Emine Ayhan
Emine Ayhan

[Xani] duruyu bir yana itip içti tortuyu,
İnci gibi olan Kürt dilini düzene koydu
İntizama getirdi.
Ki el demesin "Kürtler, irfansız, asılsız ve temelsizdirler.".

Mehmet Sait Çakar
Mehmet Sait Çakar

Safî şemirand,
Saf olanı bir kenara bırakıp
vexwarî durdî
tortulu olanı içti
Manendê durê lîsanê kurdî
İnci gibi olan Kürt lisanını
Înaye nîzam û întîzamê
Onu nizam ve intizama soktu
Kêşaye cefa ji bo yê amê
Halk için cefa çekti
Da xelq-i nebêjitin ku Ekrad
Başkaları Kürtler için

Bême’rîfet in, bêesl û binyad
Köklü ve asil değil, demesin diye.

Dündar Alp
Dündar Alp

Bütün ordu toplandı. Timur’un emriyle ikişer ikişer dizilerek Kerbela’yı ziyarete başladılar. Büyük bir halka olmuşlardı Timur ortada bulunuyordu. Timur Hüseyin’in kabirne doğru ilerledikçe halka açılıyor ve saygı merasimi bu şekilde gerçekleştiriliyordu…
Hüseyin’in şehitliğine yaklaşıldığı zaman Timur’un önü açılmıştı. Timur ayağını

şehitliğe attı, henüz tavafa başlayacaktı ki önüne bir adamın kapandığını gördü…
-Ne istiyorsun?
Diye sorarak başından tutup kaldırdı. Fakat herifin suratını görünce:
-Çabuk söyle!
Adamın suratı tanınmayacak bir hale gelmiş toz, toprak, yara bere içinde bulunuyordu. Timur bir süre daha ısrar ettikten sonra:
-Affınızı istiyorum…

-Benim affıma niye ihtiyaç duyuyorsun?
-Ben ona muhtacım…
-Halbuki savaş bitti.
-Sizin varlığınız tehlikedir.
-Bu olamaz…
-Olur efendim, benim kim olduğumu bilseniz…
-Sen kimsin?
-Bir suçlu…
-Nasıl bir suçlu?
Herkes, bütün halk Timur’la bu adam arasında yaşananlara bakıyorlardı. Fakat sözlerini iyi duyamadıkları için

yalnız hareketleri gözlüyorlardı…
-Efendimiz, affedeceğinizi söylerseniz…
-Affettim…
-Size karşı Zeynettin’in yazdığı mektubu Tağlak Timur’a satan benim…
-Peki… Madem artık geçmiş seni affediyorum…
-Geçen İran seferinizde askerinizi yok eden, bütün halkı baştan başa toplayarak komutanınızı mağlup ve esir eden benim…
-Onu da

affettim. Fakat madem ki bu kadar maharet gösterdin; neden şimdi bana mağlup oldun? Sana onu soruyorum. Bana şimdi niye mağlup olduğunu söyle…
-Kuvvet ve kudretiniz karşısında durabilecek bir güç ve kuvvet düşünülebilir mi?
-Hayır ben sana onu sormuyorum, bana niçin mağlup oldun? Bana karşı galip gelemeyeceğini, benim önümde hiçbir kuvvetin duramayacağını

biliyordun, niçin karşı geldin? Bana galip geleceğini düşünüyordun niçin benim bu kadar askerimi mahvettin?
-Efendim af buyurunuz!..
-Hayır cevap veremiyorsun? Cevap istiyorum… Zavallı Hızır bozuldu, ezildi ve hiçbir cavap veremedi. Fakat bu durumunu dikkatinden kaçırmayan Timur bağırdı:
-Kumandan! Şu herifi al ve yaramaz bir atın kuyruğuna bağlayıp sahraya

bırak!..
Bu sırada İranlı Hızır irkildi ve elinde gizlediği hançeri Timur’un göğsüne saplamak üzere gerildi…
Fakat Timur birdenbire:
-Dur!..
Emrini verdi ve Hızır şaşırıp durdu, o anda orada bulunan kumandana:
-Al götür, fakat onu affettim. Tavaftan sonra bana getir!..
O tantanalı, muhteşem tavaf gece dahi devam etti, her tarafta meşaleler

yanıyor, yer yer kandiller ortalığı aydınlatıyor ve bütün halk Hüseyin’in şehitliğinde ibadet ediyordu. Timur da bunların arasında idi. Sabah namazı kılındıktan sonra herkes dağıldı ve Timur da harem çadırına geldi. Olcay Türkan ile Dilşad Sultan kendisini karşılamışlardı…
Çadıra çekildikten sonra Olcay’a:
-Bu gün ne oldu biliyor musun Olcay?

