İnanamadığı, fakat itiraz da edemediği sözler dinlemek onu boğacak kadar sıkmıştı...
Bir mahpusu dünya ile hiç alakası olmayan bir zindana kapamak ona en büyük iyiliği yapmaktır. Onu en çok yere vuran şey, hürriyetin elle tutulacak kadar yakınında bulunmak, aynı zaman da ondan ne kadar uzak olduğunu bilmektir. On adım ötede en büyük hürriyetlere götüren denizi dinlemek ve sonra aradaki kalin kale duvarlarına gözleri dikerek bakmaya, denizi yalnız mu
hayyilede görmeye mecbur kalmak az azap mıdır?
“Bir mahpusu dünya ile hiç alakası olmayan bir zindana kapamak ona en büyük iyiliği yapmaktır. Onu en çok yere vuran şey, hürriyetin elle tutulacak kadar yakınında bulunmak, aynı zamanda ondan ne kadar uzak olduğunu bilmektir.On adım ötede en büyük hürriyetlere götüren denizi dinlemek ve sonra aradaki kalın kale duvarlarına gözleri dikerek bakmaya, denizi yalnız
muhayyilede görmeye mecbur kalmak az azap mıdır ?”
Ama, yine de birçokları için okuma bir hastalık. Böyleleri incelemek, düşünmek, dinlemek eğlenmek için okumaz, Okumak için okur.
.
Birdenbire, haykıran bir ses duyduk: "Deniz bu. Derin deniz. Engin ve güçlü deniz." Gelen sesin kaynağına ulaştığımızda, sırtı denize dönük, denizin uğultularını dinlemek amacıyla kulağına bir deniz kabuğu tutan bir adam gördük.
Ruhum şöyle söyledi: "Devam edelim. Bu adam, uzanamayacağı şeylere sırtını dönen ve kendini sahip olabileceği
şeylerle meşgul eden bir gerçekçidir."
.
İnsanları konuşarak tanıyamazsınız. Konuşmak, canlı yaratıklar arasındaki en etkisiz iletişim aracı. Dil yalan söylüyor, olanları çarpıtıyor, insanlığın hiç bıkıp usanmadığı klişeleri tekrarlıyor. Bu yüzden, insanları dinlemek onları anlamak için yeterli değil.
Hayat sizin mantığınızı dinlemez;hiç tınmadan kendi yoluna gider.Siz hayatı dinlemek zorundasınız,ama o sizin mantığınızı dinlemez,umursamaz bile sizin mantığınızı. `OSHO‘