etkisiz ve acemi saldırısının kontrol edilmesi ve büyük savaşta Çanakkale’yi geçme umudunun yok olması Mustafa Kemal’in dakik ve cesur liderliği sayesindedir. Bitmiş, tükenmiş Türk Ordularını yeniden organize etmesi esnasında Anadolu’daki faaliyetleri konusunda hiçbir bilgi elde edilmemişti. Bizim askeri istihbaratımız bu konuda etkili
olamamıştı.
beyin sapının en temel yapıları ile duyusal- motor korteks , doğum esnasında aktiftirler. nefes alma, bedensel sistemlerin iç regülasyonu, ilkel savaş-kaç-don tepkileri gibi en temel yaşamsal işlevlerden sorumludur
Tam dört bin Müslüman askeri kılıçtan geçirilmişti ve yine de savaş meydanında kalanlar zaman zaman Allahuekber nidâları atıyorlardı.71 Askerlerin bir kısmı Selman ibni Rabia ile Bab’a kaçmıştı. Diğerlerinin ise Gilan ve daha ötesine doğru kaçtıkları anlatılmaktadır.72 Bunların arasında Pey-gamber’in tanınmış sahabelerinden Ebû Hureyre ve Selman
el-Fa-risi’nin de bulunduğundan bahsedilmektedir. Abdulrahman’ın cesedi savaş meydanında kalmış; Hazarlar onu alıp uygun bir gemiye yerleştirmiş ve muhafaza etmişlerdir. Bunu yapmaktan maksatları, yenilgiye uğratılmış bir düşmanı, savaş esnasında veya kuraklık vukû bulduğunda yağmur duası etmek için kullanmaktı.
Yıl 1934…
Türkiye’nin önemli bir ziyaretçisi vardır.
İran Şahı Şah Rıza Pehlevi, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün misafiri olarak Türkiye’dir.
İran Şahı, ziyaret esnasında Atatürk’e, üzerinde eşi benzeri taşlarla kaplı bir kılıç hediye eder.
Kılıç paha biçilmez ve göz kamaştırmaktadır.
Herkes, Atatürk’ün, karşılık olarak
Şah’a vereceği hediyeyi merak eder.
Atatürk, İran Şahı’na, sade gümüş bir sigara tabakası hediye eder.
Şah, eline aldığı tabakayı incelerken, yüzünde biraz şaşkınlık ifadesi vardır.
Şah’ın bir hazine değerindeki hediyesi karşısında, Atatürk’ün gümüş bir tabaka etmesi Şah da dahil olmak üzere herkesi şaşırtmıştır.
Atatürk, bunu
fark edince, Şah’a, “Bunu ben kendi maaşımla aldım” der.
Ve bu kısacık cümlede o kadar şey anlatır ki!
İzah etmeye gerek var mı?