-Hayır efendim, ne oldu?
-Sen tavafta, matem merasiminde bulunmadın mı?
-Hayır hakanım…
-Bu gün tavaf ederken önüme bir İranlı’nın kapandığını gördüm, kim acaba diye yüzüne baktım; çamurlu, yaralı yüzlü bir kişi… Hayret ettim. Ne istiyorsun sorusuna: Suçluyum cevabını aldım. Suçun nedir? Sorusuna ne cevap verse beğenirsin?
-Ne cevap verdi

efendimiz?
-Ne cavap verecek, Zeynettin’in mektubunu Tağlak Timur’a ben götürdüm demesin mi?
-Ya… ne yaptınız? Şu adamı görmek isterdim…
-Ne yapayım affettim, fakat bu kadarla kalmadı İran’daki askerleri de o mahvetmiş…
-Ona ne yaptınız?
-Onu da affettim…
-Çok iyi yapmışsınız…
-Fakat…
-Bir şey daha mı söyledi?..

-Hayır ben ona sordum…
-Ne sordunuz?
-Dedim ki; sen geçen sene askerimi mahvettin. Galip İranlılar’ın kumandanı idin, bana şimdi niçin mağlup oldun dedim…
-Ne cevap verdi?
-Hiç…
-Sen ne yaptın?
-Kumandanı çağırdım ve onun cezalandırılmasını emrettim…
-Sonra ne oldu?
-Ne olacak? Benim bu emri verdiğimi görünce herif

hançerini çekti ve bana saldırdı. Ben de “dur” dedim bununla beraber affettiğimi kendisine söyledim…
-Niçin?
-Niçin mi?
-Evet niçin affettiniz?
-Çünkü sonraki durumu gösteriyordu ki; bu adam daha önce maiyetimde bulunan ahlâksız serserilerden, fakat insanlığın fedakar evlatlarından biri idi de onun için…
-Şimdi o adam nerede?
-Huzuruma

getirmeleri için emir verdim. Yarın getirirler…
Ertesi gün İranlı’yı huzura çıkardılar. Timur yeniden:
-Sana maiyetimde bir kumandanlık veriyorum, fakat bana dürüstçe hizmet eylemen şartıyla dedi…
Hızır, Timurlenk’in şartlarını kabul etti ve kendisine bir kumandanlık verildi…
İran ve civarının fetih işleri tamamlandıktan sonra Semerkant’a

dönmek için yola çıkıldı…

Mehmet Emin Bozarslan
Mehmet Emin Bozarslan

Tortuyu içti, çekerek durudan elini
Ve Aynen inci gibi olan Kürd dilini

Derleyip topladı ve düzene getirdi
Ve böylece kamu için cefalar çekti

Ki eller demesin "Kürdler
Bilgisiz, asılsız ve temelsizdirler "

Çeşitli milletler kitap sahibidirler
Yalnızca Kürdler nasipsizdirler.

Şihabuddin el-Akfehsi
Şihabuddin el-Akfehsi

***
Tufeylinin biri arkadaşına akşam yemeğine gitti. Yemeğin sonunda iki tepsi kadayıf getirildi. Bir tepsiyi ye­dikten sonra diğerini de kalkarken yemek için bir kenara koydurttu. Ancak bu arada orada oturanlardan birisi: Kalkın gezmeye gidelim, dedi. Buna çok sinirlenen tufeyli: Beni bu kadayıfı yemekten ancak Allah alıkoyabilir, demesin mi.

Özer Ravanoğlu
Özer Ravanoğlu

" Biraz tavla oynadım. Yarın huzuruna vardığımızda Cenab-ı Hakk benim rahmetime hiç mi güvenmedin demesin diye azcık günaha girdik" derdi.

Nihat Nikerel
Nihat Nikerel

Baba demesin çocuklarım
Babasızların yanında,
Burkulur yüreğim çocuklarımı severken
Babasız çocuklardan,
Çocuksuz babalardan
Utanırım.

Kinyas Kartal
Kinyas Kartal

Kimse çıkıp bana '' geçer '' demesin
Bazı gerçekleri teselli edemezsin...