ekibi ile ilgili sözler

Bütün vaatler ve müjdeler kudretin, iktidarın büyüsünü üfler. Zayıf olup adil olmak, yoksul olup dürüst olmak falan zerre menzilinde değildir cukkanın en iyisine kendisini layık görüp toplumun derdini tasasını görmezden gelen bekayı vakvakiye ehillerinin. Nereye giderseniz gidin, İslamcı perspektiften bakan her canlı sizi hor görecektir eğer kudretli saltanata bir

yerinden eklemlenmemişseniz. Öyle ki sevilmez bu mahallede lüks araca binmeyen yahut milyonluk evde oturmayan leş kargaları. Helalinden üç kuruş kazanmamış yamyamların kırkından sonra siyaset sahnesine atlayıp eline geçen parayla paçavra üniversitelerden iliştirdiği lisans, master vb. etiketlerden tanırız postmodern haydutları. Her nerede hemşeri derneği mağduru varsa

muhakkak bir yerinden sızmıştır siyasete ve grama vursan ibrenin kımıldamayacağı zekasıyla bir ömrü yuvarlak laflarla geçirir her bir şarlatan. Prematüre dangalakları ne saymanız mümkün ne de ıslah etmeniz. O yüzden size tavsiyem, bir kilometre kadar geriye gidin ve el ele tutuşanları inceleyin. İşte tam bu pamuk prenses ekibi şahsi fikri oluşmayan, birbirinin gölgesinde

ve kalabalık içinde varlık gösterebilen canlı türü potansiyel bir siyonistte aradığınız tüm özellikleri taşır. Birbirinden farkı olmadığı gibi birbirlerini çok severler. Uzun uzadıya anlatacak deliğim her bir sürüngenin tek tek yeme içme alışkanlığını. Her biri aynı ihalelere göz dikip aynı parlayan kişilerin kıç kısmındaki tüylerde parazit hayatını tercih

eder nitekim asalaklara ayrı ayrı değer vermektense sterilizasyona öncelik verip topyekün arındırmayı tercih etmeliyiz.

...feminist hareket ve kuram analizini toplumsal cinsiyet üzerinden yapamayacağını fark ederek cinsiyete dayalı baskı ve ayrımcılığın başka baskı biçimlerini çapraz kesen sınıf, ırk, yaş, özürlülük gibi değişkenlere yöneldi. Feminizm, militarizm ve çevreci hareketlerle buluştu. Selek(t.y.), hem farklı feminizmleri buluşturan hem de feminizmleri başka hak arama

mücadeleleriyle buluşturan bu feminizme Amargi ekibi ile birlikte “akrobatik feminizm” dediklerini belirtir. Ataerki gibi durağan ve değişmeyi açıklamaktan uzak bir kavram ve anlatı yerine toplumsal cinsiyet, kadınlık gibi erkekliğin de bir kurgu ve çoğul ve öznel bir kimlik olduğu üzerine çalışmaya başladı (Akis, Özakın, Sancar, 2009: 250).
Bugün feminizm

sözcüğüne mesafeli birçok kadın ve erkek en azından toplumsal cinsiyet sözcüğünü dağarcığına katmış görünüyor.

İddia: " Dünya ilaç endüstrisi ( Big Pharma) kar amacıyla kanserin çaresini gizlemektedir."
Bu iddianın kullanıldığı kalıp bile tamamen hatalıdır: "kanserin çaresi" diye bir tanım yoktur. Kanser yüzlerce farklı tipi olan, kimi zaman onlarca farklı genetik mutasyonu bünyesinde barındıran bir hastalığın genel adıdır. Bugün tanımlanmış 200'den fazla kanser türü

vardır ve her kanser türünün ortaya çıkış hikayesi hem kanserden kansere hem de hastadan hastaya farklılık göstermektedir. 4 Nisan 2018 itibarıyla kanserlerle ilgili 3.642.995 adet araştırma makalesi yayımlanmış olmasına rağmen "kanserin çaresini bulduk" diyen araştırma ekibi yoktur. Çünkü tedaviye yönelik yapılan araştırma her bir kanser türüne özel olarak

tasarlanmaktadır. Kanserin tedavisinden söz etmek, bütün hastalıkları çözebilecek tek bir tedavi unsurundan söz etmek gibidir. Böyle sihirli bir değnek bulunmamaktadır.
Eğer kansere çare bulmaktan söz edilecekse bu, örneğin "Ek mutasyon barındırmayan ancak tirozin kinaz inhibitörlerine deyanıt vermeyen kronik myeloid lösemi hastalarında yüzde yüz başarı sağlayan

bir tedavi bulundu!" şeklinde olabilir. Bu ifadeden fark edileceği gibi, tek bir kanser türüyle ilgili bile oldukça fazla değişken ve bilinmeyen vardır. Bu durumda "kansere çare bulundu" demek oldukça sığ ve yanıltıcı bir ifade olacaktır.
...
Kanserin tedavisinin gizlenmediğinin ispatlamanın basit yolu, kanserden ölen milyoner ve milyarderlere bakmaktır: Steve Jobs,

Walt Disney, Charlie Bell, Aaron Russo, Carl Sagan, Brian Conlon, Babe Ruth, David Bowie, Jack Kemp, Patrick Swayze, Farah Fawcett, Aretha Franklin, Paul Newman, Alan Rickman, Robert White, Dennis Hopper, John Wayne, Dean Martin, Frank Sinatra, Jack Lemmon, Bob Marley, Fred Rogers, Peter Stringfellow, Nicholas Cardi gibi meşhur isimlerin her biri kanserden ölmüştür. Tek tek aratarak bu

kişilerin servetini görebilir ve eğer bir yerlerde gizli bir tedavi olsaydı, bu tip multimilyonerler kanserden ölmezdi.

Erdem Beyazıt 1981 yılında Ajans 1400 ekibi ile Afganistan'a giderler.

İki ay süren seyahatin amacı Sovyet Rusya işgalinden sonra Afgan mücahitlerinin sesini duyurmak, dünyaya gerçek durumu açıklamaktı.

Orda bulunan çocuklara
"Sizler dünyanın en güzel çocuklarısınız"
diyen Bayazıt
" Bizim en güzellerimiz şehit oldu" cevabını

alır.

Bayazıt o anda hissettiklerini
" Bu kamil, bu arif, bu filozofça cevap karşısında bir anda gözlerime hücum eden yaşları, gırtlağıma düğümlenen acıyı, yüreğime çöreklenen acıyı gizleyebilmem mümkün müydü?

Hemen yakınımdaki mısır tarlasına doğru yürüdüğümü, orada doya doya ağladığımı hatırlıyorum " cümleleri ile

anlatır.