Sabahattin Ali
Sabahattin Ali

Zaten, bir felakete sükûn ve itidalle tahammül edenlerin manzarası, o felaket için ağlayıp çırpınanların manzarasından çok daha korkunç ve ezicidir.

Sabahattin Ali
Sabahattin Ali

.
...bir felakete sükûn ve idaelle tahammül edenlerin manzarası, o felaket için ağlayıp
çırpınanların manzarasından çok daha korkunç ve ezicidir.
.

Sabahattin Ali
Sabahattin Ali

bir felakete sükûn ve itidalle tahammül edenlerin manzarası,o felaket için ağlayıp çırpınanların manzarasından çok daha korkunç ve ezicidir.

Sabahattin Ali
Sabahattin Ali

" Bir felâkete sükûn ve itidalle tahammül edenlerin manzarası, o felâket için ağlayıp çırpınanların manzarasından çok daha korkunç ve ezicidir. "

Sabahattin Ali
Sabahattin Ali

Bir felakete sükun ve itidalle tahammül edenlerin manzarası, o felaket için ağlayıp çırpınanların manzarasından çok daha korkunç ve ezicidir.

Sabahattin Ali
Sabahattin Ali

açık ve hür bir fikir mücadelesi sonunda bu sancılı devir elbette geçecek, memlekete hayırlı bir sonuca varılacaktı. Millet, kültür seviyesi ve siyasi olgunluğu arttıkça, elbette iyiyi kötüden, hası kalptan ayıracak, bu yurda hizmet etmek isteyenlerle, başka emellere hizmet edenlerin arasındaki farkı görecekti.

Sabahattin Ali
Sabahattin Ali

Zaten, bir felakete sükûn ve itidalle tahammül edenlerin manzarası ,o felaket için ağlayıp çırpınanların manzarasından çok daha korkunç ve ezicidir.

Sabahattin Ali
Sabahattin Ali

" Zaten, bir felakete sükûn ve itidalle tahammül edenlerin manzarası, o felaket için ağlayıp çırpınanların manzarasından çok daha korkunç ve ezicidir."

Sabahattin Ali
Sabahattin Ali

../bir felakete sessizlik ve soğukkanlılıkla tahammül edenlerin manzarası, o felaket için ağlayıp çırpınanların manzarasından çok daha korkunç ve ezicidir..

Sabahattin Ali
Sabahattin Ali

(...) bir felakete sükûn ve itidalle tahammül edenlerin manzarası, o felaket için ağlayıp çırpınanların manzarasından çok daha korkunç ve ezicidir. Kuru ve sabit gözlerin arkasında nasıl bir ateşin yandığı; yavaşça kalkıp inen göğsün içinde nelerin kaynadığı bilinmediği için, insan mütemadi bir ürkeklik ve tereddüt içinde üzülür...